16 Haziran 2015 Salı

OKK 45.Blog Tur Senin Yerinde Olsaydım//Lisa Renee Jones Kitap Tanıtımı^^



Herkese merhaba!
OKK’nın 45. blog turunun konuğu Arkadya Bitter’in ilk kitabı olan Lisa Renee Jones’un yazmış olduğu Senin Yerinde Olsaydım romanı!



Kitabımızı Tanıyalım^^

Bu sayfalar, bir kadının yasaklı dünyasına açılan gizemli bir kapı. Kapının ardında ise sıradan birinin asla hayal edemeyeceği bir dünya saklı; acının zevkle, korkunun aşkla karıştığı bir dünya. Tutkunun önüne ne gelirse yakıp küle çevirdiği o ilkel ateşin ve aşkın en saf hali gizli bu satırlarda. Ne duyarsan duy ya da ne görürsen gör devam edebilecek, bana hazzın ve acının en büyüklerini yaşatan gizemli adamın kim olduğunu çözebilecek kadar cesur musun? Benim yerimde olsaydın, cevabın ne olurdu?

Sıradan bir lise öğretmeni olan Sara McMillan'ın cevabı evetti. Ta ki bir rastlantı sonucu okuduğu o günlükteki kayıp kadını bulmaya çalışırken, git gide hiç tanımadığı o kadına benzediğini, onun hayatını yaşamaya başladığını fark edene kadar. Rebecca'yı içine çekip yutan, parlak ışıklarla dolu sanat dünyası, Sara'ya boyun eğecek miydi? Yoksa onun da sonu bu ateşli, gizemli ama bir o kadar da tehlikeli adamın kollarında mı gelecekti?

Kimdi bu adam? Peki, ya ben kimdim? Korku, nasıl böyle baştan çıkarıcı olabilirdi?
Öğrenmeye hazır mısın?


Takvimiz^^


16.06.2015

Duyuru – Takvim – Çekiliş
Kütüphanemden Kitap Manzaraları-Inside Out Serisi Hakkında.


17.06.2015
Kitap Tutkusu-Aşina Olduğumuz Ceo’lar mı, Yeni Furya Ressamlar mı?
Kütüphanemden Kitap Manzaraları-Lisa Renee Jones Röportajı.


18.06.2015
Yorumlar


ÇEKİLİŞ!!^^

3 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 


Takipte kalın canlar^^ Ve herkesi turumuza bekleriz ;)



Katkılarından Dolayı Arkadya-Bitter'e Çok Teşekkürler^^




Tanrıçaların Savaşı//Kendare Blake Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yorumlar devam ediyor!!! Okunan çok kitap olunca yorumlarda böyle olur ama :D Bu sefer ki kitabımız yine fantastik artı mitoloji. Duruyorum, duruyorum fantastik okuma başladığım zaman durmak bilmiyorum ard arda geliyor bütün fantastikler^^ Bu sefer ki herkesin aşina olduğu mitolojiden duyduğumuz Tanrıçalar var. Athena, Artemis, Zeus, Hermes, Apollon, çeşit çeşit ve bir çoğu var kitapta. Fazla tanrıça kitapları okuyan biri değilim yani böyle Zeus'un Artemis'in Athena'nın geçtiği gibi, bu ilklerden biri. Sevdim mi sevdim. İkinci kitabı dört gözle bekliyorum.



Tanrıçalar uzun yıllar yaşadıktan sonra sona yaklaştıklarının farkına varırlar. Savaş Tanrıçası Athena'nın içinden başlayarak günden güne çıkan baykuş tüyleri sonunu getirmeye yeterlidir ve daha değişik hastalıklara yakalanan Tanrıçaların arasında savaş başlamak üzeredir. Üvey kardeş olan Athena ve Hermes bunların neye sebep olduğunu öğrenmek için dünyayı dolaşmaya başlarlar ve bazı ipuçları uzak bir kasabaya ve insan olan Cassandra'ya ulaştırır. 




Elimden geldikçe konuya fazla değinmedim, arka kapağa uyumlu olmalı değil mi :D Kitabı sevdim, biraz önce Goodreads'dan yorumlara baktım tabii okuyamadım o kadar İngilizcem yok :P neyse verdiklere puana baktım ve çok şaşırdım. Kitap akıcı ve çok güzel acaba neyini beğenmediler çok merak ettim. Yazarın ilk kitabını okudum, yaratıcı yazarlık bölümünden mezun ve bölümünün hakkını vermiş belli. Olaylar o kadar gerçekçi ve ilgi çekiciydi ki elinizden bırakamıyorsunuz.


Bir çok tanrıçanın kitapta geçtiğine değindim yoruma başlarken ama diğer tanrıçalardansa Athena ve Hermes üzerinden yoğunlaşmış yazar. Spoilere girmez ama sevdiğimiz taraf olanlarda Athena ve Hermes zaten. Her ikisine de üzüldüm, hele Athena'nın içinde yavaş yavaş olan baykuş tüyleri falan çok kötüydü, okuyunca anlarsınız. Cassandra ise bambaşka bir karakterdi, kitabın ilerleyen zamanlarında ne olduğunu öğrendiğiniz de şok geçireceksiniz. Hele Athena ile ilk karşılaşmaları heyecan dorukta okudum.
  Birde Apollon'umuz var. Evlere şenlik kendisi, sevdim diğerleri gibi ama... aması var işte. Kitabı okuduktan sonra bulun beni. İkinci kitap acaba nasıl olur diye kafa patlatalım :P Daha fazla değinmeyeyim şimdi bir şey derim falan neyse :D 


Kitabımız baştan sona kadar heyecanlıydı, final haftasında kafa dağıtmak için okuduğum bir kitaptı ve iyi ki okumuşum. İyi oldu böyle, başta tereddüt ettim konu bakımından ama okudukça yaptığım seçimden memnun oldum. Kitapta beklenen olayları yazar güzel bir şekilde aktarmış, adrenalin tavandı hem kitapta hem bende :D Eksik bir tarafını bulamadım, sadece ikinci kitap, ikinci kitap diye söyleniyorum bu kadar. 

Bu kadar yorumdan sonra kesinlikle okuyun derim. Kaçmaz böyle bir kitap. Benim gibi ilk defa Tanrıçaların geçtiği bir kitabı okuyacaksanız bununla başlayın derim, hele fantastik ve mitoloji severler kesinlikle kaçırmayın, tavsiye ederim^^

Son olarak serimiz şimdilik 3 kitaptan oluşuyor. Kapaklar gerçekçi ve çok güzel, beğendim^^



Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"...Birbirimize kardeş diyorum ama bunun bir anlamı var mı bilmiyorum. belki de hiç anlamı olmadı. Tanrılar soğuktur. Savaşmak, öldürmek ve birbirimizi sırtımızdan vurmak en iyi yaptığımız şeylerdir."

******

"Sen ne oldun?" diye sordu Andie. Henry ona ters ters baktı. Omzundaki doldurulmuş papağan da öyle bakıyormuş gibiydi. 
"İnsanları en çok ne korkutacak emin olamadım."dedi ciddiyetsiz bir şekilde. "O organlar mı yoksa senin elbise giymiş halin mi?" Sonra kapıdan tam zamanında çekilerek üstüne püskürtülen kandan kurtuldu. 

****** 

Odisseans omuz silkti. "Çünkü bu böyle yazılmış. Kimse kaderden kaçamaz. Doğduğumuz günden sonra hiçbirimiz ondan kaçamayız. Sen bile."



Bu yorumumda bu kadar, bol kitaplarla kalın canlar^^



11 Haziran 2015 Perşembe

işgalci//Melissa Landers Kitap Tanıtımı^^

Selam^^

Bugün üçüncü yayınım oluyor :) Birden çok mu yüklendim bloguma demeyeceğim, iyi böyle :D Yazıma gelecek olursam bir kitap tanıtımı yapacağım. Uzun zamandır beklenen Yabancı serisinin ikinci kitabı İşgalci çıkıyor. Uzun zaman diyorum ama pekte öyle değil, Go Kitap kısa zamanda çıkarıyor serileri, süper olduğu kadar takdir edilesi. Neyse heyecanla beklenen kitap geldiğine göre bakalım ikinci kitapta bizi neler bekliyor^^ 



İşte tanıtım^^


Uzaylılar İnsanlarla İttifaka Hazırlanıyor. Bu kez de Dünyalı Cara Sweeney, L'eihrlilerin konuğu. L'eihrli erkek arkadaşı Aelyx'i, iki gezegen arasındaki ilişkileri yoluna koymak için, Dünya'ya gönderdikten sonra yabancı bir gezegende bir başına kalan Cara'nın etrafı onu istemeyen klonlarla çevrilmiştir. Hatta Aelyx'in evcil hayvanı bile ondan nefret eder. Yeni hayatına uyum sağlamak için her yolu deneyen Cara, çok geçmeden bu gezegende Aelyx ile mutlu olup olamayacağını sorgulamaya başlar.

Dünya'daki Aelyx'in durumu da Cara'nınkinden farklı değildir. Birbiri ardına düzenlenen suikastların hedefindeki Aelyx, Dünya-L'eihr ilişkilerini güçlendirmek için yoğun bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmeye çalışır. Dünya hükümetlerinin vatandaşlarından gizlediği küresel su krizine çözüm getirecek teknoloji L'eihrlilerin elindedir ama bu teknolojiyi Dünyalılarla paylaşmaları ancak ittifak kurmalarıyla mümkündür. Ama her iki taraftan da yükselen itirazlar ve ittifakı baltalayacak şiddet eylemleriyle Cara'nın da Aelyx'in de işleri hiç de kolay değildir. 

İki genç âşık, bir yandan gezegenlerinin geleceği için canla başla mücadele ederken bir yandan da birbirlerinden sayısız ışık yılı uzakta ayrılık acısına katlanmaya çalışır… ta ki dünyalarına yönelik bir tehdit onları yeniden birleştirene dek.



Wuuu konuya gel^^

Ben bu tanıtımı yaparken kitabımız matbaadan geldi bile^^
Kitabımız 15 Haziran'da tüm kitapçılarda ;) Şu an ön siparişte ;)



Kapak mükemmel^^

Tanıtım bu kadar ;) Son olarak Yabancı kitabına yaptığım yorumu merak edenler yorumum bir TIK! uzağınızda olduğunu söylemek isterim ;)


Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiler^^



Mim// Ben Bir Kitap Olsaydım^^

Selam^^
Uzun zamandır Mim yapmıyordum, sevgili K.mm'da(Kütüphanemden Kitap Manzaralı) beni düşünerek Mim'e eklemiş. Sorulara ve konuya bakınca nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum ama başlayayım devam eder her halde^^ 
Mim şu sen bir kitap olsan nasıl olurdun^^ Sorularımıza hemen bir dalış yapalım o zaman ;)



Adım

Çok otantik bir ismim olmasını isterdim. Konu ve ismim uyumlu olurdu.

Kapağım
Renkli bir kapak olsun isterdim, ama öyle çocuk kitapları gibi de değil. Morlu, kırmızılı vb. renkler gibi. 

Arka Kapak Yazım
Özellikle konuya değinecek, ilgi çekici olan bir arka kapak yazısı olmasını isterim. Öyle alıntı koyup hadi konuyu çöz gibi olmasın yeter :P

Önsözüm
Çok uzun olmasın, kısa kes aydın havası olsun gibisinden olsun :P Derler yaa Türkler Önsöz okumaz aslında okuyoruz ama gereksiz uzunları neden okuyalım? :P Haa anlamlı olur uzun olur tamam ama gerisi boş, Kısa ve Öz. Nokta :D

İçeriğim
Fantastik ve Bilim Kurdu olsun. Vıcık vıcık aşk olmadığı taktir de Aşk kitabı da olabilir ama Fantastik favorim^^ Romantik komedi tarzı da olabilir. Örnek verirsem Shopie Kinsella kitapları gibi. Ağlak olmasını kat'iyen istemem ne öyle ben o kadar ağlak mıyım :P Şaka bir yana bir kere okundu mu bir daha okunulası bir içerik olmasını isterdim ;)


Sorularımız böyle, korktuğum kadarda değilmiş sorular :P Eğlendim, bir kaç şeyde öğrendim. Sonuçta oturup acaba ben nasıl bir kitap olurum diye kafa patlatmıyorum :D 


Mim hoşuma gitti diyen herkes yapabilir ;) Etiketleyeceğim kişiler çok Mim yapıyor mu bilmiyorum ama ilki Nabrut Ve Biz'i , Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler , Kitap Eylemi  , Zeynep's Library bloglarını etiketliyorum^^  İsterseniz yapabilirsiniz canlar^^

Bakalım neler çıkacak :D


Sevgi ve saygıyla kalın canlar^^



Benim Uzak Yıldızım//Amie Kaufman-Meagan Spooner Kitap yorumu^^

Herkese merhaba^^
Bugün sizlere harika bir bilim kurgu kitabının yorumu ile geldim^^ Kitabı okumadan önce ilk olarak kapağa aşık olduğumuzu hepimiz itiraf edelim. O yıldızlar, kızın elbisesi ve köşeden az da olsa çıkan bir erkek^^ Şaka bir yana renk uyumu harika olan bir kapak, şahsen ilk gördüğümde aşık oldum. Kitabın kapağı ne kadar güzelse içi de o kadar güzeldi. Biraz şüphelerim oldu okumadan önce, o şüpheyi yorumumun devamında bahsedeceğim ama şüphelerimin yerini olumlu bir düşünce aldığını söylemek isterim. Daha fazla detaya girmeden önce kitap hakkında bilgi verip devam edeyim.

Lilac gezegenin en zengin ve dokunulmaz unvanını alan genç bir kızdır. Herkes yanına gideceği, konuşacağı zaman iki kere düşünmesi gereken ulaşılmaz kişidir. Binbaşı Merendsen ise savaştan sonra aldığı unvan ile zengin kesimde gözükmeye başlar ve İkarus uzay gemisinde yer alır. Güzel devam eden günlerden sonra devasa büyüklükte olan İkarus'un başına felaket gelir ve elli bin yolcu alan uzay gemisi bir anda yakın bir gezegene düşer. Kurtulmanın mümkün olmadığı bu kazada sadece iki kişi kurtulmuştur. Lilac Laroux ve Binbaşı Tarver Mrendsen. O dakikadan sonra macera, hayatta kalma mücadelesi ve tabii ki aşk başlar.

Konumuz böyle, daha fazla detay için arka kapak yazısına bakabilirsiniz ;) Kitabı sevdiğimi başta söyledim, çok güzel bir bilim kurgu romanıydı. Böyle bir uzaylı kitap ikinci kez okuyorum, ilki de yine Go Kitap'dan olan Yabancı ama bu çok çok farklı bir şeydi. İlk olarak zengin kız fakir oğlan nostaljisi yaşıyoruz. Ne romantik değil mi? Ama öyle olmuyor işte bir anda kendilerini bilinmez bir gezegende bulunca Lilac ve Tarver neye uğradıklarını şaşırırlar. Başta Lilac'a sinir oldum, tamam zengin aileden geldiğin için tripli olabilirsin ama kuzum sen bilinmez bir gezegene düştün uyan artık :P
Yine de sevdim kendisini^^ Cesur ve sevimli bir hal aldı zaman sonra, hele o geçmişte yaşadıkları yürek parçalayıcı. Okuduktan sonra siz hakkında ne düşüneceksiniz merak konusu.



Tayver'a gelecek olursam fakir oğlan olarak iyi idare etti demeyeceğim muhteşem idare etti tatlı şey^^ Unvanının hakkını verdi kitap boyunca, bir çok zorluklar atlattı. Yeri geldi yoruldu yeri geldi sinirlerine hakim oldu yeri geldi aşık oldu :P Ne aşktı be arkadaş neyse. :D  Bir adet Tarver ve onun Lilac'a olan aşkından alabilir miyim? :P Şaka bir yana cesurluğun kitabını yazan bu iki çifte birbirinden güzeldi.

İlk başlangıçta bazı şüphelerim vardı demiştim. Bu şüphe ise kitabımızın iki yazarın yazması. Biraz değil baya korktum acaba altında kalkabilmiş mi yazarlar diye. Sonuçta kapak güzel, konuda ilgi çekici olup içeriği kötü olunca hepsi bir anda yerle bir oluyor. Ama bu kitap öyle değildi, yazarlar ortaklaşa harika bir kitap çıkarmışlar. Kitapta ayy bu olmamış, keşke tek yazar yazsaydı dediğim tek bir yer bile olmadı. Hatta acaba bu yazarlar nasıl yazdı dedim. Bir bölümü biri bir bölümü biri mi yazdı acaba ama cıks olmaz öyle bambaşka bir şey çıkardı her halde :D Uzun lafın kısası şüphelerim doğru çıkmadı, buna sevindim. Yazarları ve kalemlerini sevdim^^



Kitabın içeriğine biraz daha değinecek olursam bazı yorumlarda çok durgun olduğu yazılmış bence, şahsım adına öyle değildi. Belki fazla hareketli sevmediğimden belki de gerçekten öyle bir eksikliğe rastlamadığım dan yorumları okuyana kadar öyle bir şey hissetmedim. Kitabın ilerleyen sayfalarında neler oluyor neler. Bir kere gezegende meydana gelen olağanüstü olayların neler olduğunu hem karakterlerimiz hemde ben öğrenince şok oldum, tabii vay bee dedim de az orada kafam karıştı bu bir gerçek. Hele bir yer vardı ki evlere şenlik. Okuduğum sırada gözümden uyku akıyordu ama öyle bir sahneydi ki kitabı elimden bırakamadım. Amie ve Meagan siz neler yaptınız öyle O_o Ahh Tarver ahh Lilac :(


Çok merak ettiniz değil mi? Bence hiç bekletmeden alıp okuyun, bu iki yazar çok güzel bir kitap yazmış. Neler olacağını tahmin edemeyeceğiniz, olanları öğrenince de şok üstüne şok yaşayacağınız kitabı kesinlikle öneriyorum ;) Daha fazla yazmak isterim, ama bu kadar kafi. Gerisini siz okuyun ve bana hak verin ;) Bu arada kitapta geçen soruşturma kısımlarına sinir oldum -_- Okuyunca anlayacaksınız ;)

Kitabımız 3 kitaptan oluşuyor. -En sevdiğim^^- İkinci kitabımızın konusuna bakacak olursak Lilac ve Tarver çiftinin devamı olmuyor. Bu kitapta başka çift oluyor ve son kitapta her iki çifte buluşuyor. Bunu öğrendikten sonra gel de merak etme :O

İşte serimiz^^
Kapaklara bit^^


Benim Uzak Yıldızım Yorumu için Tık Tık!
Paralanmış Dünyam için Tık Tık!
Sonsuz Işığım için Tık Tık!


Kitaba puanım 5/5


Alıntılar^^

Lilac Rose LaRoux. Dokunulmaz. Zehirli.
Adımı Zehirli Sarmaşık koysalarmış keşke. Ya da Yüksük Otu. Veya Güzelavratotu. 


*****

"Sen ölürsen," diye fısıldadım, gözlerimi ondan ayırmadan, "ben de ölürüm."




Yüzünün her tarafında çillerle karışan lekeler vardı. Yanağındaki o morluk duruyordu. Uykusunda bile o dudakları düzgün, kararlı bir çizgi halini almıştı.
Gözlerinin altında mor halkalar vardı. Terli, perişan ve bitkindi. 
Gözüme hiç bu kadar güzel görünmemişti.

*****

O olmayınca içim üşüyordu.



Son olarak K-Pop sevdiğimi bilirsiniz. Kitabı okuduğum sırada çok sevdiğim Infinite grubunun pek sevgili Sung Kyu üyesinin mini albümü çıkmıştı, şarkılarını dinledim. Ama bir tanesi beni benden aldı. Daha Türkçe alt yazısına bakmadan bu şarkı tam Benim Uzak Yıldızım için yazılmış dedim. Sonra alt yazılı izledim ve şok. Bu kadar mı denk gelir^^ Kitabı okuyanlar izleyin hak vereceksiniz ;)


Keyifli dinlemeler^^

Bir kitap yorumunun daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Emeği geçen herkese teşekkürler :P Başka yorumlar da görüşmek üzere^^



5 Haziran 2015 Cuma

Agapi-Ölümsüz Aşk//Sarah Jio Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yorumlarım gelmeye devam ediyor. Bu yorumu hemen yazıyorum ama ne zaman yayınlarım Allah Kerim :D Şimdi saat 23.00 ben oyalanmadan her şeyiyle yazsam saat 01.00'da biter :P Şaka bir yana Fighting!! deyip yorumuma başlayayım. Sarah Jio'yu sevdiğimi bilirsiniz, çıktığı sırada aldık kitabı ama hemen okuyamadım. Okuduğum yorumlara göre ise kitabımız yazarın diğer kitaplarına benzemiyormuş. Cidden benzemiyordu. Bununla ilgili detaylar yorumun devamında gelecek ;)


Jane sevdiği ve ailesinin devam ettirdiği çiçekçi dükkanında işlerini sürdürmektedir. Çevresinin geniş olması ve seveninin çok olması Jane için çok iyidir ama ne yazık ki sevdiği köpeği Sam'de olsa da yalnızlık hissi başına beladır. Bu sırada Noel ve doğum günü denk gelmektedir ve ona gelen mektuplar arasın da çıkan kırmızı mektup ilgisini çeker. Mektubu okuduktan sonra hayatındaki bazı anlamsızlıklara cevap bulacaktır ve bambaşka şeylere yol açacaktır.





Konumuz böyle, devam etmeyeceğim konuya yoksa spoiler olur. Zaten kapak arkasında olan yazı da pek bahsedilmemiş. Neyse okuyunca ne olduğu anlıyoruz kitabımızın. Kitabı sevdim mi hımmm ne diyebilirim ki Sarah daha çok tarihi üzere kitaplar yazsın. Bu da güzeldi ama çoğu şey eksikti. Pek tatmin olmadım ne yalan. Kitabı okumadan önce Instagram'da bir yorum gördüm, Sarah bu tarz kitaplar yazmasın olmamış diye yazılmış, çok doğru buldum. Sarah'cım duy sesimizi, sen bırak bu işleri, sürekli tarihi yaz^^


Konumuz mistik özellikli bir kitap, karakterler iyiydi ama kopukluk vardı, yani dostluk, arkadaşlık vardı ama hepsi kopuktu ne yazık ki :/ Haa kitabın tamamı kötü mü, hayır değil güzel yönleri de vardı, bambaşka bir kitap olmuş, böyle tarzda kitap okumamıştım. İlk defa Sarah'ın kitabına böyle bir yorum yazıyorum, için içimi yiyor ama ne yazık ki bunlar bana göre gerçekler. Karakterlerden sevdiğim oldu, duygulandığım oldu kızdığım da oldu yine de eksiklik var :D 

Ana karakterimiz Jane ama bölüm bölüm kitapta geçen diğer karakterlerin hayatlarına da el atmış yazarımız, çok duygulu alıntıları, yazılar vardı. Sarah'ın kitabı işte bu dedirtiyor, gerçek aşkın önemli ama bazen ulaşılamayacak olduğunu yazarımız ince bir detay ile anlatmış. Bu kısımlar insanın içine işliyor, sona doğru neler olacak diye merak ediyorsunuz ve bum! neler neler oluyor. Şok oldum hani, böyle bir son beklemiyordum. 


Tavsiye kısmına gelecek olursam Sarah'ın bu tarz kitabı ilk, okumak isterim diyorsanız deneyin derim, bazı yönleriyle sevdim ama başta da dediğim gibi fazla eksiklikler vardı. Aşkı anlatması, bununla ilgili kitap yazması cesaret işi. Bu kitapları yazmak diğer kitaplara göre daha fazla emek ister ama yazarımız eğer yine bu tür yazacaksa haddime değil ama biraz daha kendini geliştirsin derim ;)

Kapağa ve kitabın ismine gelecek olursam, isinin anlamı kitapta geçiyor, kitabı okudukça kapak ve isim mantıklı geldi ama ama yine de orijinal kapağı kullansaydı keşke yayıncımız. 


 Bu kapak çok güzel, çok beğeniyorum. Bu kapağında bir anlamı var, iki kapakta çok gizemli, okudukça anlıyoruz anlayacağınız :D

Puan ve alıntılardan önce Sarah Jio'nun kitaplarına yaptığım yorumları okumak isterseniz linkleri vereyim.

Mart Menekşeleri(My Twin'den) Tık Tık!!
Yağmur Sonrası Tık Tık!!
Böğürtlen Kışı(Özel Yorum) Tık Tık!!
Son Kamelya Tık Tık!!
Gündüzsefası Tık Tık!!

Kitaba Puanım 5/3.5^^


Alıntılar^^

"Evet, çünkü biz filmlerdeki gibi aşklar istiyoruz. Hepimiz. Ama öyle bir şey yok. Olsa bile sonsuza dek sürmüyor."

*****

"Olabilirsin değil Mary, olacaksın. Tekrar sen olacaksın. Bunun kendin göremiyorsun ama ben görebiliyorum. Bu yarışa başlayan bir koşucu bitiş çizgisini göremez. Ama oradadır, seni bekliyordur. Sadece inan."

*****

Adele özel biriydi. Onu adeta kitap gibi okurdu. Kötü bir paragrafa denk gelse bile kitabı asla rafı kaldırmazdı. O aşk kitaplarına bayılırdı. Zor bölümlerde bile.


*****

"Gerçek aşk hayalet gibidir. Herkes ondan bahseder ama çok az kişi onu gerçekten görmüştür."



Kitaba yorumum böyle, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiler, saygılar^^




Tatlı Şeytan//Wendy Higgins Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Uzun bir aradan sonra yine sizlerleyim şükür :) Finaller bitti, okul bitti. Gelsin tatil, kitaplar diziler inşAllah. Yazıma gelecek olursam, daha okul bitmeden bitirmiştim bu kitabı. Pc'nin sorunlu olması, benim zamanımın olmaması şimdiye bıraktı yorumu. Çok geç yorum yayınladığım farkındayım ama inşAllah hepsini yetiştirmek niyetim :D Tabii yine zamanım olursa falan filan :P
Kitabımıza gelecek olursam harika bir kitaptı, gerek yazarın konuya yaklaşımı, kalemi falan okunulası^^ Çok sevdiğim bir kitap oldu, ikinci kitabı daha okumadan üçüncü kitabın çıkmasını istiyorum o derece der konuya geçerim.


Anna liseye giden 16 yaşında bir genç kızdır. Çocukluktan beri ona musallat olan şeylerin farkındadır ve neden olduğunu bilmemektedir. Yeni yaşına girince işler daha karmaşık hal alır ve kasabaya gelen gizemli Kaidan ile karşılaşınca da bazı gerçekler bir bir ortaya çıkar. Karanlık bir soydan geldiğini öğrenen Anna seçimler yapmak zorundadır. Ya iyilik meleği lakabını alan Anna böyle olmaya devam edecektir yada aynı ırka mensup olduğu kişiler gibi bazı emirlere boyun eğecektir. 



Konumuz böyle. 
Şimdi şöyle ki neredeyse bütün fantastikler böyle başlar, yaa birbirlerine benzer yada çok çok farklıdır. Bu kitapta onlardan biri. Tamam kız genç, ne olduğunu yeni öğreniyor ve bambaşka olayların ortasında buluyor kendini. Hepsi klişe ama çoğu şey farklı bu kitapta ;)

Anna sevdiğim bir karakter oldu gibi :D Dediğim dedik değildi bir kere, karakterin hakkını veren bir karakterdi. Yaşadığı o kadar zorluk ve devamında gelen olaylar katlanılacak gibi değil ama Anna sağlam basıyor yere ve olanlar oluyor. İkinci kitapta neler yapacak çok merak ediyorum, bilirsiniz bu klişeler arasında bir de kitabın sonu vardır. Öyle bir bitti ki ama olmaz ki böyle dedim. Elimde kitapta yok, en kısa zaman da alacağım ama :P



Gelelim ismi, kadar kendide ilginç olan Kaidan'e^^ İsmi nasıl okunacağını yazmış kitap ama ben yine bildiğimi okudum :D Çok tatlı, asil, kendinden emin biriydi ama tek şikayetim var bu kişiden. Kitabı okuduğumu duyurduğum zaman Kaidan için oyy, oyyy dendi ama ne yazık ki kitapta fazla yoktu. Okudum bekledim, okudum bekledim ama cıks :/ Olmaz böyle şey, ikinci kitapta daha fazla görmek dileğiyle :*


Pek fazla ekşın yok kitapta, ama o kadar akıcı ve güzeldi ki haa olmuş haa olmamış fark etmiyor insan. Bir kaç eksiği vardı tabi onlardan biri de Anna ve Kaidan'ın arasındaki iletişim. Bir tek ben mi öyle hissetim bilmiyorum ama ikinci kitapta daha farklı bekliyorum bakalım :D Yazarın kalemi gerçekten kuvvetli. Yazarlığa hız kesmeden devam etsin. Tabii eğer serinin devamını saçma bir hale sokarsa onu bilemeyeceğim :D
Bu arada kitapta geçen bir kaç karakter vardı, bazıları hariç hepsini sevdim. Hele bir tanesi vardı, tatlı şey^^ Adı bende saklı olun bu arada :*

Kitabı bitirir bitirmez iknciyi okumak istediğim yukarıda söyledim, cidden öyleydi. Nasıl merak ediyorum nasıl merak ediyorum anlatamam ama zamanla başka kitap okuyunca geçti. Belki üçüncü kitap çıkarsa onuda alır okurum. Yine de şu an yazdığım halde merak ediyorum :D Kapaktan söz etmek istiyorum. Renkler uyumlu çok güzel ama karakterleri ve kapakta ki kişileri birbirlerine benzetemedim :P Hayalimde başka Anna ve Kaidan gelişti :D Yine de orijinal kapak kullanıldığı için Go Kitap'a teşekkürler^^ Bir teşekkürü de sevgili H.ablama gelsin, seviliyorsun ablam^^


Kitabı tavsiye ederim, ikinci kitabı okuduktan sonra da seriyi tavsiye ederim kim bilir ama yine de bu kitabı okuyun eyy fantastik severler ve kitap severler. Yeni bir soluk yeni bir fantastik serüvene adım atmak için bu kitabı kaçırmayın^^

Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"Al sana bir bilmece. Davulcularla takılanlara ne denir?"
Cevap bekleyerek kaşlarını kaldırdı, ben de bir an düşündükten sonra omuz silktim. "Bilmiyorum, ne denir?" dedim.
"Zurnacı!"dedi. Jay, tekrar Kaidan ile ilgili sorularla beni sıkıştırmaya başlamadan önce kendi şakasına kahkahalarla gülerken bende başımı salladım. 

******

Gerçekler insanın canını yalanlardan çok yakar.

******

"Birazdan şu partiye gideceğiz," dedi Kaidan onlara. Bana da Kope ile aranızdaki o bakışmayı gördüm, diye bağıran bir bakış attı.

Ben de kaşlarımı kaldırarak ona sessizce, Sana ne? diye cevap verdim.


Yorumumuz bu kadar, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


14 Mayıs 2015 Perşembe

Beyaz Yakalı Serseriler//Janet Evanovich Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Başka bir yorum ile yine karşınızdayım, bu sefer okuduğum kitap diğer okuduğum kitaplardan çok faklı bir kitaptı. Gerek karakter gerek karakterin yaptığı meslek ilgi çekiciydi. Kapağı ve konusu da ilgi çekici, hele kapak rengi evlere şenlik. Kitabımız polisiyeyi, aksiyonu içeriyor ama bazı eksiklikleri vardı. Bunları ilerleyen yorumum da bahsedeceğim ;)



Stephanie Plum kuzeninin yanında, kefalet ofisinde çalışmakta. Burada mahkemeye gelmeyen suçluları yakalayıp götürmek görevi ama yaptığı iş öyle kolay değildir. Her türlü insanla karşılaşan Stephanie birde gizemli cinayetlerin arasında kalır ve son olarak tehdit mesajları alır. Zamanla hayatı ne kadar şenlikli olsa da iş çığırından çıkar ve Stephanie ne yapacağını şaşırır. Buna artı olarak karışık ilişkiler ve evlenme baskısı yapan aile çıkınca Stephanie ne yapacağını bilemez.



Konumuz böyle, anlattığım gibi dolu dolu kitap. Her türlü işler var. Cinayetler, tehditler, evlenme baskısı yapan aile, vampirlere inanan bir arkadaş daha ne olsun. Böyle bir ortam da olsam kafa gider yani ama Stephanie iyi dayandı. Hele kapıya sürekli dayanan biri var ki evlere şenlik, ne için geldiği öğrenseniz kahkaha komasına girersiniz. Yine de kitabın eksik yönleri vardı. Başta adapte olamadım kitaba, sonradan olaylar gelişir dedim tık yok. Tamam polisiye falan ama daha çok entrika beklerdim neyse yine de yeterince Stephanie'nin başı belaya girdi :D



Stephanie'nin arkadaşı Lula komedi ötesiydi, gerçek dışı şeylere inanıp sonra onlara dönüştüğüne inanması süperdi. Her bir konuşması, hareketleri okunulasıydı. Acaba ona ait kitap var mı, keşke olsa :D Doğrusu Stephanie'den iyi :D Kitapta geçen iki erkek karakterimiz var, hangisi daha iyi ne Stephanie ne de ben karar veremedik ama ikinci kitapta bulsun birini, döverim :P

İkinci kitap demişken elimde ama hemen okumayacağım, yakın bir zaman da olur belki. Doğrusu kitabı pek sevemedim, belki ikinci kitap daha farklı olacak beklemedeyim ama pek aman aman kitap değil, beklentim yüksek değildi ama bu kadarını da beklemiyordum. Neyse yine de espriler yerindeydi, karakterler komedi ötesiydi. Bakalım ikinci kitapta neler olacak.



Tavsiyeye gelecek olursak konuyu beğendim, okumak istiyorum diyorsanız alıp okuyun ama tam olarak tavsiye edemeyeceğim ;) Bu kitabı okumayı size bırakıyorum :D


Kapaklardan bahsedecek olursam kapakların şeklini, rengini falan çok beğendim :D Renkler süper^^


Orijinal kapaklar değil ama bizimkiler daha güzel :D Serimiz bay çok kaç kitap olduğunu sayamadım ama işte fotoğrafı, siz sayın :D Ve bilgiyi eklemek isterim bu ilk kitap değil, ilk kitap çıkmamış Beyaz Yakalı Serseriler 17.kitabımız. Neden öyle anlamadım ama değişik :D



Kitabımızın daha doğrusu serimizin bir filmi var ;) Çok güzel fragman izlemek lazım ;)



Kitaba puanım 5/3.5^^

Alıntılar^^

"Yemek yapmayı öğrenebilirim," dedim.
"Elbette öğrenirsin," dedi Lula. "B*k püsür pişirirsin. Neden bahsediyorsun sen?"
"Sadece aklıma geliverdi işte."
"O halde bunu hemen aklından çıkar, yaptığın yemeği gördüm ve hiç de hoş değildi."

******

Bazen ne dilediğinize dikkat etmeniz gerekir, zira dilediğiniz şey gerçeğe dönebilir.


******

Kötü şeylerin bazen iyi şeylere dönüşmesi ne tuhaf, değil mi? Her şeyi düşünürseniz, aslında berbat bir gündü ama harika bir makarnayla bitiyordu.

******

"...Hayvanlara kötü davranan insanlara tahammülüm yok. Ayrıca, tavukları severim.
Connie, "Özellikle de, parçalara ayrılıp kızartıldıkları zaman," dedi.
Lula, "Evet ama o başka bir tavuk,"dedi. "Onlar tüysüz, yemeklik tavuklar. Minik Kırmızı Tavuk*değil."
"Yemeklik tavuklar tüysüz değildir,"dedim.
Lula,"Süpermarkette gördüm,"dedi. "Tüyleri yoktu."



Yorumum, alıntılar ve kitap hakkında bilgiler bunlar başka yorumlarda görüşmek üzere^^



1 Mayıs 2015 Cuma

Buselik//Başak Kızıltan Kitap Yorumu^^

Selam^^
İlk olarak 1 Mayıs işçi bayramınızı kutlar yeni yorumuma başlarım. Bugünü tatil bilerek kalmış iki yorumumu yazıp yayınlayayım dedim. Yoksa kalacak yorumlar yine :/
Buselik kitabı ilk yazılıp yayınlanmaya bir kaç sene önce başladı ve ilk okumak kısmet oldu. Devam etmeme nedenimi şu an hatırlamıyorum ama ya kitap olacak diye yarıda bırakıldı yada ben devam edemedim vs. vs. :D İlk bir kaç bölümü okuduğum için konuyu biliyordum ve arka kapak yazısını okumak istemedim, kitabın yarısına gelince ya bu konuda bir karışıklık var dedim ve arka kapağı okudum ve bingo! meğer başta geçen iki karakter ana karakterimiz değilmiş, Berke bizim asıl karakter :D Neyse konumuzu anlayıp yoruma devam edeyim ;)


Buse içine kapanık ama arkadaş ortamına geldiğinde şen şakrak olan bir yapıya sahiptir. Lise zamanın da ilk aşkını yaşar ama zaman geçtikçe ve araya yollar girince en acı şeyler yaşamak zorunda kalır. Bu zaman zarfında çoğu erkeğe gönlünü kapatan Buse'nin aşk tekrar kapısını çalar ama hayat bu ya yine ve yeniden acılar gelir bulur kendisini. Sonunda hayatına çeki düzen vermek amacıyla Göcek'e giden Buse'nin karşısına kendisi gibi acılar çeken Berke çıkınca ikisi de kendilerin de açılan yaraları birbirlerin de saracaklardır.


Kitabımız da Buse ne kadar güzel günler geçirse de acı günler her daim kapıdaydı. Çok şey çekiyor, tam her şey düzeldi, mutluluk kapıda derken tepetaklak oluyor her şey. Bu nokta da çok sinir olduğum yerler oldu, hele kitabımız da geçen Saner yok mu en en en sinir olduğum kişiydi. Tabii başta sevdim, okuyanlar arasında sizde ilk başlarda hak verip, seveceksiniz ama sonra. Neyse siz okuyun öyle karar verin. 


Kitabımızın arkasın da 'Aşkta İkinci Şansa Olan İnancınızı Tazeliyor...' diye geçiyor, gerçekten öyle. Tam her şey bitmiş derken hayatınıza giren insanlarla ve aşkla hayata tekrardan tutuna biliyorsunuz. Buse de bu tür duyguları yaşadı, hatta hayatında bir çok kez gel gitler oldu ama ayakta durabildi. Buse'yi sevdim, öyle sinir olduğum yerler de olmadı. Güzel yazılmış bir karakterdi, sizlerin de bir şeyler bulabileceğiniz, onunla üzülüp onunla ağlayacağınız bir tarzdaydı. 

Berke, sonradan konuya dahil oluyor ama dakika bir gol bir de hemen kalbimize taht kuruyor. Çok sevdim kendisini, o da Buse gibi acılar çekmiş ve çekmeye de devam ediyor, ta ki Buse ile karşılaşana kadar. O dakikadan donra hayatı renkleniyor ve bambaşka yol alıyor. Onun o düşünceli hali, sevgisi falan süperdi. Buse'de şanslı hani :D


Kitabı sevdim, ilk kitap olması açısından bazı eksikler vardı ama kitabı etkileyecek kadar değildi. Kitabımızın başında kafanız biraz karışabilir. İlk olarak geçmişten anıları anlatıyor Buse sonradan geleceğe dönüyor ve böyle devam ediyor, bu geçişler de bazen kafam karıştı doğrusu. Kitabımızı tavsiye ederim, bambaşka bir konuya, yalnızlıklara, hayal kırıklığına ve yeni başlangıçlara kucak açan bu kitabı okuyun derim ;) Son olarak kapağı çok sevdiğimi söylemek isterim, konuya o kadar uyumlu ki anlatamam, yeşiliyle, kırmızısıyla güzel bir kapak olmuş.

Kitaba Puanım; 5/4


Alıntılar^^

Konservatuvar binasına gelene kadar çeşitli fakültelerin önünden geçti, öğrencilerin hangi bölümde okuduklarını çıkarmaya çalışmıştı. 'Ellerinde t-cetvel ile salınan kızlar kesin mühendis ya da mimar, kendileri bile taşımaya halleri kalmamış çocuklar koltuklarının altında kalın kalın kitaplar kesin hukuk fakültesinde geleceğin hukukçuları, saçları yeşil çocuk Allah'ım sen kesinlikle güzel sanatlardasın... heyy pantolonun düşecek şimdi,' diye içinden söylenip kıkırdayarak yol aldı beklenen binaya.

*****

"...Hep yanındayım, hep seninleyim... Günü yaşa... Var olduğunu göster dostum
Seda..."

Alıntıya Not: İşte böyle dostlar mükemmel^^


*****

Buse'nin hemen yakınından rüzgarını bırakarak geçmesi ve ardından bıraktığı kokusu ile Berke öylece kalakaldı. Geceler boyunca uykusundan uyandıran, her gittiği yerde burnuna gelen koku buydu işte! Kaç kere etrafına, "Burası çiçek gibi ne kokuyor?" diye sormuş, herkesin şaşkın bakışları ile karşılaşmıştı. Toparladı kendini ve masadan çantasını alan Buse ile otelden çıktılar.


Yorumumuz bu kadar, başka yorumlar da görüşmek üzere^^