10 Temmuz 2014 Perşembe

Ah Şu Kalbim//Susan Elizabeth Phillips Kitap Yorumu^^

Herkese bir OKK incelemesinden merhaba^^

Sürekli gördüğüm ve kesinlikle alınacaklar listesine eklediğim yazarlardan birini sonu da bir kitabını okudum ve tek kelimeyle bayıldım^^ İlk olarak insanı kapağı çekiyor. Pegasus Yayınları harika kapaklar çıkarıyor bu yazarın kitaplarına, Ah Şu Kalbim de onlardan biri. Yazarın elimde Balayı kitabı vardı, tatilde kesinlikle okumam gereken bir kitaptı hem bu sayede yazarla da tanışmış olacaktım ama ondan önce OKK olarak yazarın son kitabı Ah Şu Kalbim'e inceleme yapmaya karar verdik iyi ki de öyle bir karar almışız çok sevdim^^ 

Konusundan az bahsedip yorumuma devam edeceğim ;)

Molly çocukların çok sevdiği Tavşan Daphne Çocuk kitapları yazan bir yazardır. Kendi çapında bir ünü vardır. Ablası ve eniştesi tarafından büyütülen Molly çok zeki ve çalışkan biridir ama bazı zamanlar gelince Molly'yi tanımak imkansızdır. Molly bir de imkansız ve platonik aşıktır. Aşık olduğu kişi ise ablasının ve eniştesinin işlettiği Amerikan Futbol takımının ünlü oyuncusu Kevin'dir. Molly ve Kevin hiç olmadık yerde bir araya gelir ve hayatları arap saçına döner. Molly aslında karşılıksız sevdiği adamın nasıl biri olduğunu öğrenir ama yine de duygularından vazgeçemez. 


Konumuz böyle, Kevin datluu yaa :* 
Her ne kadar odungillerden olsa da bir tane idi kitapta ;)) Her ne kadar umursamaz ve bencil olsa da onun da yumuşaşık bir kalbi vardı :* Molly'yi de çok sevdim. Hele o yazdığı çocuk kitabı yok mu harikaydı, keşke öyle bir kitap çıksa çocuk kitabı demem alır okurum :D Ama ne yazık ki o sadece kitapta geçen bir şey :/ Benherneysemo ile diyoruz Susan'ı ikna etsek de öyle bir kitap mı çıkarsa acaba?? :))


Kitabımız gerçekten çok güzeldi, aslında seriymiş ama bir birine bağlı değil sadece bir yerde kafam karıştı bu kız kardeşlerin bir babaları vardı onun hakkında bir kaç şey geçiyordu ama neden olduğu ve ya ne yaptığı az bahsedilip geçmiş. Diyorum acaba diğer kitaplarda mı vardı? Bunu öğrenmem lazım ;)

Kitap ciddi anlamda çok güzeldi, yazarın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil. Kitapta geçen tatil köyünü bir anlatması vardı ki keşke öyle bir yer olsa da gitsek diyesim geldi. Karakterler zaten harika, sadece Molly ve Kevin'den bahsetmiyorum Molly'nin ablası, eniştesi ve yeğenleri gibi. Bir çocuk karakteri bu kadar tatlı nasıl yapabilmiş anlamış değilim :))


Kitapta geçen bir Slytherin kelimesi vardı. Harry Potter severler bilir ki ben bilmiyorum :/ Molly yeğenlerine kötü örnek olmasın diye sinirlendiği zaman bu kelimeyi kullanıyor. İlk anlamamıştım aynı Kevin gibi sonra ne olduğunu öğreniyoruz :D
Yazarın dili akıcı olması okumamızı daha kolaylaştırıp, elimizden bırakmamamızı sağlıyor. Kitabımız son zamanlar da yazılmış bir kitap değil seneler, seneler olmuş ama yazar bunu pek bize yansıtmıyor. Sanki daha yeni yazılmış gibiydi. 
Şahsen seneler önce yazılma kitapları okuyunca kafam allak bullak oluyor ama bunda olmadı, sevdiğim başka bir özellik daha^^


Kapağa gelecek olursak, harika bir kapağa sahip başta dediğim gibi :) Zaten kapak orijinal kapak her ne kadar o spor ayakkabıları orada sırıtmış olsa da yine de güzeldi :)
Yazarın diğer kitapları ve sıralaması ise şöyle^^
İlk Aşkta İlk Çeyrek ile başlıyor, Aşk Kapıyı Çalınca ayrı ;)

Bu da diğer kitabı Balayı^^


En kısa zaman da hepsini okuyacağım inşallah, çünkü bu yazar artık benim favori yazarım oldu^^
Kübra'da çok seviyor ;)

Tavsiye kısmına gelecek olursam günümüz aşk ve eğlenceli bir kitap okumak istiyorsanız aradığınız kitap ve yazar tam karşınızda ;) Kesinlikle okuyun derim, harika zamanlar geçireceksiniz^^

Kitaba puanım 5/5


Alıntılar^^

Anlamıyordu. Kevin'a olan aşkıyla -eski aşkıyla-ilgili en nefret ettiği şeylerden biri, onun dünya üzerindeki en sığ adam olmasıydı. Onun için önemli olan tek şey Amerikan futboluydu. Amerikan futbolu ve sonu gelmek bilmeyen uluslararası modeller. Onları nereden buluyordu ki? Kisiliksiz.com'dan mı?

*****

"Ah, evet. Seni duymuştuk. Beysbol oynuyorsun, değil mi?" Kevin gazlı lamba direğine yaslandı.
"Basketbol," dedi Molly. "Ama aslında NBA için fazla kısa olduğundan, onu her maça çıkarmıyorlar."

****

"Pek sayılmaz. Kötü yatırımlar mı? Her şeyini vejetaryen timsah etine mi yatırdın?"
"Çok komiksin."
"Tavşan terlik pazarını köşeye mi sıkıştırdın?"
"Şuna ne dersin?" Molly plaj dükkanının önünde durdu. "Her şeyimi son maçında Stars'a yatırdın ve sersemin biri feci şekilde çuvalladı."
"Belden aşağı vurdun."

*****

"Evet ama dünya senin gibi aptallarla dolu. Sen çok nazik bir adamsın."
Kevin ona gülümsedi. Molly de gülümseyerek karşılık verdi. Ve o zaman anladı.
Bu sadece platonik bir aşk değildi. Molly bu adamı bütün kalbiyle seviyordu. 



Başka bir yorumda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın^^





8 Temmuz 2014 Salı

Adolescence Medley Mini Kore Dizisi Yorumu^^


Herkese bir dizi yorumundan merhaba^^

İzlediğimiz filmlerden sonra gözüme bu mini dram takıldı. Birde gençlik, okul falan olunca izlemezsek olmazdı ;) Dizi hakkında fazla bir şey bilmiyordum, indirdim dört bölümü ve başladık :) Ayyy dizi o kadar güzeldi ki iyi ki indirmişiz dedim :) Ama böyle dizileri neden dört bölüm yaparlar anlamış değilim. Bazı diziler saçmalar ama uzatırlar, bu tür diziler hooop biter :P Konusu ise hem güldürüyor hemde düşündürüyor insanı ;) Jung Woo ve ailesi babasının iş nedeniyle sürekli tayin olur ve her zaman okul değiştirmek zorunda kalır. Bir okulda an uzun kaldığı 2 aydır. En taşındıkları kasaba da suskunluğunu koruyup kimseyle arkadaş olmak istemez ama yalnız bırakan olmaz. Okuldan geldikten sonra babasından yine bir haber alır bu sefer Seul'e taşınacaklardır. Bundan kuvvet alarak Jung Woo başına işler alır ama ailesinin aklı başına gelir şimdilik taşınmaktan vazgeçerler ve Jung Woo ne yapacağını bilemez ;)
Konu böyle İlk gitmeyeceğini öğrenince şok oldu Jung Woo :)


Kwak Dong Yun - Choi Jung Woo 
Sürekli okul değiştirdiği için arkadaşı olmayan ve ilgisiz çocuk rolünü oynayan Jung Woo yeni geldiği kulda işler hiçte umduğu gibi gitmez. Ne yapacağım derken çok şey öğrenir ve ayakta durmayı başarır ;)
Oğlanı ilk izlediğimiz zaman küçük olduğunu anlamıştım ama oğlan 97 doğumlu yuuh dedim bunu öğrenince hiçte göstermiyor :P Ama gülünce belli küçük olduğu ;) 
Oyunculuğunu sevdim, üstesinden gelmiş dizinin ;) Ve sesi de harika ;)


Lee Se Young - Yang Ah Young 
Jung Woo'un gittiği sınıfın başkanı ve çalışkan öğrencisi. Jung Woo'a çok yardımı dokunur ama pekte değerini bilmez ta kii yaptığı tekliften ve sonra kabul edildikten sonra nasıl biri olduğunu öğrenir :)
Kız çok güzeldi burada tam rolüne uygun biriydi ;) Heyecanlanınca ki komik mimikleri süperdi :)


Kwak Jung Wook - Im Duk Won
Jung Woo'a ilk geldiği zamandan beri yanında duran arkadaşı. Başta hiç oralı olmasa da sonunda en iyi arkadaşı olup çıkar. Sınıfın sessizi ve ineği tarzında biri. Kendinden büyük öğrenciler ne derse yapmaya hazır bir öğrenci.
Oppayı bir çok dizi de izledik. Mesela School 2013'de oppa fena biriydi. Ama burada yavru kedi misali kendince bir öğrenci olmuş. O karakterle arasında dağlar kadar fark vardı :) Bu roller yakışıyor hem, hep böyle rollerde oynasın bence ;)


Choi Tae Joon - Lee Yuk Ho 
Eski zamanda kavgacı olan bir tip öğrencidir. Okuldaki herkes korkar ama başından geçen bir olay sonucu artık iyi biri olma yolunda ilerler. 
Oppa tatlıydı yaaa, ama fazla ortalıkta gözükmedi o ayrı :/


Park Jung Min - Shin Young Bok 
 Yuk Ho'un arkadaşıdır Jung Woo ve Duk Won baya bir kötülüğü dokunmuştur ama sonradan yola gelir.
Son halleri komediydi bu oppanın ama iyi roller yakışmış kendine, hele o gözlükleri ve kardeşine olan bağlılık süperdi :)


Baek Sung Hyun - Choi Jung Woo 
Jung Woo'un yetişkin hali. Okuyup öğretmen olmuştur ve sözleşmeli olarak bir özel okulda görev yapmaktadır. Sınavlara girip atanmak için çok çalışıyordur. Ama bir gün eski arkadaşından bir mesaj alır ve eski anılara dalıp kalır. Oppayı bir çok dizi de izledik :) Örneğin Big'de unninin erkek kardeşiydi, orada deli dolu bir şeydi :) Dizi de yetişkin olarak çıkması oğlanın küçük olmasında kaynaklanıyor :) Diğerleri büyük olduğunundan sorun olmamış ama oğlan 17 yaşında olunca 27 yaşında birinin nasıl canlandırabilirdi?? :D


Diziden kareler^^


Oğlanın şaşkın halleri :)



Oğlanın gülüşe dikkat^^


İç sesden nameler^^


İşte bu gülüş. Asık suratlı hiç belli olmuyor ama bu gülüşte belli yaşı :)
Gülüşü de iyi keratanın :))



Şu yumurtalar harikaydı yaaa^^




Bu sahne en iyisi bencee :)



Okulda hayalet var diye kandırılınca bu oluyor :D Kanmayın herşeye bence :D 



Bu sahneyi izleyince ne olduğunu anlayacaksınız ;)

Gifler^^


Böyle düşme görülmedi :P



ahhahah yorumsuzum bu iki gife :D


Jung Woo fenasın vesselam :D




4 bölümlük diziye bir de konuk oyuncu dahil oluyor^^ CnBlue grubunda yer alan tatlı mı tatlı Jonghyun burada^^


Bu oppa da konu oyuncu ve kendisi İnfinite grubunda ki tatlılardan biri^^ Gözlükler ve gülüş yakıyor :*


Şarkı söylesin bu oğlan^^


Çizimler çook güzel^^



Vee son^^
Dizinin konu amaçlı böyle bitmesi harika olmuş. Tamam Jung Woo'un yetişkin hali bizi karşılıyor ama artık yapacak bir şey yok :)) Sonu gerçekten güzeldi ama aklımda bir soru işareti kaldı her dizinin sonunda olduğu gibi :P
Dizi kadrosu, konu, oyuncular harikaydı. 4 bölümlük dizi bi 16 veya 20 bölüm olsaydı dedik bittiği zaman :/

Diziyi kesinlikle tavsiye ediyorum, sizde çok seveceksiniz :) 
Son olarak oğlanın dizi içinde söylediği şarkıyı paylaşıp yorumumu sonlandırıyorum :)



Başka bir yorumda görüşmek üzere^^




4 Temmuz 2014 Cuma

Kara Kış Beyaz Düş// Fatma Erdek Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Harika bir kitap yorum ile sizlerleyim canlar ;.) Bu kitabı okumak için biraz geç kalmış olsam da değdi, hemde nasıl. İlk Kübra okudu kitabı ve çok sevdi. Yorumuna buradan bakabilirsiniz ;) Okuyup bitirdiği zaman Esra hemen okuman lazım! dedi tabii o sırada kitap okuduğum için başlayamadım ama sonun da okudum. Yazarı ilk olarak Melekler Zamanın da tanımıştık. Konu seçimleri insanları şok edecek derece de harika ve ilgi çekici bu da onlardan biriydi.



Konusundan az bahsedeceğim çünkü konudan bahsetmek demek spoiler demek kısacası okuma sen öğrendin konuyu demek oluyor ;.) Zeynep'in hayatı bir dönem den sonra çok kötü bir hal alır ve ikilemde kalır. Bunlardan kurtulmak için tayin isteyip bambaşka bir şehre gittiğin de bilmediği ama hemen benimsediği havaya, insanlara ve kadere alışır. Ama çaresizlik yine peşini bırakmaz.





Kitap böyle, fazla bir şey dememek için bitireyim ben konuyu anlatmayı ;) 
Daha ilk başta neler olacak diye çok kafa patlatıyor insan ama sonradan ne olduğunu öğrenince şok üstüne şok geçiriyoruz. Okurken yazarın konu seçimine hayran kaldım. Nasıl böyle bir konu bulup yazdı hayret ettim, zaten yazar bizleri şaşırmayı çok seviyor.


Karakterleri sevdim ama çok da sinir oldum, tamam elden hiç bir şey gelmez ama kesin yapılacak bir şeyler vardı. Ama şimdi bizim dediklerimiz olsaydı kitap kitap olmazdı ;) İnsan kendini karakterin yerine koyamayacak durumda o kadar zor ve ağır bir yük taşıyor Zeynep. Haline çok ama çok üzüldüm :(


 Üzüldüm hemde çok, seçimler seçimleri kovaladı hemde ne zor seçimler insan duygulanıyor. Kitapta yeri geldi güldük, yeri geldi üzüldük yeri geldi sinir olup krizler geçirdik. Öyle bir sinirlendim ki kitabı bir an bırakmak istedim ama ne mümkün kitap okutuyor kendini.



 Yazarın ilk kitabı Melekler Zamanı da çok güzeldi ama bunun kadar akıcı değildi, burada kitapta hem yoğun duygular vardı ama akıcı olarak yazmış yazar. Sevdim ben, nasıl başladım nasıl bitti anlamadım. Şu an yazarın üçüncü kitabı yakında bizlerle olacak acaba onda nasıl sürprizler bizi bekliyor çok merak ediyorum.

Kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitaba yorum yaptım, ne ara okumaya başlayıp, bitirdiğinizi anlamayacaksınız ;) Biraz sinirlenip biraz kızacaksınız ama sizde benim gibi seveceksiniz ;) Bu tarz kitapları okurum hatta çok severim diyorsanız bekletmeden okuyun derim ;) 

Kitaba puanım 5/5

Alıntılar ise;

İsimler değişir. Yüzler, tenler, renkler yerler değişir. Ancak sonlar ve sonlara giden yollar asla değişmez. Gün gelir, iki kadın, tıpkı kumaş ile astar gibi aynı kalıp üzerine, aynı makasla biçilir. 

*****

Evlerin önünden geçerken, feri sönmüş, ışığı azalmış gözler tebessüm ediyordu insana. Son güz dedikleri mevsimden bahara ulaşmak, çetin bir savaştı Narman'da.

*****

Bir sır küpüydüm yıllardan beri. Her şeyi içimdeki küpe atıyordum. Her şeyi oraya yığıyordum. Gün geçiyor, yıl geçiyor, küpüm ağır ağır doluyordu. Tıpkı bir kumbara gibi, birikiyor, birikiyordu...

*****

Küçük çocuk... Bilmiyordu ki, kabuslar en çok güçsüz olduğun zamanlar çöker üstüne. İyice kendinden geçmeni bekler, sinsice. Kabuslar düş değil, düşmandı.

Başka bir yorumda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın^^


2 Temmuz 2014 Çarşamba

Düşlerin Ötesinde//Susan Gloss Kitap Yorumu^^

Herkese Selamm^^
Aşkımız Şansa Kaldı kitabından sonra şöyle aile, sevgi, aile bağları ile ilgili kitap okumak istedim ve gözüme ilk çarpan Düşlerin Ötesinde kitabını elime aldım. Zaten kapak harikaydı, oku beni oku beni diye bas bas bağırıyordu bende dayanmadım. Konuya baktığımız zaman klişe gibi duruyor ama okuyunca neler olduğunu anlıyoruz. İlk okuduğum zaman bir kaç yazarın kitabına benzettim ama sonradan çok çok farklı şeyler olduğunu gördüm  yazarın kalemi güzel ve akıcı sevdim ben :)

 Konusu ise; 

Geçmişte başından geçenler yüzünden zor zamanlar geçiren Violet kendi çabasıyla İkinci Şans Butik'i açar. Başta zorluklar çekse de işinde zamanla düzelir ve kendi patronu olarak güzel bir hayat geçirmeye başlar ama bir gün eline geçen yazı onu yine çıkmazsa sokar. April'inde hayatı Violet gibi zorlu geçer, tabii buna hamilelik ve terk edilme gelince hayatı daha da kötüye gider. Amithi ise ailesinden uzak bir ülkede eşiyle beraber senelerce yaşar ama son yaşananlar hayatını alt üst eder. 

Hayatları çıkmazda olan bu üç kişi Ikinci Şans Butik'inde buluşurlar. Konu böylece başlıyor. :)


Karakterler çok farklıydı. Doğrusu Violet'i diğer okuduğum kitaplardaki karakterlere benzettim ama arada büyük fark vardı. Sevmedim mi sevdim, bunun gibi karakter okumamıştım böyle kitaplar da :) Ana karakterler arasın da en çok sevdiğim kişi ise April'dı. Küçük yaşta olması, hayatın zorluklarının omuzlarına yüklenmesi ve bunları başarmaya çalışması falan alkışı hak ediyor.


Bu tür kitaplar da aşk olmazsa olmaz, burada da aşk beni benden aldı. Okuyunca anlarsınız ;)) Sevdim ben erkek karakteri ;)))
Bölüm başlamadan önce o konu da geçen tarihi elbise, eşyaların hep anılarından yada ne için kullanıldığından bahsediyor, çok hoştu bu acaba neler geçmiş bu eşyanın başında diye düşünülüyor.  Duygulandığım çok yer oldu veya sinirlendiğim, bazen ohh iyi oldu hak etti diyorum sonra üzülüyorum yazar bizi çoğu kez ikilemde bırakıyor. Sonundan bahsedecek olursam yazar bizi çok şaşırtıyor, ne olduğunu da anlamadan kitap bitiyor zaten :)  Yazarın başka kitaplarını okumak isterim, kalemini sevdim.


Kitabın artı, eksi yönleri vardı ama olumsuz yorum almayacak tek şey kitabın kapağıydı ;) Tasarımcı o kadar iyi tasarlamış ki kapağı tamı tamına konuya ve içeriğine uyuyor ;)
Orijinal kapağa baktığımız da bizim kapak harika ötesi bir şey olmuş diyorum ;) Buyurun orijinal kapak, bakalım sizler ne düşünüyorsunuz ;)


 Kitabımızı tavsiye ederim, bu tür kitapları sevenler okusun derim çok seveceksiniz. Sanki kitabın içinde yer alıyormuş gibi hissediyorsunuz^^ 

Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^

"Piyasa fiyatı nedir? Yani, ne kadar eder diyorsunuz?" diye sordu Violet. "Ben satın almak isterim elbette."
"Bir milyonun biraz altında." 
Violet'in gözleri hayretle iri iri açıldı. "O kadar olabileceğini tahmin etmiyordum." 
"Bina bu blokta kı tek dubleks yer. O yüzden yatırımcılar için çok cazip." 
"Milyon dolarlık ev kredisi almama imkan yok."
"Aslında milyon dolar değil. Dokuz yüz doksan dokuz bin," dedi Ted.
"Ah, pardon. O zaman tamam..." Violet hafif buruk bir şekilde sırıttı Ted'e. 

****

Sam açık mavi bir kep alıp başına taktı. Tülü yüzünün önüne sarkıtıp gözlerini kırpıştırdı. "Ne düşünüyorsun?"
Violet kahkaha attı. "Gülünç bir şey arıyorsan tam aradığını buldun."
Sam tezgahtan gümüş kaplamalı el atmasını alarak yansımasını inceledi. "Bu harika olacak. Öğrencilerim bayılacak."

****

Betsy güzel şeyleri kendine saklamaz. Hiç kimseyle paylaşmayacaksan güzel bir şeyin hiç değeri olmadığını ondan öğrendim. Başkalarının da bundan keyif almasına izin verirseniz, ancak o zaman tam anlamıyla güzelliğine kavuşur."

Görüşmek üzere^^



1 Temmuz 2014 Salı

Aşkımız Şansa Kaldı//Katie Wall Kitap Yorumu^^

Selamm^^
Elimdeki kitabı bitirince yine kitaplık karşısına geçtim, baktım baktım ve sonun da Aşkımız Şansa Kaldı kitabını elime aldım. Ne zamandır Cik-lit okumuyordum (Cuma Kızı Cik-lit değil bu arada) konusu ilgimi çekti, zaten kapak da bir o kadar süperdi. :) Başladım sonun da, başlangıç güzeldi nasıl devam edecek diye merakla bekliyorsun ama sonrası pek de ilgimi çekmedi. Tamam güzel falan ama sanki konu sürekli tekrarladı zaten yazar oyuncuymuş ondan da kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardı nedense.

Konudan bahsedip devam edeyim.
Sunny Avusturya da kendi çapında bir oyuncudur. Bir kaç film de yer almışlığı vardır. Ama bir gün sevgilisi hayatının anlamlı sorusuna sorunca ne yapacağını karar vermeden kendini Amerika da bulur. Yakın arkadaşının da burada olduğu için fazla bocalamayan Sunny iş bulamayınca kendini bir boşlukta hisseder. Zaman sonra yardım ettiği zengin ve yardım sever yaşlı bir amcanın yanına taşınır. Yabancı bir ülkede babası gibi davranan yeni ev arkadaşı ona çok vardım eder ama işlerin iyice kötüleşmesi ve sevgilisinin arayıp kafasını karıştırması geri dönme isteğini sürekli karşısına çıkarır ve bir seçim yapmak zorundadır.


Konu böyle, evinde kaldığı yaşlı amca çok tatlıydı. Hemen tanımış olsa da çok iyi anlaşıyorlardı :)) Sunny'ye sinir oldum nedeni ise sürekli bir ikilemde ve hep olmadık şeyleri seçti. Hele o ilk vak'ası en beteriydi.
 Bu kitabı okuyunca acaba yabancı oyuncular hep böyle mi deyip durdum, düşündüm eğer öyleyse vay hallerine hayat hayat değil saçma bir şey. Yani sevmedim ama okuduğum zaman çok da güldüm  Kızın iç sesi acayip komikti yine de uzun lafın kısası kitabı pek sevemedim, hatta hiç sevmedim desem yeridir. Saçma bir şeydi, yani yazım yanlışı, yanlış kişiler, yanlış seçimler.


Tamam kitap devam edebilir böyle ama konu daha güzel olabilirdi. Hele o sonu yok mu al kitabı pencereden at, yazara okkalı bi yuh çektim yani!

 Zamanıma yazık dedim. Çok mu ağır oldu ne demeyin kitap cidden öyle :/

  Bu yorumdan sonra tabii ki de tavsiye etmem. Haa kapak ve konu ilgimi çekti derseniz okuyun zevkler ve renkler sonuçta :) Yazarın başka kitabını okuma şansım azıcık olabilir bütün kitaplar bir değil sonuçta belki o kitap daha güzeldir.  Kitap her ne kadar içler acısı olsa da alıntılar güzel, güldüğüm çok yer var ;)

Kitaba Puanım 5/3


Alıntılar ise;

Tuvalete giderek şans getiren son kat rimelimi sürüyorum. Neden her rimel sürüşüm de ağzımı kızgın bir balon balığı gibi açmak zorundayım ki? Üstelik bunu yapan sadece ben değilim. Tuvaletlerde makyajını tazeleyen kadınları görüyorum zaman zaman. Hepsi aynı şeyi yapıyor.

*****

Ben yağım, bu şehir ise sirke. Bizi asla birbirimize karıştırmazsınız. Karışmış gibi görünsek de her şey yerli yerine oturunca tekrar ayrılırız.
*****

Arabaya atlayıp kötüleşen hava nedeniyle suratları düşen insanları görmek için dolaşmaya çıkıyorum ama herkes daha mutlu görünüyor. Starbucks inanılmaz kalabalık ve herkes 'mükemmel' hava üzerine yorum yapıyor. Hiçbir şey bunları keyfini bozamaz mı? Antidepresanlar oldukça güçlü galiba.


Not: Son zamanlar da okuduğum bu tarz kitaplar hiç beni tatmin etmedi :P En iyisi en kısa zaman da bir Sophie alıp okumak :D

Başka bir yorum da görüşmek üzere^^