Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2024 Çarşamba

Bizimle Başladı//Colleen Hoover Kitap Yorumu - Blogları Canlandırma Projesi Mart Ayı^^

 Selamlar^^
Bundan birkaç hafta önce Bizimle Başladı Bizimle Bitti kitabını okumuş çok sevmiştim. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve okuyan herkes tarafında çok seviliyordu. Başta aşırı dramdır diye çok oralı olmamıştım, sonrasında ha gayret dedim, bir kere başla hoşuna giderse devam edersin. Evet başladım, doğrusu yine bir durağan geldi ama baktım bir oturuşta kaç sayfa okuyorum devam ettim. İyi ki devam etmişim. Kitabımız bitti ama benim içim rahat. Ben okumadan önce, hatta birinci kitabı dahi almadan önce ikinci çıktı ve hemen aldım. Yazarında kendisi bu kadar tutacağını, bu kadar sevileceğini bilmiyordum ve devamını istemeniz beni bunu yazmaya teşvik etti demiş. Valla çok iyi bir karar vermiş. :)
Devam kitapları severim ama bu devam kitabı hem çok güzel hem de çiftimizin hak ettiği bir kitaptı.
Bundan sonrası birinci kitabı okumayana spoiler arkadaşlar, ona göre devam ediniz!!!

Not: Aslında BCP için başka bir yazı paylaşacaktım ama bu yorumumu görünce başka kitap vs. olmaz dedim. Çünkü hem konu olarak hem de yazarı göz önüne alınca bence ideal bir kitap ya da seri.
Eğer bu kitabı okumadıysanız birinci kitabın yorumunu atıyorum. :)
Yorum için tık tık!
Kadınların gücünü çok güzel anlatan bir kitap. :)
Nisan ayı konumuzu da şimdiden yazayım, okumak istemeyenleri zorda  bırakmayalım^^
Nisan ayı konumuz Bilim Kurgu ve Fantastik.

İlk kitapta Lily kocasının yaptıklarından sonra ayrılması, çocuğunu doğurması ve hayatına devam etmesiyle bitiyor kitap ama en son kısımda Atlas ile karılaşıyorlar. Tabii sadece sonradan görüşürüz falan deyip ayrılıyor. Eğer devamı olmasaydı üzülürdüm, cidden.
Çünkü Atlas ve Lily başkaydı...


Lily ve Atlas, beklenmedik bir şekilde yeniden bir araya geldikten sonra birbirlerini ve yaşadıkları her şeyi düşünmeden edemezler. Ancak aralarındaki yakınlık göründüğü kadar basit olmayabilir. Lily kızının iyiliğini ve Ryle'ın Atlas'la olası bir ilişkiye vereceği tepkiyi göz önünde bulundurmak zorundadır. Yine de aradan uzun bir zaman geçtiği için tekrardan biriyle beraber olmak ister, o da Atlas olmalıdır.


Lily birinci kitapta ne kadar dik duruşluysa bu kitapta Ryle'ya karşı duruşuna çok kızdım. Zaten adam kafadan çatlak ama Lily halen daha tolerans göstermesi ve sonunda olanlara çok kızdım.
Tamam o da haklı ama ne bileyim kimse yanında yokken kapılar açması çok tehlikeliydi. :/
Genel olarak hep ondan uzak durmalıydı ki kızı hakkında düşüncelerine de hak veriyorum.
Onunda dışında Atlas'a olan aşkı, kızına olan sevgisi çok güzeldi. Çiftimizden sonra sevdiğim yerlerdi.

Atlas, bence kitapta ki en güzel yer onun yazdığı yerlerdi. Okumak cidden güzeldi...
Ve o yazdıklarından sonra ortaya çıkan gerçekler de yine kalbim kırıldı yaaa. :/
Ahh Atlas...
Tabii Lily'ye olan aşkı, bence gelmiş geçmiş en güzel aşklardan biriydi.
Tabii onunda geçmişten bir şeyleri çıkıyor ve onları okurken aşırı sıkıldım. Ben daha çok çiftimizin yeni başladığı aşklarını okumak isterdim ama o çıkan şeyler beni benden aldı.
Tamam cidden çok sevdim, eğer yazar böyle bir kitap yazmasaydı üzülürdüm ama bunlara gerek var mıydı gerçekten???
Lily'nin kızına karşı davranışına hayran kaldım, tam Atlas'tan beklediğim davranışlardı.
Ve ortaya çıkan birine karşı duruşu. Tamam niye yazdı falan dedim ama o kısımları okurken çok üzüldüm. Gerçekte en alası var arkadaşlar...
Atlas'ın geçmişte yaşadıklarını bir de ondan okuyoruz ve yine ve yeniden kalbimiz kırılıyor. Yine de bu hale gelmek için bu kadar zorluklardan geçip, dimdik ayakta kalmasını ayakta alkışlıyorum...


Genel olarak sırf okur istedi diye çıkan bir kitap olduğu için çok büyük beklentiyle okumamanızı tavsiye ederim, birinci kitap bu kitaba göre kat kat güzeldi ama çiftimiz böyle okumakta çok güzeldi.
Lily'nin en yakın arkadaşı(İsim yok, spoiler olmasın) çok tatlıydı. Bir de kim olduğunu düşünürsek bu kadar tatlı olması şaşırtıyor tabii ki^^
Atlas'la, Lily'nin yavaş yavaş, olması gereken gibi sevgili olmaları, en sonda da yavaş yavaş bir şeylerin gerçekleşmesi çok tatlıydı.
Yine çok akıcı bir kitaptı, gereksiz şeyleri çıkarırsak çok güzel bir kitaptı da. Sadece onlar çok gözüme battı benim. Büyük ihtimal okuyanlarda benim gibi düşünecekti.
Şöyle ki, biraz önce de dediğim gibi yazılması baştan belli olan bir kitap olsaydı hak verirdim ama okuyucular sebebiyle çıkan bir kitap olduğunu düşünürsek keşke yazar onları eklemeseydi.

Genel olarak sevdiğim, bazı sahnelere kızdığım ama yine sonunda bir şeye bağlanmasını çok sevdim. En azından sonrasında neler olacak onu öğrenmiş olduk.
Atlas ve Lily bu sonu hak ediyordu, öyle ya da böyle cidden hak ediyordu.
Kalbi kırık iki çocuk ve yaşadıkları...
Bu seriyi, karakterleri unutmak zor ama en çokta yaşadıklarını...
Yazarın başka kitabını okur muyum bilmiyorum, zirvede kalsın bence.
Eğer bunun kadar çok güzel çıkarsa belki okurum. :)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


...keşke geçmişe dönüp birlikte geçirdiğimiz çoğu zamanı ve duygularını korumak için ona söylediğim ya da söylemediğim şeyleri yeniden yaşayabilseydim. Ama gençlik yıllarımızı yeniden yaşayabilseydik her şeye geri dönmez miydik?


*****

Telefondan uzanıp ona sarılmak için her şeyimi verirdim.


*****


Ama sanırım bu aşk, Atlas'ın, babamla Ryle'ın benden aldıklarını geri verebileceğinin bir işaretiydi.


*****


Düşüncelerini okumanın eğlenceli olacağını düşünmüştüm ama okumaya başladığımda çocukluğumuzun bizim için ne kadar acımasız olduğunu hatırlamıştım.




İşleri ağırdan aldığımızı biliyordum ama ne kadar onunla birlikte olursam, tekrar birlikte olmak için o kadar sabırsızlanıyordum. 


*****


Kaybolduğumu her hissettiğimde ihtiyaç duyduğum fener olduğun için teşekkür ederim.


*****

Her zaman dürüstlüğü sadakate tercih ederdim çünkü dürüstlük sadakati beraberinde getirirdi.


*****


İyi ruh halinin benimle bir ilgisi olup olmadığını bilmiyordum ama onca yıl önce onun için endişelenen içimdeki genç kız, hayatının bu kadar iyi olduğunu görmekten son derece memnundu.


*****

Atlas Corrigan tarafından seviliyordum, tam olarak ait olduğum yerleydim.


Gençliğimizde bazen seni uyurken izlerdim. O kadar huzurlu görünmen hoşuma giderdi çünkü uyanıkken içinde her zaman sessiz bir korku vardı. Ama uyuduğun zaman korku yok oluyor ve bu, beni her zaman rahatlatıyor.


*****

Seninle her gün konuşsam da ayda bir görüşsem de senin hakkında hiçbir şey bilmeden geçirdiğim yıllardan daha iyidir.


*****

Ailenin sırf aile oldukları için bir arada kalması gerektiğine dair zehirli bir inanç vardı.


*****

Hayatımızda yolunda gitmeyen şeylere pek odaklanmıyorduk. Yolunda gidenlere odaklanıyorduk ve şükredecek çok şey vardı.


*****

Herkesin sözünü tutacağına güvenseydik, yeminlere gerek kalmazdı.





Diğer paylaşımlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




31 Mart 2024 Pazar

İçimdeki Güneş//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Ayın, belki de yılın en iyi kitabının yorumunu yazmaya geldim!!!
Son zamanlarda, hatta son yıllarda ilk def böyle bir cümle ile başlamışımdır bilmiyorum ama hak ediyor arkadaşlar!
Yazarının her kitabını okumuş, her kitabından ne kadar geliştiğini kendi gözlerimle okumuş biri olarak bu kitap bütün listeleri yerinden oynattı resmen.
Kasaba, köy, mahalle gibi şeyleri konu alan kitapları cidden çok seviyorum. Konusunda ilk mahalle geçsin, ne bileyim köy falan desin tamam benim kitabım diyorum.
Bu kitabı çok bekledik, Betül Güçlü genelde çıkardığı kitapları aynı zamana denk getirmeye çalışıyordum ama bu sene biraz geç kaldı. Ee baskı vs derken bir miktar yine geç kalındı ama inanın beklediğimize değdi, hem de kat be kat değdi.


Planlar dâhilinde yaşayan biri, atacağı adımları çok önceden hesaplar.
Fakat hayat, bu planların en büyük düşmanıdır.
Ela Mercan, elleriyle çizdiği güvenli bir haritanın içinde yaşarken bir kalp kırıklığı bütün planlarını dağıttığında her şeyin tepetaklak olduğunu düşünür. Sorunlarından kaçmaya çalışırken küçük bir köy okuluna öğretmen olarak atanan Ela için yeni bir şehirde, yabancı insanların ve kısıtlı imkânların içinde tutunabileceği tek şey mesleğidir.
Köy öğretmenliği ona bilmediği yeni bir hayatı deneyimleme fırsatı sunarken çocuklarla kurduğu ilişkiler hayatını değiştirecek, aşka karşı ördüğü duvarlar ise beklenmedik biri tarafından yıkılacaktır.
İçimdeki Güneş soğuk bir kış gecesinde çıtırdayan alevleri, sobanın üzerinde kuruyan portakal kabuklarının kokusunu, özlenen bütün sadelikleri hatırlatan bir hikâye.


Ela yaşadığı zor günlerden sonra ailesini arkada bırakıp bilmediği bir kasabanın köyüne atanır. Gittiği ilk günde farklı ortamlar, farklı insanlarla tanışınca nereye düştüm ben derken geri dönmeyeceğini bildiği için alışmaya çalışmak zorundadır.
Sonrasında okulunu düzenlemesi, öğrencileriyle tanışması falan derken zamanla alışmaya çalışır ama geçmişi peşini bırakmaz ve zamanla mutlu olmaya çalışsa da ister istemez yaşadığı sıkıntılar sürekli önüne çıkar. Zamanla öğrencilerine, köye ve çevresine alıştıkça kalbi iyileşmeye başlar ama tamamen iyileşecek mi onu zamanla öğrenecektir.
Ela'ya baştan ısınamadım açıkçası, ona yardım etmeye çalışanlara karşı tavrı biraz garibime gitti. Tabii yaşadıklarını ve yaşadığı yeri düşününce normal ama ne yapayım öyle bir his aldım ama zamanla onlara alışması, onlar gibi olması çok güzeldi.
Kalbinin iyileştiğini okumak, onlar gibi olmaya başlaması çok güzeldi. Tabii alışamadığı şeylerde vardı, mesela soğuk. :D O kısımları okurken diğer karakterlerin biz alışığız demesi çok tanıdık geldi.
Başlarda öyle düşünsem de alışmaya başladıktan sonra ki düşünceleri ve davranışlarını okuyunca çok sevdiğim bir karakter oldu.
Öğrencilerine davranışı, onları düşünmesi ve en önemlisi Ayşegül'e olan yakınlığı. Çok kalbe dokunan ve içimizi yumuş yumuş yapan bir karakterdi.
Soba yakma sıkıntısı yaşıyor sürekli, Ela kız gel ben sana öğretirim, gerçi öğrencilerin öğretmiştir ama olsun sdfghjkl


Tabii kitabımızda bir de erkek karakterimiz var.
Çınar. <3
Çınar'ın asaleti diğer karakterleri alır duvara çarpar çarpar atar diyorum arkadaşlar.
Çünkü bambaşka biriydi, bir de onun kısımları okuduk ki vay beee dedim vaaaay.
Bence Çınar'ı siz kitapta tanıyın yaa. Bana sürpriz oldu size de olsun. :D
Ama Çınar'ı kısımları gelince, onun yaptıklarını okuyunca hayatta ki bütün erkeklerden umudumuz kaybettik be sdfghjklşi Sorumluluğu alır mısın Betül Güçlü?? :D
Tabii yazarımız bize son kısımda bir sürpriz yapıyor.
O kısım var ya, o kısım... Hatta o paragraf bence kitaptaki en en en iyi yerdi. <3
    Neyse ben yazdıkça bir şeyler klavyemden çıkacak, o yüzden geçiyorum.
Ama spoiler yazacağım inşallah, orada döktürürüm asdfghjk
Çınar için yazacağım tek şey kitaba uygun başka bir karakter olmazmış.
Tamam ben de çok farklı bir karakter düşünmemiştim ama böylesine hem şaşırdım, hem de çooook sevdim <3


Ela'nın zamanla arkadaşlarının olması, ev sahiplerinin sahip çıkması, köydekilerin yardım etmesi ve muhtarla, eşi. Bir de yardım ettikleri insanlar...
Hangisini yazsam bilemedim, sonuçta hepsi yazılmayı hake diyor ama en çok kalbime dokunan Kevser teyze ve kardeşi, Ayşegül, sonradan gittikleri bir aile vardı onlar. Kısacası kime yardım ettilerse onların hepsi kalbime dokundu yaa. Bu kadar ince düşünülmüş, bu kadar yüreklere dokunan bir kitaptı.
O kadar nahif ki okurken her şeyi unutacak kıvama geliyorsun. Hemen okunuyor zaten, bunun dışında 
zaten o köy halkı, arkadaşlık, dostluk, yardımlaşma, çocukların şen kahkahası(gülmeyin, okurken kulağınızla duyuyorsunuz :D) hepsi birbirinden güzel ve özeldi.
Arkadaşlar, arkadaşlaaaaar beni zorlamayın ve HEMEN GİDİN ALIP, OKUYUN!!! :D

Köy halkına özellikle değinmek istiyorum. Bakın ben doğma, büyüme köyde yaşıyorum. kışları şehirde yaşardık ama hayatımın çoğu köyde geçti ama ben böyle köy görmedim, duymadım, bilmiyorum ama okudum. Evet bizdendi kitap, evet hayatın ta içindendi ama böyle tatlış, yardım sever, yabancıları bile ailelerinden gören köy halkıyla tanışmadım. İlla ki vardı, sadece benim köy yanlış yerdedir belki ama sürekli bir araya toplanmaları, yabancılık göstermeden orası onun evi, burasının onu evi demeden hep beraber olup davet etmeleri, yardım etmeleri o kadar güzeldi ki. Tabii bir de baskı mevzusu var sdfghjk O kısımlar en eğlendiğim yerlerdi.
İşte bakın yine bizim köy halkıyla alakası yok, Çınar gibi biri gelse bizimle yakıştıran kimse olmaz. Nerede o çöpçatan teyzeler sdfghjkl


-Spoiler Başlangıcı-

Ela'nın yaşadığı şeyleri az çok tahmin ettim, zaten kız kardeş mevzusunu anlatınca dedim tamam kazık yemiş kardeşinden. Çoğu kitapta okuyoruz aslında eniştesine yanaşan baldız, bu kitapta da vardı ama illa ki böyle radikal bir karar için bu tarz bir şey olması gerekiyordu.
Yaşadıkları kolay değil ama kız kardeşini verselerdi elime.... neyseee.
Sonrasından mahalledeki, köydeki herkesin Çınar'la yakıştırması, bunların gözler önünde değil de genelde gizlice konuşmaları çok tatlıydı.
Ve Çınar... Ben dedim köy halkından biri olurdu ama kendisi doktor, köyün ve merkezdeki sağlık ocağının doktoru.
Çocuklar çok seviyor, insanlar çok seviyor ama Çınar Ela'yı seviyor. <3 Hatta ilk görüşme vurulmasın kaç puan veriyoruz???
Okurken eridim resmen yav <3
Böyle gözlerimden kalpler çıktı, hiç yapmadığım şey yapıp hikayemde paylaştım. Tabii spoiler olarak sdfghjkl
Kevser teyzenin olayının tatlıya bağlanması, Çınar'ın Ela'yı kıskanması, herkesin ortasından babasından yemek için istemesi.. Yaz yaz bitmiyor arkadaşlar sdfghjkl
Son bölümlere geldiğimizde Ela'ya giydirilen elbiselerden hemen dedim inşallah düğün falan yaparlar, valla öyle çıktı yaa sdfghjk
Ama Çınar'ın Ela'ya evlendik ama yine ayrılıcaz demesi.
Ve Çınar'ın başta o kadar sert gözüküp, sonradan minnoş biri çıkması. :D
Kar sahnelerine hayran kaldım, zaten bu sene doğru düzgün kar görmedik kitaptan nasibimizi aldık. :D

-Spoiler Sonu-



İşte bakın arkadaşlar ben hemen, sıcağı sıcağına yorum yazmıyorsam far görmüş tavşan gibi kala kaldım dfghjkl
Çok sevdim kitabı, çoooook ama ne yazsam bilemedim. Tıkandım kaldım iyi mi? :D
Nahif kitapları seviyorum, yavaş yavaş kalplerin iyileşmesini, yardımlaşmayı okumaya bayılıyorum.
Bu kitapta kötü karakter varsa bir ya da ikidir, o mevzuyu o kadar sevdim, o kadar memnun kaldım ki düşündükçe iyi ki yazmamış yazarımız diyorum.
Yaa kitapta pembe şemsiyeyle kızını okuldan alan baba var yaa, siz ne diyorsunuz sdfghjk
İşte öyle bir kitap kendisi, Ela'yı kabuğundan çıkaran, kalbine iyi gelen, küstüğü hayata tekrardan barışan ve dahası.
Son bölümlerden de çoook memnun kaldım ve BAYILDIMMM!!!
Yine neden, ne için söylemeyeceğim, alın OKUYUN, OKUTUN diyeceğim!!!
Her yerine post it yapıştırdığım için yine yazarımız sorumluluğu alabilir mi? :D
Bitti, post it bitti sdfghjklşi
Hem yorumu bitirmek istiyorum hem bitirmek istemiyorum, sizi daha ne kadar ikna edebilirim diye düşünüyorum. :D

Betül Güçlü'nün en sevdiğim kitabı Aşk ve Diğer İhtimaller'di ama şimdi bu kitap oldu.
Devamı olsun yaaa, tamam istediğimiz gibi bitti kitap, sonu açık bitmedi ama aynı karakterlerle, aynı köyde, okulda geçen bir kitap daha okumayalım mı?
Dur ben bunu Betül Güçlü'nün aklına sokayım dfghjklş
Ne kadar zor yazdığını takip ettiğimden biliyorum, hem o yüzden hem de bu kadar güzel yazdığı için bu kitabın yeri ayrı olacak her zaman...
Son olarak kalemine, emeğine, düşüncene sağlık Betül, daha iyisi gelene kadar (ki gelir mi sanmam, zirve bu) EN İYİSİ BU!!!
Bence bir kitabı düşündüğünüz zaman içiniz kıpır kıpır oluyorsa, kalbiniz yumuşuyorsa, okuduğunuz için kendinizi mutlu sayıyorsanız o kitap olmuştur ve unutamazsınız artık...
Bu uzuuuun son satırlardan sonra tavsiye diye başlayan bir cümle beklemeyin benden. :D




Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


İnsan, iyiliği için her şeyi yapacağı biri tarafından bu kadar değersizleştirilince nasıl üzülmezdi?


*****


Biraz huzur bulmak için herkesten fersahlarca uzağa kaçmıştım ama kendimden nasıl kaçacaktım ki? Düşünmek istemediğim şeyleri nasıl geride bırakacaktım? İncinmekten nasıl kurtulacaktım?


*****


Tozu silkelerdin giderdi, pisliği yıkayıp temizlerdin ama kırdığın bir kalbin telafisi öyle kolayca mümkün olmuyordu.


*****


Geçmişimi her an cebimde taşırken yeni bir hayatın farklı olmasını nasıl bekleyebilirdim ki?


*****


Fuat beni görünce kollarını iki yana açıp, "Ela hocam!" diye bağırdı. Karşıdan koşarken en ciddi tavrımı takınıp işaret parmağımı kaldırdım. "Hayır."
Kolları anında iyi yana düşerken yüzünde mızmız bir ifade belirdi. "Bir sarılsaydım ya."
"Gel bana sarıl aslanım," dedi Çınar kolunu onun omzuna atarken. "Gel şöyle."


*****

Bunlar tanıdığım hisler değildi, böylesi değildi en azından. Bu hislerin birazına bile mecalim yokken bütün bunlar nasıl gelişti bilmiyordum. Fakat uzun zaman sonra kalbim, üzüntülerine yer bulamayacak kadar dolmuş gibiydi.
Hem de en tatlı hislerle.


*****

Çınar bana bakıyordu ve ben canımı sıkan her şeyden kurtulup tatlı bir neşenin içine gömülüyordum.




"...Sana Türk kahvesi yaparım. Gerçi pek sevmiyorsun sanırım."
"Sen yaparsan severim," deyişinde binlerce itiraf saklıydı sanki.


*****


Bu memlekette baş başa kalmayı başarabilecek gibi görünmüyorduk ama bu tatlı anların içinde de mutlu mesut yaşayabileceğimi düşünüyordum.


*****


Bütün sırça aramızı yapmaya çalışırken aslında tek engelin kendileri olduğunu farkında değillerdi anlaşılan.


*****


Hayatta en çok kıymet verdiğim insanlar sınıfıma girmek üzereyken bana böyle hissettirdikleri için öğrencilerime minnettardım.


*****


"...Hayatta bazı şeylerin haykırılması gerekir Ela Hoca."








Bir yorum daha böylece biter, sevgiyle kalın^^
Hayırlı İftarlar^^



Buralarda da varım^^



30 Mart 2024 Cumartesi

Tatlı Aşk//Susan Mallery Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yazarın yıllar önce Işıldayan kitabını okumuş sevmiştim(konusunu unuttum ama sevdiğimi hatırlıyorum :D), ondan sonra internette indirim olunca iki kitaplık bir serisini, bir tanede başka serinin birinci kitabını aldım.
Dedim hazır aldım, fazla arayı açmadan okuyayım, hem indirim devam ederse diğer kitapları alırım dedim. :D Şu an devam ettiği için belki alırım, ha ne dersiniz?? :D
İlk olarak söylemem gerekiyor ki kitabı kapağıyla yargılamayın! Çünkü öyle kötü bir kapak ki kitapla alakası yok. Tatlı Aşk denmiş ama kitapta geçen pastane mevzusu çok başka, kadın karakterimiz pastalarla uzaktan, yakından alakası yok, adamında öyle. :D Ama kapakta kızın parmağında krema var görüyor musunuz?? :D
Aşırı saçma değil mi?
Bir de arka kapak yazısı, onu da okuyunca ne öyle bol bol smut mu var diyorsunuz ama alakası yok. Kadının aklı fikri başka sanılıyor ama yine diyorum alakası yok!
Bunu devamında açıklayacağım. :)



İlk aşktan daha tatlı bir şey olabilir mi?
Bunu Claire Keyes'e sormayın. Yirmi sekiz yaşındaki dâhi piyanist bırakın âşık olmayı, bugüne dek kimseyle flört bile etmemiştir. Kariyerinin peşinde koşmaktan aile ve arkadaşlarına zaman ayıramayan Claire, ailesinin pastanesini ve iki kız kardeşini de yıllardır ziyaret etmemiştir.
Ancak şimdi bir kardeşi hasta, diğeri ise kayıptır ve yumurta bile kıramayan Claire, hasta bakıcı rolünü üstlenmekte kararlıdır. Yapılacaklar listesinin başında kız kardeşleriyle sıkı bir bağ kurmak, âşık olmak veya en azından şehveti tatmak vardır.
Yakışıklı ve sert görünüşlü Wyatt bu amaca uygun gibi görünmektedir. Genç adam farklı dünyalara ait olduklarını söyleyip dursa da Claire'in yanındayken tek düşünebildiği keki fırına vermektir. Claire tatlı diliyle bu ateşli adamı yatağına ve yaşamına alabilecek midir?


İşte konuya bak yaa :D
Neyse :P
Claire yıllar önce ailesi tarafından kovulduğu evine ve kasabaya kardeşine yardım etmek için geri döner. Baştan iyi karşılanmayacağını biliyordu ama bu kadar dışlanmayı beklemiyordu. Bir de gelmesini kardeşi istemediğini öğrenince daha da kötü duruma düşer ama pes etmeyecektir.
Hayatı zaten zordur ama bunları atlatmayı da kafaya koymuştur.
Hem kardeşine bakan hem de kardeşinin pastanesine yardıma giden Claire bir de kardeşi Nicola’un en yakın arkadaşı Wyatt’ın kızına bakar.
Alışmaya çalışması ve bunlar yüzünden çok zorlansa da alışmaya çalışmıştır ve bazı gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyordur.
Claire’i çok sevdim. Onun yıllarca çalışmalarının sonucunda her şeyden uzak kalması, yavaş yavaş ortama alışması, zamanında yapamadıklarını yapması ve bundan öyle saf demeyelim de Nahit davranması bence en güzel yönüydü. Yani ne demek istediğimi tam anlatamadım, spoiler diye de yazamıyorum ama şunu bilin ki cidden çok sevdim ve kitapta her yaşadığı kötü olayda hep Claire’nin tarafını tuttum, çünkü her kelimesiyle hak ediyordu, çünkü kitapta resmen yapayalnızdı. :/
Bunun yanında hiçbir lafın altında kalmaması, karşıdaki insanı dumura uğratmasını ayakta alkışladım. İşte böyle karakterlerle gelin!!!


Wyatt kızı daha bebekken yalnız kalmış ve zorluklar altında onu büyütmeye odaklanmıştır. Gerçek aşkla, ilişkiyle işi olamayan Wyatt uzun zamandan sonra Claire’yi gördükten sonra onunla arasındaki çekimden korkar ama denemekte ister. Tabii baştan beri Nicola’un söylediklerinden sonra Claire’yi çok kötü tanımış olsa da zamanla nasıl biri olduğunu görür.
Wyatt’a cidden hak verdim ki kendisi baştan zaten kesti attı ama sonradan saçmalaması, Claire’nin üstüne gitmesine çok kızdım.
Hele en sonda yaptıkları. Tabii Claire’de suçluydu ama bu ona öyle şeyler söylemesine aşırı kıl oldum -_-
Bir bölüm vardı, orada Wyatt’ın düşüncelerini çok merak etmiştim ama yazar es geçmiş. Üzdü.

Bir de Nicola var, kendince haklı ve yaşadıkları da kolay değil ama onunda haksız olduğu durumlar vardı yani. O yüzden başlarda kendisine aşırı sinir oldum. Claire iyi dayandı valla.
İkinci kitap kendisini anlatıyor, bakalım affetmesi gerekenleri affedecek mi?

Hazır ikinci kitap dedik onunla devam edelim. Seri iki kitaptan oluşuyor, diğer kardeşin durumu ne olur bilmiyorum ama seneler olmuş çıkalı, devamı olsa çıkarırlardı herhalde. :D
O yüzden bu kitapta tam olarak anlatılmayan şeylerin ikinci kitapta ortaya çıkacağını düşünüyorum, ianşallah çıkar yani. Mesela neden ameliyat oldu? Kız kardeşi neden bu kadar inatçı? Saçmalık olursa sinir olurum sdfghjklşi


Başta da dediğim gibi yazarın Işıldayan kitabı okumuş kalemini sevmiştim, uzun zamandır bu kitaplara göz koymuştum ama alamamıştım. Sonunda kampanya ile tanesi 46tl ye gelince hemen aldım.
Şimdi ki bu tarz kitaplarla kıyasladığım zaman cidden eski kitapların daha gideri varmış. Şimdikiler sadece smut. Bir de ona bayılan okurlar -_-
Bunda yok diyemem ama o kadar kararındaydı ki oraları anladığınız zaman normal bir kitap işte ve olaylara bakacak olursak daha çok aile, arkadaşlık, geçmiş, bağlar, yanlış anlamalar, özlem… diye gider.
İşte kitabı da bu yüzden sevdim, arka kapak yazısını baktığınız zaman sanki kitap sadece somuttan imaret ama değil. Cidden değil, zaten bu saydıklarım olmasa, sadece smut olsa sevmezdim.
Spoiler vermeden nasıl anlatacağımı bilmediğim için yazdıklarımı anlamayabilirsiniz ama demem o ki kitabın duygusal tarafı o kadar güzeldi ki çok beğendim.


Sonunda yaşananlar beni sevindirdi, bazıları yüzünden sinir olsam da olması gereken oldu, hatta ya öyle olmazsa dediklerimde oldu, güzel oldu :D
İkinci kitapta neler olcak merak konusu. :)
Diğer dört kitaplık serinin birinci kitabını aldım, eğer ilk kitabı beğenirsem devam ederim. Henüz o kitap hakkında pek bir şey bilmiyorum ama bu iki kitaplık seriyi sevdim.
Şimdi kitabı sevdim evet ama sevmediğim yerlerde oldum. Mesela en küçük kız kardeşin yaptıkları. Cidden öyle bir şey yazmaya gerek var mıydı?
Yani sebebi ne olursa olsun aşırı, aşırıııı saçmaydı.
O yüzden belki de yazar onun kitabını yazmadı, ikinci kitapta öğreniriz belki. :)
Son olarak yazarın kalemi akıcı, üç günde bitirdim ki sadece geceleri okuduğumu düşünürsek iyi bence.
Şimdi gidip, eğer yazdıysam Işıldayan kitabının yorumuna bakayım, bulursam buraya da link atarım(Yorum yok, ne zaman okudum onu bile unuttum iyi mi :D Konusu bile hatırlatmadı, sadece güzel olduğunu biliyorum :D)
Şimdi atacağım link ise indirimdeki seri. Halen daha devam ediyor indirim, merak edenler bakabilir.
Seriyi inceleyip, satın almak için tık tık!!



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


“İzleyeceğim.”
“Yargılayacaksın. Arada bir fark var.”


*****


“Hayatım için özür dilemeyeceğim. Seninkinden farklı ama bu, onu daha az değerli hale getirmez…”


*****

Hayat karışık, diye düşündü ama müzik sakinleştirici, kesin ve güzeldi.


*****

“Gerçekten tepemi attırıyorsun,” dedi Nicole.
“Sor bakalım, umurumda mı?”

*****


“Belki. Ben kendimi yargılıyorum. Ona kötülükten başka hiçbir şey yapmadım, yine de geldi. Yüreğinden geçene göre hareket ediyor.”





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^






29 Şubat 2024 Perşembe

Son Teklif//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Dreamland Milyarderler serisinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Serinin ilk kitabı Küçük Detaylar, ikinci kitap ise Beklenmeyen Koşullar ve bir de bu kitap. Kısa serilere seviyorum. Uzatmadan üç kitapta bitirmiş sağ olsun yazar.
İlk kitabı sevmiştim, ikinci kitap eh işteydi ama son kitap, yani bunu daha çok sevdim. Hepsinin kendine göre konusu vardı ama bu kitapta Cal'in yaşadıkları, yeni karakterlerimiz falan çok güzeldi. 550 sayfalık kitap olmasına rağmen aktı gitti kitap. :)


Callahan
Ben, herkesin kapalı kapılar ardında dedikodusunu yaptığı Kane’dim.
Zengin. Mesleği bırakmış sporcu. Tam zamanlı alkolik.
Gerçek beni ise çocukluk arkadaşım ve sevdiğim tek kadın Lana Castillo’dan başkası tanımıyordu.
Altı yıl önce kalbini kırdığımda, ona Wisteria Gölü’ne bir daha asla dönmeyeceğime dair söz vermiştim.
Dedemin vasiyeti her şeyi değiştirene dek de sözümü tuttum.
Mirasımı almak için göl evini satmadan önce orada bir yaz geçirmekle görevlendirilmiştim.
Dedemin bu isteği teoride basitti, ta ki tüm planım daha ilk günden berbat olana kadar.
Anlaşılan Lana yalnızca o evde yaşamıyor, aynı zamanda evin sahibi olduğunu da iddia ediyordu.
Alana Callahan Kane’e âşık olmak bir hataydı.
Bunu bana altı yıl önce kalbimi kırıp dostluğumuzu mahvetmeden önce bizzat kendisi söylemişti.
Bir daha buraya dönmeyeceğine söz verdiğinde aptal gibi ona inanmıştım.
Ama Cal, göl evini satmak istediğini söyleyerek tekrar çıkıp gelmişti.
Planını bozan ne miydi?
Benim adımın da o tapuda yazıyor olması.


Cal ona ve kardeşlerine bırakılan mirası alabilmek için dedesinin vasiyetindeki şartlarını yerine getirmek zorundadır.
Şart ise yıllar önce geri dönmemek için söz verdiği kasabaya bir daha gidip oradaki evi satmaktır. Gittiğinde ise çok büyük bir sürprizle karşılaşır.
Yıllar önce bağımlılığı yüzünden sevgilisinden ayrılan Cal eve döndüğünde evde hem sevgilisini hem de kendisine benzeyen kızıyla tanışır.
Bir yaz boyunca orada kalmak zorunda kalacak olan Cal'i büyük imtihanlar ve pişmanlıklar beklemektedir.
Cal'e Beklemedik Koşullarda sinir olmuştum, Iris'i kollayıp Declan'a yaptıklarını okuyunca dedim senin kitapta da seni çektirsin partnerin asdfghjk
Ama arkadaşlar çok üzüldüm Cal'e.
Çünkü yaşadığı şeyler kolay değildir, annesinin kaybı, yaşadığı kaza ve kariyerinin bitmesi. Babasının zorbalıkları ve kardeşleriyle iyi anlaşamaması hepsi üst üstte geldiği için zorlu bir hayat geçirmiştir.
O yüzden bağımlıklarından kurtulması cidden zordu ve tutunacak bir dal olmadığı için çokta umurunda değil ama kasabaya geldiğinde en azından biraz destek gösterebilirlerdi.
Tamam kasaba halkı neyse de Alana'nın davranışlarına kızdım açıkçası. Biliyor yaşadıklarını, tamam bazı şeyleri yapmasına izin verme ama anlayışlı yaklaş, üstüne gideceğine az da olsa yanında dur. Bu kısımlarda Alana'ya aşırı kızdım. Cal sonuna kadar çok tatlıydı, Alana ile geçinmesi, ona yardım etmesi çok güzeldi. Zaten para her kapıyı açar mevzusu var. O yüzden bazı yaptığı jestlerle her türlü herkesin kalbini kazanırdı. :D
Ve Cami aralarında iletişim çok güzeldi, o kadar tatlılardı ki onların kısımları okumak çok eğlenceliydi. <3


Alana yıllar önce sevgilisinden ayrıldıktan sonra zorlu bir süreç yaşasa da arkadaşları, kasabalı ve kızıyla beraber bu süreci bir şekilde atlatır ta ki bir akşam kapısında Cal'i görene kadar.
Ondan sonra geçmişe gitmesi, yaşadıklarını tekrardan hatırlaması ve güven problemini atlatamaması sıkıntılara yol açar.
Bir yaz boyunca Cal ile beraber olmak zorunda kalınca bir şeyler değişecek mi diye umut etmeye başlar.
Alana'ya çok üzüldüm, yaşadıkları, Cal'ın bırakıp gitmesi falan çok yıpratıcı şeyler. Sonradan kızının geleceği, kendi hayalleri falan derken zorlu bir hayat geçiriyor ama Cal'ın gelmesiyle bir şeylerin değişmesi güzeldi ama çoğu tavrını sevemedim cidden.
Çünkü sadece kendisine kadar davranması hoş değildi. Yani kızını düşünmesi güzeldi ama kızı olmasa bile bencilliği de ortadaydı. Bu yazar kesin aşırı feminist asdfghjkl
Tabii feministliği çok yanlış anlamış o ayrı ama neyse :D

Diğer karakterlerde kardeşlerin desteği çok tatlıydı, hele o mesajlaşmalar falan eğlenceliydi. Diğer kardeşleri gibi Cal'de fedakarlık yapıyor ve bence diğerlerine göre Cal'ın daha büyük bir fedakarlık yaptığını düşünüyorum.
Göl detayı, eski anılar ve kitap okuma detayları ayrıca güzeldi. Cal yalnızlıktan kitaplara sarıyor ve okuyor. Çok iyiydi ve kitapçıya gidip şak şak kitap alıyor. İşte zengin olmak bunu gerektirir asdfghjk
Sadece Cal'ın neden iş konusunda geri durduğunu anlamadım. Yani önceden onunda bir şekilde işin ucundan tutmasını çok isterdim. Ailenin hem yaramaz hem de bir işe yaramayan çocuğunu çok iyi temsil etmişti. Tam tersi olabilirdi.


Her şey güzel giderken tabii ki işler karışacaktı, spoiler yazacak bir durum yok ama Alana'nın yine bencilce davranması çok sıkıcıydı. O yüzden okumaya başladığımdaki hissiyatım bu sebeple Cal'e üzülmemle noktalandı. :D
Alana'nın hayalleri çok güzeldi yaaa, kıskandım sdfghjkl
Bence seriye yakışan bir son olmuş, bazı şeyler değişebilirdi ama bir insan yedisinden neyse yetmişinden de o oluyor.
Sadece ben mi kaçırdım, hatırlamıyorum yoksa yazar atlamış mı anlamıyorum ama dedeleriyle olan mevzuya çok değinmemişler. Mesele Cal ve Dedesinin arasında geçenleri okumak isterdim merak ettim çünkü. Tamam dedesi sahip çıkmamış vs. ama neden gitmiş? Gitmeye ne tetiklemiş oralar hep havada kaldı. 550'lik sayfada şunu da yazmadıysa helal olsun yani :D

Seri bana göre ahım şahım bir şey değildi ama her kitabın kendine göre güzelliği olduğundan okunacak bir seri diyebilirim. Yazarın kalemi akıcı, bir oturuşta yüz sayfa falan okuyorsunuz. Benim biraz elimde süründü, çok fazla okuyamadım yoksa bu kadar sayfa olmasına rağmen benim hızıma göre üç gün verebilirdim. :/
Son bölümde bütün ailenin bir arada olması, gelişen olaylar(burası spoiler olur diye geçiyorum :D) vs. derken bence güzel bir sondu.
Tavsiye olarak size kalmış, çünkü alın desem beğenmezseniz üzülürüm. Elinize geçerse ilk kitabı okuyun, severseniz devam edin derim^^



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"Sen her zaman benden daha iyisini hak ettin."
"Hayır. Ben, senin bana iyi davranmanı hak ettim."


*****


Ben onu ne kadar seversem seveyim, en başta o kendini sevmediği sürece benim sevgim asla yeterli olmayacaktı.
Bundan kesinlikle emindim.


*****


Bizi en çok incitenler daima en çok sevdiklerimizdir.


*****


"Şu kelimeyi tekrarlamayı kes."
"Neden?"
"Çünkü kelimelerin anlamları vardır ve eylemlerin onları ucuzlaştırıyor."



Callahan Kane tarafından kalbinin kırılmasının nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordum. Ardında ne kadar uğraşırsan uğraş doldurulamayacak bir boşluk bırakıyordu.


*****

"Senin için her şeyi yaparım."
Alt dudağı titredi.
"Biliyorum."


*****


"Hiçbir şey bizim ilişkimizle kıyaslanamaz ve hiçbir zaman da kıyaslanamayacak."


*****


"İnsanın kendine aşık olması başka birine aşık olmaktan on kat daha zormuş, özellikle de kendinde sevecek pek fazla yön bulamıyorsa."





Yeni yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^



31 Aralık 2023 Pazar

Bizimle Başladı Bizimle Bitti//Collen Hoover Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın son gününe bütün yorumlarımı yayımlamak istedim, bundan önce ki yorumumu bugün yani 30 Aralık'ta yayımladım, bunu da inşallah yarın(31 Aralık) yayımlamak istiyorum inşallah.
Kitabımız yılın en iyi kitaplarından biriydi, kaç aydır okumak istiyordum ama dram olduğu için sürekli erteliyordum. Sonunda gaza gelip başladım, iyi ki okumuşum. Kitap bir harika dostum!!
Böyle beklemiyordum açıkçası, tamam beklentim yüksekti, yükseltmişlerdi o yüzden hevesle okudum ve karşılığını da aldım çok şükür.
Bitirirken sen nasıl güzel bir kitapsın dedim, ÇOK KALP ANNECİMM



Ailesinden ona miras kalan öğrenilmiş çaresizliğe başkaldıran Lily’nin tüm acılara rağmen yeniden doğuşunun ümit ve sevgi dolu hikâyesi...
İçine doğdukları aileyi seçememenin yarattığı acının üstesinden beraber gelmeye çalışan Lily ile Atlas’ın hayatlarındaki ve hayallerindeki dönüşüm hayranlık uyandırıyor. İlginç tesadüflerle bezeli bu romanı okurken kendinizden bir parça bulacaksınız.
Bizimle Başladı Bizimle Bitti, asla vazgeçmeyen ve “yüzmeye devam etmek” isteyenlerin kitabı; başkaldırının ve empatinin yazıya dökülmüş hâli...


Lily babasını kaybettikten sonra yaşadığı şehre geri dönüp, bilmediği bir apartmanın çatı katına çıkar. Orada biraz vakit geçirdikten sonra yanına başka bir adam gelince ve onunla konuşmaya başlayınca bütün sırları ortaya atarlar. Adamdan etkilenen Lily teklif ettiği şeyi istemez ve ayrılmak zorunda kalırlar.
Aradan aylar geçmiştir ve Lily çok istediği çiçekçi dükkanını açar ve kader bu ya aylar önce aklında kalan adam karşısındadır.
Bu zaman zarfında da yıllar önce yazdığı günlükleri okurken geçmişte yaşayan Atlas aklına gelir.
Lily sıradan bir karakterdi ama geçmişte yaşadığı travmalar yüzünden çok acılar çekmiştir.
Son sayfaya kadar verdiği kararları hem şaşırdım hem üzüldüm hem de çok iyi anladım. Çok zorlu bir süreçten geçerken yanında olan kişilerden destek almış olsa da günün sonunda tek kalıp karar vermek zorunda kalması kalbimi kırdı.


Ryle, Lily ile çatı katında tanışan adam. Aylar sonra Lily'le karşılaştıklarında aslında Lily'nin çok farklı biri olduğunu ve hayatına yenilikler getireceğini az çok anlamıştır ama bunu hayata geçirmek düşündüğünden zor olacaktır.
Ryle Lily'den sonra bütün okurların kalbini kırdı, yaptıklarına çok üzüldüm. Böyle olmayabilirdi ama bu seferde böyle bir kitap çıkmazdı.
Yine de yaşananlara rağmen aklıselim davranması, Lily'yi anlaması bence çok hoştu ama işin ucu bambaşka.
(Bazı şeyleri spoilersız yazmak zor, o yüzden devamında spoiler olarak yazacağım, okumak isterseniz bakabilirsiniz. :) )

Ve Atlas.
Atlas, ahh Atlas...
Kendisi hakkında ne yazsam spoiler olacağını için es geçiyorum ama öyle şeyler yaşıyor ki alıp bağrıma basasım geldi. Çok üzüldüm haline, yaşadıklarına..
Neyse ki yazar bizi düşünüp bu kitabın devamı olan Bizimle Başladı kitabını yazmış.
Onu hemen okumadım, bunu sindirmem gerekiyordu.


Detaylara geçmeden önce ilk yazacağım şey, ilk defa bir kitabın yazarının son notunu hayran kaldım, kalbim kırıldı ve alıntı işaretledim.
İlk başlarda konusu farklı diyordum, işte hastalık ya da ne bileyim kadın kocasını kaybetmiştir vs ama öyle değildi, tahmin ettiğimden çok farklı bir şeydi.
Günümüzde çoğu kişinin maruz kaldığı durumu yazmış yazar ve öyle yazmış ki empati kuruyorsunuz ve bir yerden sonra o da tıkanıyor ve karakterin ne karar vereceğini merak ediyorsunuz.

Yazarın kalemi çok akıcıydı, bir yönden bunu da sevdim. Böyle bir konuya rağmen aktı gitti resmen. Sonrasında her olayın bir şekilde uzamaması ve hemen çözüme ulaşması da kitabı güzelleştirdi.
Lily'nin duygularını birebir yansıtması, okurken hem onun için hem de yaşadıkları için üzülmemiz bence her yazarın yapacağı şey değil. Yani çoğu yazar bunu hissettiriyor ama bu kadar değil.
Yukarıda da dediğim gibi yazacağım çok şey var ama spoiler olduğunu için yapamıyorum.
O yüzden böyle kısa kısa yazıyorum. :/


-Spoiler Başlangıcı-

Yazarımız aile içi şiddeti yazmış, Lily'nin babası annesini sürekli hor gören, sürekli döven birisi ve küçük yaştan bunlara maruz kalıyor.
Bu yüzden babasını kaybettiklerinde onun için yaptığı konuşma on numaraydı. Alkışşşş
Atlas'ın durumu daha vahimdi. Lily'lerin arkadaki, terk edilmişti evde tek başına yaşaması ve Lily'nin korkusuzca ona yardım etmesi kalbimi cıt etti kırdı resmen.
Çünkü evde ne su var, ne ısınacak bir şey var. Atlas'ın kıyafetleri bile yok. Oraları okurken cidden çok üzüldüm, kitap boyunca sadece o kısmı okuyabilirdim. Lily ve Ryne mevzusu da önemliydi ama Atlas ve Lily daha başkaydı. Atlas'ın Lily'nin yaşadıklarını bilmesi, buna karşı ona destek olması çok güzeldi. Tabii Lily'ninde Atlas'a bu durumda olmasına rağmen her şekilde yardım etmesi çok güzeldi. Tabii sonradan babasının baskını, Atlas'ın gitmesi ve yıllar geçmesine rağmen buluşmamaları, sonradan karşılaşmada sevgilim var demesi falan bunlar hep ufak klişe olaylarıydı ama Lily'nin öyle söylemeseydin bunları yaşamazdık, ilk dakikadan beraber olurduk demesi yine kalbimizi kırdı tabii.
Kitap resmen kız annenin kaderini yaşar modundaydı. Ryne çok aşık, çok iyi geçiniyor ve çok mutlular ama sinirlendiği zaman aklını kaybeden bir Ryne vardı ve gözünü bir şey görmediği için Lily'ye saldırması işleri değiştirdi. Bekliyordum böyle bir şey olmasını ama nasıl olacağını tahmin edemiyordum.
Sonrasında gelip özür dilemesi, Lily'nin Ryne olan aşkı yüzünden kabul etmesi. Bir kez daha aynı şiddete maruz kalıp yine aynı şeylerin yaşanması ama en son ki mevzu yüzünden her şeyin kopması, yine de sürekli ikilemde kalması gerçek bir kadının yaşadıklarının aynısıydı resmen.
Lily babasının yaptıklarını bildiği için Ryne başlarda affetmek istemiyor ama aşk ve sevgi galip gelince devam ediyorlar, evleniyorlar hatta çocukları oluyor ama işte Ryne ne kadar aşık olsa da, Lily'ye yaptıkları affedilir gibi değildi. Zaten affetseydi daha kötü olurdu. Tabii bu süreçte Lily'nin annesini ve buna maruz kalan insanları anlaması çok anlamlıydı.
Lily'nin en sonunda kararını verip, Ryne'dan boşanacağı sırada yaptığı konuşma çok iyi değil miydi??
"Kızın gelip baba sevdiğim adam beni dövüyor dese ona ne dersin?"
"Hemen onu terk et derdim." diyor Ryne orada ve ağlaması, kendisinin de başından iyi şeyler geçmemiş, kardeşini kaybetmesi ona kötü şeyler bırakmış ve bu hale gelmiş. Ona da çok üzüldük ama Lily en doğru kararı verdi.
Lily'nin arkadaşı Allyna'nın Ryne'in kız kardeşi çıkması, onlarında(karı-koca) zengin olmaları, hem de çok kolay bir şekilde para kazanmaları, buna vurgu yapmaları, Allyna'nın sürekli Lily'den taraf olması çok güzeldi. Kadın dayanışması...
İşte konu böyle, beni etkileyen ise yazarın annesinin de bunları yaşaması ve ondan ilham alarak bu kitabı yazması gerçekten üzücüydü. Hatta ilk şiddet sahnesinin annesinin başına geleni yazması çok acı. Ve notunda Ryne hakkında yazarken sürekli sildim sildim yazdım, Ryne için çok üzüldüm ama böyle yazmak zorundaydım demesi...
Ben bile okurken o kadar ikilemde kaldım ki, Atlas olmasaydı çok ama çok üzülürdüm kesin. :/
O kısımdan aldığım alıntı spoiler olmazsa alıntı kısmına eklerim.
En son kısımda Atlas'la karşılaşması, beraber olma şanslarının olması ve devam kitabı Bizimle Başladı'da hikayenin devam etmesi çok iyi değil mi??? <3

-Spoiler Sonu-


Bu kadar spoiler yazacağımı az çok tahmin ediyordum ama inanın halen daha yazmak istediklerim var. İkize acil okutmam lazım ki konuşalım, etrafında konuşacak kimsem yok, üzülüyorum. :/
Yazarın diğer kitapları bunlar kadar iyi değilmiş diye duydum, yani öyle bir çıtayı yükselmişti yazar başka kitaplarını okusam bu kadar beğenir miyim tartışılır ve denemek lazım tabii.
Bu arada kitapta çok fazla smut olduğunu yazan olmuş, arkadaşlar ya siz smut'lu kitap okumuyorsunuz ya da konuya göre fazla buldunuz ama inanın normal romantik komedi kitaplarının yanında bu kitapta olan smut hiçbir şey. Cidden kitap cinsellikten çok kadınların çoğunun maruz kaldığı mevzuya önem vermesi, onun üstünde durması daha çoktu.
Yazar bu tarz yazıyormuş ama bu kitap çok başkaydı. Hatta dedim bu yüzden çok rahatsız olurum falan ama düşündüğüm gibi değildi. Diğer kitapları gibi kıyaslamayın.
Bir önce ki yorumlarımda dediğim gibi artık tavsiye etmeyeceğim, sizin yorumdan alıp almayacağınıza karar vermenizi istiyorum. ^_^
Bu arada kitap yılın en iyi kitaplarından biriydi, bunu da not olarak eklemek istedim. :)
Son olarak kitap film oluyor ve Lily'yi Blake Lively, Ryne'nı Brandon Sklenar, Atlas'ı ise Justin Baldoni oynayacakmış. Ben kitabı okumadan bir şey bilmiyordum ama okuyanlar olmamış diye bas bağırdı, şu an ben de okuduğuma göre ben de diyebilirim, BU KADRO OLMUŞ MU???? -_-



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^

"Herkes aslında derinlerde eşit derecede berbat durumda olsa da, oldukları kişi hakkında numara yapıyorlarmış gibi hissediyorum. Sadece içimizden bazıları bunu saklamak konusunda diğerlerinden daha iyi."


*****

"Birbirimize çok benziyoruz," dedi, daha önce söylediğimi tekrarlayarak.
"İnsanlar ve bitkiler mi?" diye sordum.
Olumsuz anlamda başını salladı. "Hayır. Sen ve ben."




"Eskiden ben de çok düşerdim Lily."


*****


Mutlu bir Atlas, insanın aklının başından alıyordu. Bu, dünyada sevdiği her bir şeyi alıp hepsini ona vermek istememe yol açıyordu.


*****


"Lily bu, şu anda haklı olmak istediğim bir şey değil. Her gece onun hakkında yanılıyor olmak için dua ettim."




Atlas ve Lily'in Fanart çizimi <3
Nasıl güzelllll <3




Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^