Betül Güçlü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Betül Güçlü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mart 2024 Pazar

İçimdeki Güneş//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Ayın, belki de yılın en iyi kitabının yorumunu yazmaya geldim!!!
Son zamanlarda, hatta son yıllarda ilk def böyle bir cümle ile başlamışımdır bilmiyorum ama hak ediyor arkadaşlar!
Yazarının her kitabını okumuş, her kitabından ne kadar geliştiğini kendi gözlerimle okumuş biri olarak bu kitap bütün listeleri yerinden oynattı resmen.
Kasaba, köy, mahalle gibi şeyleri konu alan kitapları cidden çok seviyorum. Konusunda ilk mahalle geçsin, ne bileyim köy falan desin tamam benim kitabım diyorum.
Bu kitabı çok bekledik, Betül Güçlü genelde çıkardığı kitapları aynı zamana denk getirmeye çalışıyordum ama bu sene biraz geç kaldı. Ee baskı vs derken bir miktar yine geç kalındı ama inanın beklediğimize değdi, hem de kat be kat değdi.


Planlar dâhilinde yaşayan biri, atacağı adımları çok önceden hesaplar.
Fakat hayat, bu planların en büyük düşmanıdır.
Ela Mercan, elleriyle çizdiği güvenli bir haritanın içinde yaşarken bir kalp kırıklığı bütün planlarını dağıttığında her şeyin tepetaklak olduğunu düşünür. Sorunlarından kaçmaya çalışırken küçük bir köy okuluna öğretmen olarak atanan Ela için yeni bir şehirde, yabancı insanların ve kısıtlı imkânların içinde tutunabileceği tek şey mesleğidir.
Köy öğretmenliği ona bilmediği yeni bir hayatı deneyimleme fırsatı sunarken çocuklarla kurduğu ilişkiler hayatını değiştirecek, aşka karşı ördüğü duvarlar ise beklenmedik biri tarafından yıkılacaktır.
İçimdeki Güneş soğuk bir kış gecesinde çıtırdayan alevleri, sobanın üzerinde kuruyan portakal kabuklarının kokusunu, özlenen bütün sadelikleri hatırlatan bir hikâye.


Ela yaşadığı zor günlerden sonra ailesini arkada bırakıp bilmediği bir kasabanın köyüne atanır. Gittiği ilk günde farklı ortamlar, farklı insanlarla tanışınca nereye düştüm ben derken geri dönmeyeceğini bildiği için alışmaya çalışmak zorundadır.
Sonrasında okulunu düzenlemesi, öğrencileriyle tanışması falan derken zamanla alışmaya çalışır ama geçmişi peşini bırakmaz ve zamanla mutlu olmaya çalışsa da ister istemez yaşadığı sıkıntılar sürekli önüne çıkar. Zamanla öğrencilerine, köye ve çevresine alıştıkça kalbi iyileşmeye başlar ama tamamen iyileşecek mi onu zamanla öğrenecektir.
Ela'ya baştan ısınamadım açıkçası, ona yardım etmeye çalışanlara karşı tavrı biraz garibime gitti. Tabii yaşadıklarını ve yaşadığı yeri düşününce normal ama ne yapayım öyle bir his aldım ama zamanla onlara alışması, onlar gibi olması çok güzeldi.
Kalbinin iyileştiğini okumak, onlar gibi olmaya başlaması çok güzeldi. Tabii alışamadığı şeylerde vardı, mesela soğuk. :D O kısımları okurken diğer karakterlerin biz alışığız demesi çok tanıdık geldi.
Başlarda öyle düşünsem de alışmaya başladıktan sonra ki düşünceleri ve davranışlarını okuyunca çok sevdiğim bir karakter oldu.
Öğrencilerine davranışı, onları düşünmesi ve en önemlisi Ayşegül'e olan yakınlığı. Çok kalbe dokunan ve içimizi yumuş yumuş yapan bir karakterdi.
Soba yakma sıkıntısı yaşıyor sürekli, Ela kız gel ben sana öğretirim, gerçi öğrencilerin öğretmiştir ama olsun sdfghjkl


Tabii kitabımızda bir de erkek karakterimiz var.
Çınar. <3
Çınar'ın asaleti diğer karakterleri alır duvara çarpar çarpar atar diyorum arkadaşlar.
Çünkü bambaşka biriydi, bir de onun kısımları okuduk ki vay beee dedim vaaaay.
Bence Çınar'ı siz kitapta tanıyın yaa. Bana sürpriz oldu size de olsun. :D
Ama Çınar'ı kısımları gelince, onun yaptıklarını okuyunca hayatta ki bütün erkeklerden umudumuz kaybettik be sdfghjklşi Sorumluluğu alır mısın Betül Güçlü?? :D
Tabii yazarımız bize son kısımda bir sürpriz yapıyor.
O kısım var ya, o kısım... Hatta o paragraf bence kitaptaki en en en iyi yerdi. <3
    Neyse ben yazdıkça bir şeyler klavyemden çıkacak, o yüzden geçiyorum.
Ama spoiler yazacağım inşallah, orada döktürürüm asdfghjk
Çınar için yazacağım tek şey kitaba uygun başka bir karakter olmazmış.
Tamam ben de çok farklı bir karakter düşünmemiştim ama böylesine hem şaşırdım, hem de çooook sevdim <3


Ela'nın zamanla arkadaşlarının olması, ev sahiplerinin sahip çıkması, köydekilerin yardım etmesi ve muhtarla, eşi. Bir de yardım ettikleri insanlar...
Hangisini yazsam bilemedim, sonuçta hepsi yazılmayı hake diyor ama en çok kalbime dokunan Kevser teyze ve kardeşi, Ayşegül, sonradan gittikleri bir aile vardı onlar. Kısacası kime yardım ettilerse onların hepsi kalbime dokundu yaa. Bu kadar ince düşünülmüş, bu kadar yüreklere dokunan bir kitaptı.
O kadar nahif ki okurken her şeyi unutacak kıvama geliyorsun. Hemen okunuyor zaten, bunun dışında 
zaten o köy halkı, arkadaşlık, dostluk, yardımlaşma, çocukların şen kahkahası(gülmeyin, okurken kulağınızla duyuyorsunuz :D) hepsi birbirinden güzel ve özeldi.
Arkadaşlar, arkadaşlaaaaar beni zorlamayın ve HEMEN GİDİN ALIP, OKUYUN!!! :D

Köy halkına özellikle değinmek istiyorum. Bakın ben doğma, büyüme köyde yaşıyorum. kışları şehirde yaşardık ama hayatımın çoğu köyde geçti ama ben böyle köy görmedim, duymadım, bilmiyorum ama okudum. Evet bizdendi kitap, evet hayatın ta içindendi ama böyle tatlış, yardım sever, yabancıları bile ailelerinden gören köy halkıyla tanışmadım. İlla ki vardı, sadece benim köy yanlış yerdedir belki ama sürekli bir araya toplanmaları, yabancılık göstermeden orası onun evi, burasının onu evi demeden hep beraber olup davet etmeleri, yardım etmeleri o kadar güzeldi ki. Tabii bir de baskı mevzusu var sdfghjk O kısımlar en eğlendiğim yerlerdi.
İşte bakın yine bizim köy halkıyla alakası yok, Çınar gibi biri gelse bizimle yakıştıran kimse olmaz. Nerede o çöpçatan teyzeler sdfghjkl


-Spoiler Başlangıcı-

Ela'nın yaşadığı şeyleri az çok tahmin ettim, zaten kız kardeş mevzusunu anlatınca dedim tamam kazık yemiş kardeşinden. Çoğu kitapta okuyoruz aslında eniştesine yanaşan baldız, bu kitapta da vardı ama illa ki böyle radikal bir karar için bu tarz bir şey olması gerekiyordu.
Yaşadıkları kolay değil ama kız kardeşini verselerdi elime.... neyseee.
Sonrasından mahalledeki, köydeki herkesin Çınar'la yakıştırması, bunların gözler önünde değil de genelde gizlice konuşmaları çok tatlıydı.
Ve Çınar... Ben dedim köy halkından biri olurdu ama kendisi doktor, köyün ve merkezdeki sağlık ocağının doktoru.
Çocuklar çok seviyor, insanlar çok seviyor ama Çınar Ela'yı seviyor. <3 Hatta ilk görüşme vurulmasın kaç puan veriyoruz???
Okurken eridim resmen yav <3
Böyle gözlerimden kalpler çıktı, hiç yapmadığım şey yapıp hikayemde paylaştım. Tabii spoiler olarak sdfghjkl
Kevser teyzenin olayının tatlıya bağlanması, Çınar'ın Ela'yı kıskanması, herkesin ortasından babasından yemek için istemesi.. Yaz yaz bitmiyor arkadaşlar sdfghjkl
Son bölümlere geldiğimizde Ela'ya giydirilen elbiselerden hemen dedim inşallah düğün falan yaparlar, valla öyle çıktı yaa sdfghjk
Ama Çınar'ın Ela'ya evlendik ama yine ayrılıcaz demesi.
Ve Çınar'ın başta o kadar sert gözüküp, sonradan minnoş biri çıkması. :D
Kar sahnelerine hayran kaldım, zaten bu sene doğru düzgün kar görmedik kitaptan nasibimizi aldık. :D

-Spoiler Sonu-



İşte bakın arkadaşlar ben hemen, sıcağı sıcağına yorum yazmıyorsam far görmüş tavşan gibi kala kaldım dfghjkl
Çok sevdim kitabı, çoooook ama ne yazsam bilemedim. Tıkandım kaldım iyi mi? :D
Nahif kitapları seviyorum, yavaş yavaş kalplerin iyileşmesini, yardımlaşmayı okumaya bayılıyorum.
Bu kitapta kötü karakter varsa bir ya da ikidir, o mevzuyu o kadar sevdim, o kadar memnun kaldım ki düşündükçe iyi ki yazmamış yazarımız diyorum.
Yaa kitapta pembe şemsiyeyle kızını okuldan alan baba var yaa, siz ne diyorsunuz sdfghjk
İşte öyle bir kitap kendisi, Ela'yı kabuğundan çıkaran, kalbine iyi gelen, küstüğü hayata tekrardan barışan ve dahası.
Son bölümlerden de çoook memnun kaldım ve BAYILDIMMM!!!
Yine neden, ne için söylemeyeceğim, alın OKUYUN, OKUTUN diyeceğim!!!
Her yerine post it yapıştırdığım için yine yazarımız sorumluluğu alabilir mi? :D
Bitti, post it bitti sdfghjklşi
Hem yorumu bitirmek istiyorum hem bitirmek istemiyorum, sizi daha ne kadar ikna edebilirim diye düşünüyorum. :D

Betül Güçlü'nün en sevdiğim kitabı Aşk ve Diğer İhtimaller'di ama şimdi bu kitap oldu.
Devamı olsun yaaa, tamam istediğimiz gibi bitti kitap, sonu açık bitmedi ama aynı karakterlerle, aynı köyde, okulda geçen bir kitap daha okumayalım mı?
Dur ben bunu Betül Güçlü'nün aklına sokayım dfghjklş
Ne kadar zor yazdığını takip ettiğimden biliyorum, hem o yüzden hem de bu kadar güzel yazdığı için bu kitabın yeri ayrı olacak her zaman...
Son olarak kalemine, emeğine, düşüncene sağlık Betül, daha iyisi gelene kadar (ki gelir mi sanmam, zirve bu) EN İYİSİ BU!!!
Bence bir kitabı düşündüğünüz zaman içiniz kıpır kıpır oluyorsa, kalbiniz yumuşuyorsa, okuduğunuz için kendinizi mutlu sayıyorsanız o kitap olmuştur ve unutamazsınız artık...
Bu uzuuuun son satırlardan sonra tavsiye diye başlayan bir cümle beklemeyin benden. :D




Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


İnsan, iyiliği için her şeyi yapacağı biri tarafından bu kadar değersizleştirilince nasıl üzülmezdi?


*****


Biraz huzur bulmak için herkesten fersahlarca uzağa kaçmıştım ama kendimden nasıl kaçacaktım ki? Düşünmek istemediğim şeyleri nasıl geride bırakacaktım? İncinmekten nasıl kurtulacaktım?


*****


Tozu silkelerdin giderdi, pisliği yıkayıp temizlerdin ama kırdığın bir kalbin telafisi öyle kolayca mümkün olmuyordu.


*****


Geçmişimi her an cebimde taşırken yeni bir hayatın farklı olmasını nasıl bekleyebilirdim ki?


*****


Fuat beni görünce kollarını iki yana açıp, "Ela hocam!" diye bağırdı. Karşıdan koşarken en ciddi tavrımı takınıp işaret parmağımı kaldırdım. "Hayır."
Kolları anında iyi yana düşerken yüzünde mızmız bir ifade belirdi. "Bir sarılsaydım ya."
"Gel bana sarıl aslanım," dedi Çınar kolunu onun omzuna atarken. "Gel şöyle."


*****

Bunlar tanıdığım hisler değildi, böylesi değildi en azından. Bu hislerin birazına bile mecalim yokken bütün bunlar nasıl gelişti bilmiyordum. Fakat uzun zaman sonra kalbim, üzüntülerine yer bulamayacak kadar dolmuş gibiydi.
Hem de en tatlı hislerle.


*****

Çınar bana bakıyordu ve ben canımı sıkan her şeyden kurtulup tatlı bir neşenin içine gömülüyordum.




"...Sana Türk kahvesi yaparım. Gerçi pek sevmiyorsun sanırım."
"Sen yaparsan severim," deyişinde binlerce itiraf saklıydı sanki.


*****


Bu memlekette baş başa kalmayı başarabilecek gibi görünmüyorduk ama bu tatlı anların içinde de mutlu mesut yaşayabileceğimi düşünüyordum.


*****


Bütün sırça aramızı yapmaya çalışırken aslında tek engelin kendileri olduğunu farkında değillerdi anlaşılan.


*****


Hayatta en çok kıymet verdiğim insanlar sınıfıma girmek üzereyken bana böyle hissettirdikleri için öğrencilerime minnettardım.


*****


"...Hayatta bazı şeylerin haykırılması gerekir Ela Hoca."








Bir yorum daha böylece biter, sevgiyle kalın^^
Hayırlı İftarlar^^



Buralarda da varım^^



17 Kasım 2022 Perşembe

Balkabağı ve Tarçın//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Bundan bir kaç ay önce yine Betül Güçlü'nün bir kitabına yorum girmiştim, hatırlayanlar ne hızlı yazar diyebilirsiniz ama önceden okuduğum kitap yıllar önce çıkmış, şimdi yayınevi değiştiğinden tekrar basılmış, ama yeni düzenlemesiyle. O kitabın yorumumu okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. ;)
Bu kitap ise yazarın yıl içerisinde çıkardığı yeni kitabı, kendisi güz mevsiminde kitap çıkarmayı çok seviyor ve bunu adet edinmiş durumda. :D
Bu tarz kitaplar daha çok bahar, yaz aylarında okunur ama biz seni böyle kabul ettik yazarcığım. :D
Kitabın ismini, kapağı gördüğümüz ilk anda vurulduk. Gerçekten çok güzel tasarımlara imza atıyor Arife, tasarımlarını görmek isterseniz instagram hesabını takip etmenizi öneririm. :)
Kitabı gelecek olursam çok çok çooook güzeldi, her anlamda doyduk desem yeridir. Yazarın kendini her kitapta geliştirmesi, karakterlerin tekdüze değil de farklı oluşları kendisini hep bir adım önde götürüyor bence, çünkü karakterleri gerçekten çok tatlı ve sıra dışı. :D



Farklılıklarımız bizi aynı noktada buluşturabilir mi? 
Birce Eren kendine ait iyi özellikleri sıralarken listenin en başına sorun çözme becerisini koyardı. Aniden evsiz kaldığında aynı durumda olan üç kızla bu sayede eve çıkmış, birbirinin tamamen zıddı olan kızların kavga etmeden yaşayabilmesi için bu beceriyi sonuna dek kullanmaya karar vermişti. Neşeli ve arkadaş canlısı doğasıyla herkesle anlaşabileceğini düşünürken huysuz alt komşusuyla iletişim kuramamak öz güvenini sarssa da kolayca pes etmeyecekti.
Barış Kaan Erbey etrafında gerçekleşen olaylara tepkisiz kalan, sessiz, içe dönük ve mantığın sesinden ayrılmayan biriydi. Dinozorlar hakkında saatlerce konuşabilirken başka herhangi bir konuda onunla sohbet etmek neredeyse imkânsız hale geliyordu. Az konuşur, az güler ve sık sık da pervasız dürüstlüğüyle karşısındakileri zor durumda bırakırdı.
Eğer hayat mantık çerçevesinde ilerleseydi Birce ve Barış’ı yan yana düşünemezdiniz. Fakat işin içine kalp girdiğinde neler olacağını kim bilebilirdi?
Eğlenceli, sıcak, aşkın ve dostluğun en güzel halini barındıran keyifli bir gençlik romanı.

Ailesinden uzak bir ilde okumaya başlayan Birce yurdunun kapanmasından sonra dışarda kalır ve kalacak hiçbir ye bulamaz. En sonunda aynı sıkıntıdan muzdarip olan diğer üç arkadaşıyla yıkık, dökük bir ev bulur. Her şey tamam derken bir de ev sahibinin çekilmez biri olması işleri zorlaştırsa da avukat adayı olan yeni ev arkadaşı hakkından gelir.
Eve taşındıktan sonra yeni arkadaşlarıyla anlaşmaya çalışan Birce zamanla aslından dördününde birbirlerinden çok farklı olduğunu fark eder.
Alt komşuları ise erkek evidir ve hal hatırdan anladıkları için arkadaş olurlar.
Aralarından sessiz, sakin, umursuz davranan Barış ise Birce'nin radarından çıkamaz, çünkü aşırı soğuk olması pozitif kişiliğine terstir.
Birce'yi çok sevdim, bazı davranışları aynı bendim yaa sdfghjk Tabii bazen Barış'ın halinden anlamamasını hem garipsedim hem kızdım. Tabii bazı şeyleri bilmeden önceydi bunlar. Yine de o duruma rağmen trip atmadı değil sdfghjkl
Seviyom kız senii :D
Ama Birce en çok Betül Güçlü'ye benziyordu, yazarımız resmen kendini yazmış :D


Barış hakkında diyeceğim çok şey var aslında ama bazı şeylerin spoiler olacağını bildiğimden kısa keseceğim.
Birce'yle olan iletişimine bayıldım, yani Birce gibi enerjik, her saniye konuşan biri için Barış çok çok farklı geliyor ama zamanla birbirlerini tanımaları, Birce'nin bazı şeyleri üstelemesi bence olayların farklı gelişmesine olanak sağladı. Yani bu ilişki Birce'nin sayesinden başladı dersek yalan demiş olmayız.
Dinozorlara olan takıntısına hayran kaldım, inanın o kadar takıntılı olmayı düşünemiyorum bile asdfghjk
Bu arada dinozorlar hakkında zerre bir şey bilmiyormuşum, Barış şu an gelip anlatsa inanın oturur dinlerin. Çok değişik varlıklarmış cidden :D

Evin diğer kızları, Çiçek, Jülide ve Bensu ise gerçekten birbirlerinden farklı karakterlere sahip genç kızlardır.
Çiçek küçük bir kasabadan ve masum oluşundan dolayı duygusal, sessiz sakin bir kızdır.
Jülide bakımlı, kendi dışında kimseyle ilgilenmeyen biridir.
Bensu ise avukat adayıdır ve bununla sert mizaclıdır. Ev sahibi dahil herkesin korktuğu Bensu aslında diğer kızlardan farklı değildir. Çok çalışmasından ünlü olan Bensu'yu kitapta gerekli yerlerde ve bazen ayyy noluyor, noluyorluk durumlarda okuduk.
Ama arkadaşlar yazarımız acı haberi verdi, kızları yazmayacakmış..
AMA NEDEEEEEEENNNNNNN???????!!!!!! :'((((((((
Hepsini sevdim ve hepsinin kitapta farklı ilişkileri, hayatları vardı. Okusaydık ne güzel olurdu. Resmen elinden şekeri alınmış çocuk gibi kaldım ortada, far görmüş tavşan gibi...
Betül'cüğüm, yazarım okursan eğer ne olur bize acı ve yaz şu kızları sdfghjk Hepsi ayrı ayrı olmasına gerek yok, tek kitapta olur, tercihim Bensu'dan yana ama, okuyan anladı beni. ;)

Tam mevsimine uygun bir kitaptı, balkabağı, tarçın, kahverengi renkler vs. Zaten kapağa vuruluyoruz. Bu nasıl bir kapak, ne Arife böyle güzel kapaklar çıkarmaktan usandı, ne de biz sürekli övmekten.
Ama sonuna kadar hak ediyor, emeğine sağlık^^
Çok eğlendiğim, bilgilendiğim, buram buram bilgi ve emek kokan bir kitaptı. Emek kokuyorum diyorum çünkü Betül o kadar ince eleyip, sık dokumuş ki her şeyi araştırmışta yazmış. Böyle kitapları çok seviyorum zaten. Sadece Barış'ın dinozor aşkı değil bu arada, başka yeni şeylerde öğrendim şahsen.
Zaten Betül'den hiçbir zaman sıradan bir karakter bekleyemem, illa ki değişik bir şey olacak. İşte buna da ayrıca bayılıyorum...
Aşk ise kitapta çok farklıydı, o yüzden ona çok değinmek istemedim ama sadece şunu söylemek isterim ki o aşk taa yüreğinize dokunuyor... :'( <3


Gözü kapalı öneriyorum, okuyun, okutun benim gibi hayran kalıp çok seveceksiniz.
Betül'ün daha ilk kitabından bu zamana kadar ki kitaplarını okudum, ilk kitabından bu kitabına kadar ki gelişimi o kadar güzel ki gözlerim yaşarıyor, çok gurur duyuyorum. İstisnasız bundan sonra çıkaracağı bütün kitaplarına böyle yorumlar yazacak gibiyim, inşallah yenilerini okumak kısmet olursa.
Daha çok yazsın, daha çok okuyalımmm^^



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^

"Birce," dedi Mecnun gülümseyerek. "Sana başımın bağlı olmadığını söylemekten mutluluk duyarım. Lütfen bunu evdeyken yüksek sesle tekrarlar mısın?"
"Duvarlara karşı mı?"
"Hayır, çiçeklere karşı,"


*****


"Neden öyle bakıyorsun?"
"Seni ikna etmeye çalışıyorum."
"Bundan hoşlanmadım."
Omuzlarım düştü. Elimdeki her şeyi kullanmıştım. Pes etmenin eşiğinde, hayal kırıklığıyla cevap verdim. "Bakışlarımdan mı?"
"Hayır. İkna olmaktan."


*****


"Çok renkli bir yüzün var. Çok...dağınık. Dağınık şeylerden hoşlanmam. Onları toparlamak, bir düzene sokmak isterim. Tanıştığımızda sana bakarken sürekli bunu düşünüyordum ama artık onlar dağınık beneklerden ibaret değil, onlar senin. Yüzündeki çiller de senin gibi renkliler. Bende hiçbir renk yok, bu yüzden senin böyle olmanı seviyorum."


*****


Barış beni güzel buluyordu. Bütün renklerimle beraber.
Ve ona aşıktım. Bütün farklılıklarıyla beraber.


*****


"Mecnun'u teselli ediyorum."
"Sen mi? Nasıl?"
"Varlığımla."


*****


"Benden hoşlanıyorsun, ben de senden hoşlanıyorum. Üstelik elini tutmayı da çok seviyorum. Sevgilim olsana."





Yeni yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^

30 Aralık 2021 Perşembe

Yıldız Haritası//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bir buçuk yıl sonra Betül Güçlü'nün kitabını sonunda okudum arkadaşlaaaaar. Özlemişim resmen, sevdiğimiz kalemlerin kitapları neden bu kadar geç çıkıyor ya. -_- Hâlâ çıkmasını beklediğim kitaplar var ve yeni yıl yaklaşıyor. Denilene göre zam kapıdaymış, bakacağız artık, inşAllah sırf kitaplar satılsın diye yapılan yalan bir haberdir. :D Tamam şu zamanda zam zam ama bu kitap zam olayı aylar önce çıkmıştı.
Neyse efenim alıyoruz işte bir şekil indirimli falan, Allah alamayanlara yardım etsin.
Çıktığından beri her kitabını okuduğum nadir yazarlardır biri Betül Güçlü, öyle ki kaleminin gelişimi an be an okudum desem abartmam. İlk kitapları da çok güzeldi ama gelişimi o kadar güzel ki bu kitabını
 okurken aşırı gurur duydum. 😍


Öykü onu karanlığa çeken her şeyden uzaklaşıp yeni bir başlangıç için yola çıktığında atacağı adımları hesaplamıştı. Geçmişte onu yıpratan tüm ilişkilerden uzaklaşacak, kimseyle yakınlık kurmadan mutlu olacağına inandığı yalnız ama huzurlu bir hayat için savaşacaktı. Güçlü ve sarsılmaz görünüşünün altındaki kırılgan kızı herkesten saklarken güvende olacağına inandığı tek yer kilitli kapıların ardıydı.
Oysa hiçbir kilit aşılmaz değildir.

Öykü küçük yaştan üniversiteye gelene kadar zor zamanlar geçirir, o kadar ki hayata küsmüş, insanlardan uzak yaşamayı kafaya koymuştur. Suratına bakan bakışlarından korkup kaçıyor, yanına yaklaştırmıyor. Üniversite için gittiği şehirde hem yatacak hem de çalışacak yer bulunca hayatı kendine göre düzene girer, istediği gibi korkularından uzak yaşamaya başlar ama geçmişte ki acılar hiçbir zaman yakasını bırakmaz. Taşındığı evde yaşayan ev arkadaşlarından başta kaçsa da yaşanan olaylardan sonra aralarına bir sıcaklık girer, lakin bu hiçte kolay olmayacaktır.
Öykü'nün yaşadığı sevgisizlik ve korku onu bu hale getirmiş, ama ne korkusu? Zaten çoğu kötülüğün altında sevgisizlik yok mu? Öykü'nün insanları kendinden uzaklaştırıp okuluna, yaşamına devam etmesini çok iyi anlıyorum ama psikolojik olarak gerçekte de anlamadığımız, yaşamadığımız olaylar için düşünmek gerçekten zor. Burada da Öykü'nün yaptığı şeylere bazen çok kızdım, yeter falan dedim ama dediğim gibi yaşamadıkça(Allah göstermesin)bilmiyor, anlamıyor insan.
Bence böylesi bir karakter yazmak bile yürek, cesaret ve yetenek ister. Öykü'nün yaşadıklarını okumak gerçekten kolay değildi ama, aması var. Onu okuyunca anlayacaksınız. ;)


Yağız, bu ismi unutmayın arkadaşlar çünkü Selim ve Meriç'ten sonra çok duyacaksınız. O kadar güzel bir karakterdi ki bayıldık, BAYILDIKKK...
Öykü'ye o kadar iyi geldi ki biz mutlu olduk... 😍 Bulmaz mı böylesi bizi acaba. 😔😭 Böylesi şartlarda bulmasın tabii ki. :D
Davranışları, sürprizleri, Öykü'yü anlaması hepsi çok iyiydi. Öykü'ye çok iyi geldi.

Sıla ve Derya, her kitapta olduğu gibi en yakın arkadaşlar. Sıla şen şakrak, Derya ise yerine göre davranan biri, daha düşünceli, daha uyumlu. İkisini de sevdim, Derya'nın yerinde ve zamanında söyledikleri o kadar iyiydi ki okudukça ben de hak verdim, kendi üstüme de aldım. Yağız gibi Sıla ve Derya'da Öykü'ye ilaç gibi geldi.

Bu kitap hakkında ne desem az, okudukça okuyası geliyor insanın, bırakamıyorsunuz elinizden. Zaten yazarımın kalemi akıcı, güzel ve karakter, yaşananlar hepsi çok etkileyici. Okudukça Öykü gibi üzülüp, onunla sinirleniyorsunuz. Detaylara girmek istemiyorum, girsem neler neler yazarım.


Son satırlara gelecek olursak, bekleyişime değen bir kitap oldu, çok sevdim. Böyle farklı karakterleri okumak o kadar iyi geldi ki sen her zaman yaz böylesini Betülcüğüm, çok beklesek de dediğim gibi değiyor beklemek. Kitabın bana kattığı güzel şeyler oldu, güzel şarkılar. Düş Sokağı Sakinleri//Hüzün Kovan Kuşu o kadar güzel ki, şarkının geçtiği yer o kadar anlamlıydı ki ağlıyoruz...😭😭
Yeni kitap için ne kadar bekleriz bilmiyorum ama inşAllah çok beklemeyiz. :D O zamana kadar Süper Dadı'dan okumaya devam. :)
Betül Güçlü'nün diğer kitaplarına yaptığım yorumları okumak isterseniz buradan bakabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Hayat her zaman isteklerimizi önümüze altın tabakta sunmuyordu belki ama bazen bize çıkış kapıları gösteriyordu.


*****

Küçük bir kutunun içinde yaşarken dünyam birden koca bir şehre dönüşmüştü.


*****

Bir çukurdan çıktığınızda yokuşlar sizi korkutmuyordu. Gökyüzünü görebildiğiniz hiçbir yol, korkunç değildir.


*****

En üzgün insanları bile mutlu eden şeyler vardı bu hayatta.


*****

Dünya, önüne her şeyi serseniz de mutlu olmayan çocuklarla doluydu. Aynı dünyada bazı çocuklar çift ayakkabı aldığı için hayatının en güzel gününü yaşıyordu.


*****


Kalbimdeki tıkırtılar sonunda bir şarkıya dönüştüğünde, önüme tertemiz bir sayfa açıldığını biliyordum. Bu kez o sayfayı en güzel şarkılarla ve yıldız tozlarıyla süsleyecektim.




Alıntıların güzelliklerine bakar mısınız?
Sevdiysek böyle severiz. <3
Yeni yazılarımda görüşmek duasıyla, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^







31 Aralık 2020 Perşembe

2020 yılının En'leri, Kitaplar^^


 

Selam^^
Yılın klasikleşen yazımızı yazıyorum çok şükür, çok şükür diyorum çünkü hayattayız ve hamdolsun virüse yakalanmadık. :) Geçen sene2019'a veda ettiğimiz zaman iyi dileklerle başlamıştık ama daha Ocak ayından başladı afetler, virüsler. Tabii bunu yıla atmak çok saçma ama 2020 unutulmayacak yıllardan, nasıl unutur ki insan. Hem ne kadar zorlu geçmiş olsa da bizim açımızdan güzel yıldı da. 7 senedir beklediğimiz hayırlı bir işimiz oldu, sonra yine uzun zamandır düşündüğümüz ama yapamadığımız araba değiştirme mevzusu oldu, bir de hasret kaldığımız kişilerle seneler sonra buluştuk. Bunlar güzel olaylar bence, şimdide kuşumuz Bulut yumurtladı, olursa yavrucakları olacak inşAllah.
Bu kadar olaydan sonra tabii kitap okuduk, dizi-film izledik.
Kitapta hedefim 50'ydi ama yapamadım. :'(
2021 hedefim için yine 50 yapacağım, ne zaman başarırsam o zaman yükseltirim sayıyı. :D Gerçi kötü de değil, şu an 45.kitabımı okuyorum. 5 tane daha okumam gerekiyordu ama ne yapalım. :/
Sizlerin hedefler ne alemde?
Yapabildiniz mi?
Cevaplarınızı bekliyorum, gelelim 2020'nin En'lerine^^




Yılın EN Beğendiğim İlginç ve Duygusal Kitapları^^


Aşk ve Diğer İhtimaller//Betül Güçlü^^



Vatan Yahut Silistre//Namık Kemal^^


Tanyer- Zifir ve Fecir^^



Genç Kız Kalbi//Mehmet Rauf^^



Çingene//Ahmet Mithat Efendi^^



Korku//Stefan Zweig^^

7 Ekim 2020 Çarşamba

Sarı Puantiyeli Şemsiye//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Betül Güçlü'nün kitaplarını sevdiğimi herkes biliyordur artık, yazarın çıkan en son kitabı okuyup bitirdim. Şu an çok üzgünüm arkadaşlar, başka okuyacak kitabım kalmadı. En kısa zamanda çıkarsa iyi olur, yoksa tekrardan Süper Dadı'dan başlayacağım okumaya. :D Bu kitapla beraber Mısra'nın ailesi bitmiş bulunmakta. Bilmeyenler için değineyim biraz, Yalancı Aşklar Sokağı'nda Mısra, Aşk ve Diğer İhtimaller'de Sinan, Sevgili Limon Çiçeği'nde Ecrin'i ve bu kitapta ise Emre'yi okuyup bitiriyoruz. Çok sevdim bu aileyi, tekrardan okurum belki. :) 


Stalker
1.Takipçi
2. İz süren avcı
3. Defne Bilger
Hedef 8 adımdan sonra kafeye girip bir kahve istiyor. Siparişini alan görevliye gülümseyip bir şeyler söyledikten sonra kafenin diğer ucundaki boş bir masaya oturuyor. Bilgisayarını ve dosyalarını açarken, tahminen mesaj sesi geldiği için cebinden telefonunu çıkarıyor ve ekranda gördüğü şey onu güldürüyor. 
Bu beklenmedik bir durum merkez. Tetikçi tehlikede. Bize onun gülüşüyle insanları felç edebildiğini söylememiştiniz!
Merkezin verdiği bu görevde Emre Sezgin zorlu bir hedefti. Ben ise güçlü bir ajandım. Onu alt edebilirdim. Hayatına sızabilir, tüm sırlarını öğrenebilir ve yapılması gerekenleri yapabilirdim. En azından hayalimdeki Defne Bilger böyleydi.
Gerçekte ise işler planladığım gibi gitmemişti. Yürüdüğüm yollarda bazen korkmuş, bazen kaybolmuş ama ne olursa olsun neşemi ve ışıltımı hiç kaybetmemiştim.
Belki biraz tuhaftım. Heyecanım yüzünden sık sık zor durumlara düşüyordum. Belki hayali arkadaşlarımla çok fazla konuşuyordum ama ne olursa olsun kendimi sevmeyi biliyordum.
Emre Sezgin’in de beni sevmesi için bu kadarı yeterli olur muydu?

Bu zamana kadar çok fazla çatlak karakter okudum ama bu sefer ki karakterimiz aşırı çatlak.
Defne, ağzına geleni söyleyen, duygularını hiçbir şekilde gizlemeyen, sosyal medyada iyi Stalker olan Defne. Kuzeninin yanına gittiğinde Emre'yi görür görmez aklı gider. Araştırmaları sonucunda Ecrin'le arkadaş olan Defne her türlü Emre'ye sulanır ama Emre'nin pek haberi olmaz. Tabii bundan Emre ile hiç konuşmadı, görüşmedi anlamı çıkmasın. Sinan ve Ecrin sayesinden görüştü ama ilk görüşmeleri kendi çabası ile oldu.
Emre ise kendini ailesine adayan, sosyal hayatla hiç alakası olmayan, sadece aile ve işle kafayı bozmuş küçük beyimizdir. Etrafında dolanan açık sözlü kızı fark ettiğinde ona kapılmaya başlar ama kabullenemez. Defne'ye usulünce her şeyi açıklayan Emre karşılaşacağı tavra hazır değildir, işte o zamanda sonra aslından Defne'ye çok alıştığını fark eder. 


Biraz önce Defne için çok farklı bir karakter demiştim, okurken yaptıklarına o kadar şaşırdım ki bu kadar da olmaz dedim. Cesareti büyük yani. :D Yazarımız kendine benzeyen karakterin Defne olduğunu söyledi, acaba onun kadar cesaretli olabilir mi? :D
Yaptıklarına çok şaşırmış olsam da iyi ki yapmış, Emre'yi anca öyle ikna edebilirdi.
Bir de Defne'nin Emre'ye olan ilgisini uygun ve mantıklı dile açıklamasına bayıldım. Orayı yazmayacağım, zaten kelime kelimesine unuttum ama zaten siz okuyun, öğrenin, sevin istiyorum. :D
Defne'nin kendini düşündüğü yerde ise kalbimi bıraktım arkadaşlar, o ne güzel sahneydi öyle. Üzüldüm tabii ama her zaman böyle dobra karakterlere denk gelmiyoruz, biraz şımartmalı. :)

Mısra'yı, Sinan'ı, Bayan Renk'i ve Ecrin'i okumak çok güzeldi. Sadece Bayan Renk'i bilmeden bu kitapta okusaydım herhalde sevemezdim. İyi ki ilk Aşk ve Diğer İhtimaller'i okumuşum. :)
Hazır seriden bahsetmişken her yorumumda yazdığımı buraya da yazayım. Kitaplar birbirlerinden bağımsız, yani gidip Sarı Puantiyeli Şemsiye'yi ilk okuyabilirsiniz, sıralama önemli değil ama ne kadar sürekli bağımsız olduğunu söylesek de bana göre sıralamalı okumak daha güzel olur bence. :)
Son olarak kitabı çok sevmeme, bayılmama rağmen bana birazcık garip gelen şeylerden bahsedeceğim.
İlk olarak Defne'nin bir anda aileye, arkadaşlar arasında girmesi biraz garipti. Yardımlar vs. gerçekten garipti. Sonrasında, en son kısımda Emre'nin davranışlarına şaşırdım. Çocuğum seviyordun neden süründürdün, az biraz geri çekseydin kendini. Zaten Defne senin yerine yeterince yakın olurdu. :D Biraz utangaç Emre'yi görmek isterdim. :)


Evet gelelim son satırlara. Serinin her kitabına hayranım ama en sevdiklerim sıralamasında Aşk ve Diğer İhtimaller birinci sırasını hala koruyor. Tabii bunu sevmediğim anlamına gelmesin, çok sevdim ama Aşk ve Diğer İhtimaller çok farklı ve aşırı güzel bir kitap. Bu tarz kitaplar bana göre değil derseniz bence Aşk ve Diğer İhtimaller'e şans verin derim.
Tabii Defne ve Emre'yi de es geçmeyin, böyle çatlak ve sevilesi karakteri de okumalısınız. ;) Çok eğleneceğinize garanti verebilirim.^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bu merasimde dileğin kimden dilendiği hakkında hiçbir fikrim yok. Pastadan mı? Artan Yaşımdan mı? Doğduğum günden mi? Dileklerimi özel bir günde değil, her gün dualarımda dile getiriyorum zaten.





Not: Nedense bu kitapta alıntı az çıktı. :D 
Başka yazılarda, alıntılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^










18 Temmuz 2020 Cumartesi

Wattpad Kitapları Okunmalı mı? - Türk Yazarlar//Yeni Video^^

Selam^^
Yeni videomu yayımladım, bu sefer diğer videolarımdan farklı. Belki de yapamam dedim ama yapınca oluyormuş. :D Ne yaptığımı videomu izleyerek öğrenebilirsiniz. :D
Bu seferin konusu Wattpad kitapları ve Türk yazarlar. Wattpad kitapları okunmalı mı, bütün yazarlar aynı mı? Bunları cevabı videoda.
Şimdiden keyifli seyirler^^








Geçen videoda Kitap kılıfı çekilişi yapmıştım, onun sonucu da videoda. :)



Buralarda da varım^^







24 Haziran 2020 Çarşamba

Sevgili Limon Çiçeği//Betül Güçlü Kitap yorumu^^

Selam^^
Betül Güçlü en sevdiğim yazarlardan, şu an okuduğum beş kitabı var. Son bir tane kaldı, onuda okuduktan sonra Süper Dadı'dan tekrardan başlamayı düşünüyorum. :D
Yazarın kalemi çok naif, çok güzel. Karakterleride öyle. Diğer yorumlarımda da hep bahsederim karakterlerden. O yüzden seviyorum belki de, işte bu güzelim kitapta da o naif karakterlerden vardı.
İlk Watpadd'den bir kaç bölüm okudum, sonra kitap olacak diye bıraktım. Çıktığı zaman hemen almadım, malum fiyatı, sonra ikizi ikna edip az da olsa uygun fiyata aldım.

Ecrin, Meriç’in kaba ve büyüklenmeyi seven bir adam olduğundan emindir. Meriç, Ecrin hakkında bu kadar kesin düşüncelere sahip olmasa da onunla ilgili emin olduğu bir şey vardır: Bu kız insafsız bir cadıdır ve daha ilk mektubu okurken başının belada olduğunu hissetmiştir.
Bir mektup arkadaşı, kendisi hakkında yan yana sohbet ettiğiniz birçok kişiden daha fazla ipucu verir. Ecrin ve Meriç’in fikirlerini savunan mektupları giderek daha alaycı, daha özel mektuplara dönüşürken birbirlerine karşı olan fikirleri gibi hisleri de değişecek midir?

Kitabımız bir nevi seri gibi ama ayrı ayrı okuyabilirsiniz. Tabii bunu tek okuyup Aşk ve Diğer İhtimaller'den spoiler yiyebilirsiniz.
Ecrin Yalancı Aşklar Sokağı'ndaki Mısra'nın en küçük kardeşi. Üç kardeş büyüdü ve hayatlarını düzen sokmaya çalışıyorlar, buna aşkta dahil. Mısra Kerem'ini buldu, Emre'de durumlar karışık, Ecrin ise hiç ummadığı yerden aşkı buluyor. Kitabın başlangıcı Gurur ve Önyargı gibi, gidişatta öyle devam ediyor gibi ama bu arkadaşların hikayesi çok farklı. Mesela Meriç sakin gözükse de aslında ne yere bakan yürek yakan. :D Bay Darcy öyle değildi mesela, Ecrin'de Elizabeth gibi değil, o da çok sakin ama biraz fena, çoğu kez de içe kapanık. Ailesini çok sevse de onlarla konuşamadığı konular var, bizde okur olarak pek anlamıyoruz, kitap devam ettikçe sıkıntılar ortaya çıkıyor.

Ecrin Üniversite öğrencisidir ve ek olarak çok sevdiği kitapların bulunduğu kitapçıda çalışmaktadır. Karşı sahaf dükkanına hayran olan Ecrin'in başına hiç ummadığı bir şey gelir, Sahafın sahibi Meriç popüler kitapları okuyanlar için ileri geri konuşup Ecrin'i deli eder. Bunu kendine yediremeyen Ecrin ise bütün hislerini döktüğü mektup yazıp Meriç'e gönderir. Peki sonuç?
Muhteşem bir mektup arkadaşı olur, başta birbirlerini yeselerde zamanla işler aşka dönüşür.
Ecrin'ide, Meriç'ide çok sevdim. Meriç'in naif, kendini bilir tavırları beni benden aldı. İşte aradığımız adam diyeceğim ama biraz uçarı olsun. Ben Sinan diyorum, Kerem'de iyi ama Sinan başka. :D
Meriç daha nerede ne konuşacağını, ne yapacağını biliyor. Sinan pat pat pat. :D Neyse konumuz Sinan değil. :P



Yine de adının geldiği yer, ailesi, Ecrin'e davranışları çok hoştu. Tam kitap severlerin hayali bu kitap. 
Ecrin ise içe kapanık, sert ama ailesine, sevdiklerine bağlı biri. Tam kitap kurdu, her terden kitap okuyan biri. Sevdiği şeylere yapılan mantıksız yorumlara da katlanamıyor, işte bu sebep onu aşka götürdü. Ecrin'i sevdim, Meriç'e olan tavrı, mektupları vs. aşırı tatlıydı. 
Tabii kitapta Mısra, Kerem, Sinan ve Bayan Renk'in geçmesi de aşırı mutlu etti beni, tekrardan okumak güzeldi. Mesela Mısra'dan güzel haberler alıyoruz, anladınız siz bence. :D
Emre'nin hikayesini de çok merak ediyorum. Başta da dediğim gibi ayrı ayrı okuyabilirsiniz ama önce ki kitapların karakterleri geçecek. Spoiler falan yok ama Bayan Renk'in gerçek ismi geçiyor ona göre sıkıntı olabilir. Şimdi diyeceksiniz niye o kadar önemli, bence Aşk ve Diğer İhtimaller'in en can alıcı noktası Bayan Renk'in ismini söylemesi, biz bile bilmiyorduk düşünün. :D

Seriye Yalancı Aşklar Sokağı'ndan başlanıyor ama ben yazarla ilk defa tanışacağım, şaşırtsın beni diyorsanız ya Aşk ve Diğer İhtimaller ya da bu kitaptan başlayın derim. Sarı Puantiyeli Şemsiye'yi okumadığım için bir şey diyemem. Yalancı Aşklar Sokağı'da çoook iyi ama şaşırmak istiyorsanız seçenekler bunlar.
Kitabımıza tekrardan dönersek, mektuplara bayıldım. Keşke daha fazla olsaydı dedim ama mektupların fontları beni çileden çıkardı. Okuyamadı resmen, tamam böylesi daha hoş ama okunacak şekilde çok fazla font vardı. Sonracığıma Meriç ve Ecrin arasındaki mektuplar çok iyi olsa da bence açık ara sonlara doğru olan mektupları daha çok sevdim. Okuyanlar anladı beni, okuyacak olanlarda merakla beklesin. :D


Akıcı, kitaplarla haşır neşir olan karakterler, klasikleşmiş kitaplara değinilmesi hepsi var bu kitapta. Mesela Çalıkuşu geçiyor, amanın ne güzel yerlerdi oralar, BAYILDIM^^ O yüzden hemen Çalıkuşu'nu okumak istedim ama ikiz benden erken davranıp okumaya başladı, sonraya artık.
Çok sevdiğim kitapların yorumları da böyle uzayıp gidiyor, daha fazla uzatmayayım bari. :D

Bu kadar yorumdan sonra tavsiye edeyim mi bilemedim, siz anladınız bence. :D Yine de Watpadd yazarlarını bir tutmayın ve bir çok yazara şans verin, Betül Güçlü'nün kalemi çok güzel, bence siz de çok seveceksiniz. 



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^


Okumak basit bir eylem değil, ruha dokunan ve karakterinizi şekillendiren büyük bir güçtür.


******


Kibirli olmakla aptal olmak arasında fark vardır ve ancak aptal bir adam ortada olan şeyleri inkar ederek kendi doğrularını diretmeye çalışır.


******

                             
Sizin hakkınızda öğrendiğim bir şey daha var. Sivri bir dile, keskin bir zekaya ve zalim bir güzelliğe sahipsiniz.

Meriç'in Mektubundan.


******

"Elinde olmadan deli olanlar mı, yoksa bilerek delirenler mi daha akıllıdır?"
"Bilerek delirenler," diyor hiç düşünmeden.
"Ama sen elinde olmadan deli olansın."


******


Kitaplarınızı sevebilir miyim bilmiyorum ama sizinle birlikte okuma yapma fikrinden hoşlanabilirim.

Alıntıya Not: Meriç'in Mektubundan.


******


"...Çalıkuşu'nu zaten okuduk"
"Birlikte okumadık."


******


Aynı şehirde iki insan yaşıyordu. Birbirleri için yaratılmış iki insan. Ve mustariptiler ve yalnızdılar ve bekliyorlardı. Romeo ile Jülyet’i daha muhteşem, daha bütün, daha pırıl pırıl yaşayabilirlerdi. Aynı şehirde iki insan yaşıyordu. Yanyana idiler. Yanyana ve birbirlerinden habersiz.


******


"Seni hatırlamak için bir nesneye ihtiyacım yok Ecrin. Sen zaten dünyamın her yerindesin."


******


Zalim güzellerin kibirli düklere kapılmasının kaçınılmaz olduğunu en başından beri biliyorduk, öyle değil mi sevgili okur?




Bence bu kadar alıntı yeter. :D






Bir yorumun daha sonuna geldim, başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^