Pegasus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pegasus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Aralık 2023 Cumartesi

99 Gün//Katie Cotugno Kitap Yorumu^^

 Herkese Merhaba^^
Normalde bu kitabın yorumunu yapmayı düşünmüyordum, yazmayacağımı taslağı hazırlarken aklıma geldi. Sonra dedim iyi kitapla paylaşıyoruz neden kötüleride paylaşmayalım. :D
Kötü olduğundan diğer yorumlara göre daha kısa tutmayı düşünüyorum.
Kitap ilk çıktığında kapaktan dolayı çok dikkatimi çekmişti, geçen sene kışın Hepsi Burada’da Pegasus Yayınlarının kitapları indirimdeydi, bu kitaplarda onlardan biriydi. Aldık tabii ki. Uzun zamandır kitaplıkta bekleyince hadi okuyayım da çıksın aradan dedim.
Konusunu okuyunca farklı bir şey bekledim, evet farklıydı ve hiç sevmedim. 



1. Gün:
Star Lake’e döndüğüm akşam, Julia Donnelly evime yumurta atınca kimsenin olanları unutmadığını anladım: Patrick’le ilişkimi, ağabeyiyle aramızda geçenlerden sonra nasıl berbat ettiğimi. Tüm aileye nasıl zarar verdiğimi. Şimdi yaz boyunca evde hapis hayatı sürdürmeliyim. 99 gün sonra cezam bitecek ve üniversite için buradan ayrılacağım.
4. Gün:
Arabamın camına iliştirilen ve hiç de hoş olmayan not, Julia’nın olanları hâlâ atlatamadığını gösteriyordu. Bir el omzuma dokunduğunda kavga etmeye hazır bir şekilde arkamı döndüm. Gabe’di. Okuldan eve dönüyordu ve beni gördüğüne sevinmiş gibiydi. “Molly Barlow, ne yaşanmış olursa olsun, dönmene gerçekten çok sevindim.”
12. Gün:
Gabe beni partiye davet etti. Oldukça keyifli vakit geçiriyordum, beni öpmek üzereydi. İşte o an Patrick’i gördüm. Burada karşılaşmayı hiç beklemediğim ve beni asla affetmeyecek Patrick’i.


Molly bir seneden sonra kasabaya döndüğünde çokta iyi karşılanmaz. Çünkü yazar olan annesi bütün sırlarını ortaya çıkarmıştır ve kasabayı terk etmek zorunda kalmıştır.
Şimdi ise üniversiteye gitmek için eve geri dönmüş, 99 günü tamamlamak zorundadır.
Başlarda evden bile çıkmazken zamanlar insan içine çıkıp bir şeyler yapmak ister. İşte bu sırada Gabe ile tekrardan karşılaşır, yaz tatili bitene kadar iş bulur ve geride bıraktıklarıyla arasını düzeltmeye başlar.
Her şey tahmin ettiğinden daha iyi giderken eski aşklar ve acılar gün yüzüne çıkınca işler daha da karışır.
Molly sen nasıl bir karaktersin arkadaş. Eski yaptıklarından ders almadın almadın, neden yine tekrarlıyorsun. Buradan sonra spoiler olarak yazacağım, kitabı okumam derseniz yorumumu okumata devam edin ama diğer türlü burada bırakın.
Şimdi Molly ve Patrick’in ayrılma mevzusunda ikiside haklı, sonuçta ayrıldıktan sonra Molly ve Gabe arasında bir şeyler oluyor. Tamam orada bir aldatma yok ama Gabe Patrick’in abisi. Sorun burada.
Molly kasabaya geliyor, Gabe yardım ediyor ve sonra aralarında olanlar tekrardan alevleniyor ve sevgili oluyorlar. Ya sen eski sevgilinin abisiyle arkadaş ol ama sevgililik nedir ya? Hem de gözüne soka soka. Patrick’in sevgilisi olabilir ama sen hata yaptın, az saygı be.


Gabe için sadece ortada bir kıskançlık var ve Molly’yi bir nevi kullanmış oldu. Sonradan duyguları gerçekti ama yok ya Gabe’de Molly kadar suçlu. Hadi ilk zamanda kıskandın kardeşini, sonradan ne ayak? 
Tamam Patrick’i kıskanıyor falan ama bir nevi Molly Gabe’i aldatıyor ve Patrick, Gabe’e  daha büyük kazığı atıyor.
Hatta dedim Patrick sırf bu ikiliden intikam almak için mi böyle yapıyor ama yok yani.

Patrick başta o kadar hakıydı ki, tamam sonradan da unutmaması ve davranışları haklı olabilir. Hatta bunun için sevgilisinden ayrılmasıda güzeldi ama burada yine Molly’nin saçma hareketlerinden sonra Patrick’te kafayı yedi ve yaptıklarından sonra Gabe’den bir fark göremedim.
Molly aldatmadı, sadece ara verdikleri sırada Patrick’in abisiyle bir şeyler yaşadı ama hem Molly hem de Patrick bir yerden sonra nefret ettikleri şeyleri yaptılar. Hatta son dakikada yaptıklarından sonra “Ama ben öyle düşünmüyordum!” demesi komikti ya. 
Burada yazar saçmalamış, gerçekten.


Kitapta erkeklerin suçu yokmuş gibi kızın üstüne gitmeleri çok saçmaydı. Sonuçta bu hatayı sadece biri değil, ikisi yapıyor ama kitapta tek suçsuz karakter Patrick’in kız arkadaşıydı.
Molly’yi arayıp Patrick ile ayrıldık, beni bıraktı diyor. Molly’de hadi partileyelim diyor ve kafa dağıtmaya gidiyorlar. Hop Patrick Molly’ye mesaj atıyor, bu akıllı kızı kendi acısıyla ve diğer ortak arkadaşıyla bırakıp kızın eski sevgilisinin yanına koşuyor.
Oyyyy yani oyyyyyyy
Diyorum ya kitapta aklı başında, dürüst bir karakter yok. Sadece Patrick’in sevgilisi.
Tam her şey yoluna girmiş derken Patrick ve Molly’nin aldatmaları gerçekleşiyor. Sonra aman yaptık ama kimse duymasın, biz sevgililerimizden de ayrılmayalım ama takılalım moda geçince Patrick dayanamıyor ve her şeyi anlatıyor. Molly bu sefer iki katı dışlanıyor. Hak etti mi evet, ama tek değildi, sadece o dışlanmayı hak etmedi. Aldatmak tek kişiyle olmaz değil mi?


Kitap ihanet, aldatma, kıskançlık vs diye gidiyor. Tabii sevmediğimiz şeylerde(Renkli şeyler diyeyim anlayın). -_-
Kitabın neresinden tutsak elimizde kalıyor. Çok diyalog yoktu, okumakta zorluk çekerim dedim ama aktı gitti. Zaten o yüzden sonunu getirdim kitabı.
Son kısımda sonunda Molly ağzını açıp, bu işi sadece ben mi yaptım dediğinde tamam dedim aferin kıza ama yaptılarını onaylar mı??? Hayır!!!
Sadakatsiz Volkan’dan pek bir farkın yoktu be Molly. Okuduğum en rezil karakterler, en rezil kitaptı. Nokta.



Kitaba Puanım 5/3^^




*3 puan vermemin nedeni paragraf olmasına rağmen kitabın akıcı oluşuydu. Yoksa 2 yani 2!!!
Alıntıda yok zaten, ne çıkacak kitapta, ben ikisinide seviyorum mu? :D




Kısa yorum yazarım dedim ama işin içine spoiler girince uzadı da uzadı. Arada böyle yapayım ya, hoşuma gitti. :D
Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yazılarımda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^








3 Ekim 2023 Salı

Bridget Jones'un Günlüğü//Helen Fielding Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
En son yaptığım yorumdan sonra dedim bir kaç gün bloga zaman ayırayım ama bilin bakalım ne oldu. :/ Hasta olup iki gün yattım ve şu an bile halsiz bir şekilde yatıyorum. :/
Ama bir yerden sonra başlamalı diyerek oturdum yeniden yorum yazmaya.
Aslında bir sürü dizi yorumum var ama ondan önce kitap yorumlarımı halledeyim unutmadan, diziler fotoğrafta falan aklına geliyor ne yazacağın ama kitapları unutuyorum. :D
Gelelim kitabımıza. Bridget Jones'u tanımayan çok azdır. Yıllar önce filmlerini televizyonlarda görüp sevmiş, eğlenmiştik. Kış içerisinde Pegasus Yayınlarının büyük indirimden kapmıştık seriyi, gerçekten çok uyguna geldi üç kitap.
Ondan sonra aşırı merak eder oldum, hatta filmini izlemeden önce okuyayım dedim ama olmadı ilk filmi izledim.
Aslında filmi az buçuk biliyordum ama izleyeli seneler olmuş herhalde sonunda neler oluyor vs. hiç hatırlamıyorum. O yüzden filmi izleyip, kitabı okudum ve büyük hayal kırıklığı yaşadım aaa dostlar. Neden böyle oluyor yaa, büyük beklenti içinde olduğum kitaplarda neden sınıfta kalıyor??? :/



Modern insan ilişkilerine dair kafanızı allak bullak edecek bir eleştiri mi? Çekirdek ailenin ölümüne ironik, trajik bir bakış mı? Yoksa siniri bozuk, otuzlarında bir kadının karman çorman deli saçmaları mı?
Bridget Jones'un Günlüğü, Bridget'ın lanetli kişisel gelişim sürecine ışık tutan korkunç derecede bilinçli, kendi kendini ti'ye alan harikulade bir günlük. Bridget, bu gelişim uğruna bir yıl süreyle kendini her bir kalçasını 4 santim inceltmeye, haftada en az üç kere spor salonuna gitmeye ve sorumluluk sahibi bir yetişkinle ilişki kurmaya adıyor. Teknolojiyle barış ilan ediyor.
Malum yılın sonunda, toplamda 20 kilo kaybediyor ve 25 kilo alıyor! Ama ne yapıyor? İyi niyetinden asla hiçbir şey kaybetmiyor. O başına gelenleri günlüğüne yazdıkça siz de elinizde olmadan gülmekten katılacak ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca okur gibi kendinizi, "Bridget Jones benim!" diye haykırırken bulacaksınız!


Bridget 30 yaşına gelmiş bekar bir kadındır. İş hayatı eh işte olmasına rağmen çalışmaktadır ama ilk hedefi bir sevgili bulmaktır. O sıralar patronu ile internetten(msn gibi bir şey) konuşmaya başlar ve işler tam da istediği gibi gider tabii patronunun gerçek yüzünü görene kadar.
Bunun yanında ailesinin yeni kararlar alması ve ilginç bir şekilde uygulaması Bridget'ı sıkıntıya sokar. Bir de annesinin ve onun arkadaşlarının Mark Darcy'ye ayarlama mevzusu vardır ki onu hiç istememektedir.
Bu tarz kitaplarda karakterlerde mantık aramayın üzülürsünüz, hatta karakterleri bırakın kitaplarda mantık aramayın. Bridget'da öyle. Kitap günlük olduğu için o tarz yazılmış ve Bridget'ın sürekli kilo, içtiği sigara, alkolü ve kalorisini yazdı ama o kadar absürt bir mevzu ki bugün 57 kiloyla iki gün sonra 55'e iniyordu asdfghjkl
İnanılır gibi değil yaaa, gerçekte yok bu yaaa. :D İki gündür hastayım, yediklerimin kalorisini hesaplasak üçlü sayılarda kalır ama kilo vermemişim asdfghjk İşte mantığı burada aramıyoruz. :D
Sevgili konusunda Daniel'e nasıl güvendi yaaa, filmde daha iyi bir karakter gibi duruyordu. Kitapta ne istiyor, ne istemiyor belli değil ve Bridget'ın bi telefon etse de buluşsak modundaydı. :P
Karakteri sevip sevme mevzusuna girmeyeceğim burada, sadece çatlak ama sonunda doğru yolu bulan bir karakterdi, Alkışşşş


Diğer karakterlerden Mark ve Daniel hakkında yazacak çok şeyim yok. Mark zaten Bay Darcy'i anlatıyor, yazar orada bir kalbimizi çalıyor tabii. Daniel bildiğimiz erko işte, sevilmez bir tip. İkinci kitapta&filmde neler olacak merak konusu.
Ama Bay Darcy mevzusunu çok sevdim, hatta yazar sonunu resmen Gurur ve Önyargı'ya benzetmiş, en sevdiğim^^
Güzel miydi oralar, evet ama mevzusunun gelişmesi yine mantıksız asdfghjkl
Yani okuyanlar bana hak versin lütfen. :D
Anne ve babası hakkında ne yazsam olmayacak, biraz üşengeç olduğumdan atlıyorum buraları. Bir de spoi veremem şimdi. Sadece Allah düşmanımın başına bile böyle anne vermesin diyorum asdfghjkl
Arkadaşlarına hiç gelmiyorum, çünkü kim kimdi, hangisi daha yakın, hangisi daha uzak bilemediğim için bir zaman sonra isimlere çok dikkat etmedim. Hatta anlatım biçimi öyle değişikti ki 'burada ne diyor şimdi bu' deyip durdum. -_-

Kitaba hevesle başlayıp, hayal kırıklığı olduğunu başta yazmıştım. Evet, ben daha böyle film gibi eğlenceli, akıcı bir kitap bekliyordum ama arkadaşlar kitap akmıyordu resmen. Hani bu tarz kitaplar bir oturuşta akar gider yaa bu yok yani. Yazarın kalemi gerçekten ağır. Beklediğimi bulamadım.
Bir de yarıdan fazlasından sürekli Daniel'i okumak gına getirdi, ne zaman ki mevzuya Mark girdi ortam güzelleşti. Ama buna rağmen sevemedim, olmadı. Günlük olduğu için tabii ki böyle olmalı, neyse ki diyalog falanda vardı ama sürekli içmesi, içmesi ve yine içmesi baydırdı beni.
Olumsuzluklar bu tarz kitaplarda hep vardı ama bunda çok daha fazlaydı.
Filmle aynı olan yemek mevzusu çok güzeldi. İşten ayrılmada ben filmi tutuyorum, çünkü orada Daniel'ın ağzının payını veriyor. Burada bir an geri dönecek diye korktum. :D


Beklentimi karşılamadı, film cidden güzeldi ve onu çok sevdim ama kitap tırttı diyebilirim. İkinci kitaba sadece Mark için beklentiye girebilirim. Şu an bunu yazarken devam kitapların konularına baktım da çokta beklentiye girmeyeyim. Hele o bebek mevzusunda hiç mi hiç. Yani şu an öyle bir hayal kırıklığı yaşıyorum ki belki de kitaplara devam bile etmem. Offfff



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^


Neden? Neden? Herkes romantizmin zaten bir işe yaramadığını bilirken neden tüm dünya romantizm yaşamayan insanları aptal gibi hissettirmeye çalışıyor?





Aslında anlamlı yerler vardı ama çok uzun olduğu için eklemedim. :)
İşte bu kitaplarında sorunu bu, çok sevemiyorsun ama çok anlamlı yerleri oluyor. :D



Buralarda da varım^^




3 Mayıs 2023 Çarşamba

Not: Seni Hâlâ Seviyorum//Jenny Kim Kitap Yorumu^^

Selamlar^^

Ramazan’da ikinci kitap bitirmenin sevincini yaşıyorum. Normalde Ramazan’da kitap zor okuyorum, yine öyle oldu. Yine de 2 kitapla Ramazanı bitirdim, olsun buna da şükür. :)

Sizin okunmalar nasıldı?

Gelelim kitabımıza, aylar önce birinci kitabı okurken tez vakitte ikincisini de okuyayım dedim. Yazarın kalemi akıcı olduğu için Ramazan'da okuyayım dedim ama bu kitabı bile elimde süründü. :D Zaten içerik olarakta sinir etti beni, buna değineceğim birazdan.



Aşk kolay değildir
Onu bu kadar muhteşem kılan da bu! 
 Lara jean ve Peter’ın sözleşmesinde aşağıdaki maddeler yer alıyordu: 
• Peter beş dakikadan fazla gecikmeyecek. 
• Lara jean, Peter’a herhangi bir el işi yaptırmayacak. 
• Peter her gece uyumadan önce Lara jean’i aramak zorunda değil ama isterse arayabilir. 
• Lara jean sadece canı istediğinde partilere gidecek. 
• Peter, Lara jean her istediğinde onu arabayla alacak. 
• Lara jean ve Peter birbirlerine her zaman dürüst olacaklar… 
 Lara jean, Peter’a gerçekten âşık olacağını aklının ucundan dahi geçirmezdi. 

Lara Jean'le Peter'ın arası ilk kitabın sonunda bozuktu zaten, bu kitabın başında Peter'a yazdığı mektuptan sonra orta bir yol bulurlar. Araları düzelen çiftimiz iyi giderken aralara birileri girince ortalık karışır.
Kitaba başladığımda inşallah filmle aynı değildir dedim daha beteri çıktı. :D Şahsen filmden daha kötüydü. :D Okuyunca sinir oluyor insan. Lara Jean'in önüne gelen oğlana aşık olması kötüydü, ne gerek vardı. Tamam eskiden hoşlanabilirdi ama ondan sonrası peki?
Olmamıştı, yazar yazarken ne düşünüyordu acaba? Çift eşlilik falan mı? asdfghjklş
Neyse, sinir ettiği yerleri bir kenara koyarsak kendisine üzüldüğüm yerlerde oldu.
Peter'ın bazen yaptıkları sinir etti beni, gerek yoktu yani. Sonradan yazar toparlamak istemiş ama yok yani -_-

Peter hakkında ne yazayım ki, kendisi kitabımızın esas erkek karakteri ama sonradan çıkan Josh'ı daha çok okuduk diyebilirim.
O yüzden kısa tutacağım. Bunun dışında Lara Jean'e bazı şeyleri anlatmamasına tamam dedim ama yine de yeni sevgili olduğun kızdan neden sürekli bir şeyler saklıyorsun ki ya da alttan alıyorsun ki.
Filmde daha çok gördüğümüzün de altını çizmek isterim. :D


Kitty'yi yine filmde daha çok sevdim, kitapta aşırı soğuk, ablasını çok seven değilde sürekli çemkiren biri gibi duruyordu. O yüzden kitapta yine sevemedim.
Kitapta daha fazla karakter yoktu, genel olarak Lara Jean'in etrafında döndüğünden, onunda çok fazla çevresi olmadığından çok az karakter vardı.

Çocukluk arkadaşları sanki yıllardır görüşüyor, hiç bağları kopmamış gibi bir anda hadi gelin yıllar önce gömdüğümüz kutuyu çıkaralım diyorlar, mantık nerede mantık!!! :D
Kısacası sevemedim ama kitabın kapaklarını çok beğeniyorum, çok şık bence. O yüzden satmam yani :D
Son kitabı da çok uzatmadan okurum inşallah, o bir tık daha iyi. Gerçi orada da Lara Jean'in sürekli bir şeyleri kafaya takması sinir ama umarım çiftimizi daha çok yan yana okuruz. ;)
Bu arada yakında Kitty'nin dizisi başlıyor netflix'de. İzler miyim bilmiyorum ama gerekli miydi bilemedim. Eğer güzelse devam etsin ama seri popüler oldu diye devam ettirmek istemişlerse belki çok tutulmaz.
Yabancı dizileride biliyoruz, şahsen önermem bizim gençlere. :/


Genel olarak yorumum böyle, dediğim gibi çok sevdiğimi söyleyemem. Son sayfalarda sinirden bir hal olduğumu söyleyebilirim ama. Okumak isterseniz pdf bulun bakın, eğer severseniz kitapları da alırsınız ama bence şu an gereksiz o kadar parayı vermeye. Hatta direkt okumayı bırakın filmlerini izleyin, aynısı. ;)



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntı çıkmamış bu kitaptan, o yüzden atlıyoruz. :D



Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın. :)



Buralarda da varım^^



22 Mart 2023 Çarşamba

Kitap Alışverişi #1//Tamamlanan Seriler^^

Selamlar^^
Yılın sonunda aldığımız kitapları yeni paylaşma sırası geldi. Unuttuğumdan değil ama bir türlü bu yazıya fırsat gelmedi. Şimdi de bir sürü alışveriş yazısı olunca artık bunları yazsam iyi olacak dedim.
O zaman gelelim yeni kitaplara^^


Buradaki bütün kitapları Hepsi Burada'dan aldık. Amazondan sonra bence indirim ve kargo konusunda HB en iyiler arasında ikinci sırada geliyor. Premium aldığınız zaman kargo bedava oluyor, tabii yanında bazı avantajları da var. Ürün aldığınız zaman belli bir miktar Hepsipapel kazanıyorsunuz ve sonradan onları yeni alışverişlerinizde kullanıyorsunuz. İndirimler için instagram hesabımı takibe alabilirsiniz. ;)





Bu iki kitap serinin ikinci ve üçüncü kitapları.
Serinin birinci kitabı elimizdeydi, HB'da da indirim olunca tamamlayalım dedik. Zaten hepsi incecik kitaplar, okunsa kısa zamanda biter. Kitapların tanesi 29,90₺.


Bütün seri, kapakları çok güzel değil mi? 



Hepsi Burada'da yine indirim vardı, hem de çok iyi indirim.
13-20₺ arasıydı fiyatlar. Bundan önce de almıştık, HB'de Pegasus Yayınları indirimi çok oluyor, belki yine olur takipte kalın derim^^
Yazarın bir çok kitabı elimizdeydi, indirim listesinde görünce yavaştan toplayayım dedim ama kitap gelince şok oldum.
Cep boydan bir tık daha büyük bir kitaptı, serinin yanında komik durdu ama yapacak bir şey yok, geri gitmeyeceğine göre okuruz böyle artık. :D
Kitaba 16,76₺ verdik.



Serinin son kitabıydı, bu da ucuzdu ekledik sepete. Zaten ikinci kitap vardı bizde, sonradan birinci kitabı da aldık ve seri tamamlanmış oldu.
Bu da diğer kitap gibi 16,76₺'ye geldi, neyse ki bu cep boy değildi. :D



Artemis Yayınlarının da bir kaç kitabı vardı indirimde, bu kitapta onlardan biri. Bu tarz kitapları seviyoruz ama özellikle İkiz istedi bu kitabı.
Umarım güzeldir^^
14₺ gibi bir fiyata aldık.





Bu seriyi de İkiz istedi, hiç aklımda yoktu, görsem de ekler miydim sepete bilmiyorum ama kapakları falan baya beğendim, zaten filmleri de güzel.
Sadece biz yanlış almışız, serinin sadece ikinci ve üçüncüyü almışız. :D Sonradan birinci kitabı indirimle Amazon'dan aldık.
İkisi de 16,76₺'ye geldi.



Serinin diğer kitaplarını parça parça başka alışverişlerden aldık, bu da son kitap. Hazır indirimdeyken tamamlayalım dedik, iyi de olmuş çünkü şu an ki fiyatlar beni şok etti.
Bu kitaba 20₺ vermişiz. Bu fiyata aldık diye alkışlıyorum kendimizi. :D



Son kitabımız Netflix'de dizisi olan Bize Çıkan Yolların'ın kitabı.
Diziyi ilk izlediğimiz zaman kitabın fiyatına bakıp yuh be, bu fiyat bu kitaba verilmez demiştim. İyi ki almamışız o zaman, şimdi bu kitaba 20₺ verdik. :D Çok iyi değil mi? :)


Bu kitapları sonradan aldığım için diğerlerinden ayrı ekliyorum buraya^^


Ben kitap alınca İkiz'de bende bunu istiyorum dedi, hayhay dedim. :D Konusunu okuyunca beğendim, daha yeni son kitabı çıkıyormuş, kesin çok pahalı olacak şu an bu kitap. O yüzden ikinci kitabı almak lazım^^
Biz alırken 59,19₺'miş, Amazon'da şu an 199₺ olunca bence çok iyi fiyata almışız. :D Ama yuh yani yuuuh! Diyorum ya, bazen yayınevleri gerçekten çok abartıyor -_-



Yazarın diğer iki serisini çok severim, bu da çok iyi indirime girince hemen aldık. İndirim kovalıyoruz resmen. :D Ama biz aldıktan sonra ki fiyatını gördüğümüzde şok olduk :D 
Konusu biraz ilginç, umarım güzeldir^^
43,10t'ye aldık, şu an 110₺, iyi fiyata almışız değil mi? :D



Amazon'da indirim olunca ve tek bu kitap kalınca alalım dedik. Hatta okudum tekrardan, ilk okuduğumdan bir tık daha çok sevdiğimi söyleyebilirim^^
35₺'ye aldık^^






Yukarıda okuduğunuz gibi iki ve üçü aldık, ilk kitabı bilmediğimizden almamışız, daha doğrusu İkiz ne aldığının farkına varmamış, biraz araştırınca birinci kitabın bu olduğunu görmüş. :D
Amazon'da 30₺'ydi. Cidden iyi.. :'( Yıllar önce bu fiyatlara iyi diyeceksin deselerdi gülerdim... :'(((



Ama çok iyi durmuyorlar mı? :D



Bir sipariş yazısı da böylece biter, aslında kısa sürdü, neden bu kadar uzattım anlamış değilim. :P
Şu zamlardan sonra bence bu kitaplara çok çok iyi paralar vermişiz, yine olursa link paylaşırım ama instagram hesabımı takip etmenizi öneririm. ;)
Gerçekten HB'de çok iyi indirimler var, son zamanlarda yine güzel indirimler vardı ve bir kaç kitap almış olabiliriz. :D
Onlarda üç-dört aya yazılır herhalde. :P


Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^
Ve Hayırlı Ramazanlar^^



Buralarda da varım^^



 

 

18 Mart 2023 Cumartesi

Aşk Engel Tanımaz//Candace Camp Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Bu geçen sürede yine kafa dağıtan bir kitap okumak istedim. Instagramda takip edenler bilir, Amazon'da historical kitaplarda büyük indirimler vardı, set kitaplar çok uyguna geliyordu. Biz de başka setleri ve bu yazarın kitapları arasından kaldık ve konularını en beğendiğimiz bu olunca aldık, hatta birinci kitabı İkiz okudu ve sevdi. Normalde historical kitapları sevmezdim ta kii Bridgerton serisinden sonra, şimdi konusu daha ilgi çekici olanları almak istiyorum. Tabii yine onaylamadığım kitaplar var ama şu anlık çıkan genç-yetişkin kitaplarına bakacak olursak bence çoğu historical normal yani. Neyse, bunlar sevip sevmeyene göre değişiyor, ona göre alabilirsiniz. ;)


Artık pek de genç sayılmayan ve evlenmeye dair bütün ümitlerini yitirmiş Constance Woodley, Londra sosyetesinin parlayan yıldızlarından birinin kendisinden hoşlanabileceğine ihtimal dahi vermezdi. Ama koruyucusunun rehberliğinde, Lord Dominic Leighton gibi yakışıklı ve çekici bir çapkının bile dikkatini çeken büyüleyici bir yaratığa dönüşmüştü.
Sosyetenin şaşkın bakışlarının arasında, bu "sıradan" kız ve hovarda vikont evlilik pazarının kalpsiz düzeninde bile, aşkın bütün bahisleri yerle bir edeceğini herkese göstereceklerdi.

Constance babasının hastalı yüzünden balolara gitmemiş, bu yüzden de ilan edilmemiş, sosyeteye girememiştir. Babası vefat edince mirası alan amcasının ve yengesinin evinde sığıntı olarak yaşamaya başlar. Zorluk çıkarmamış olsalar da çokta iyi davrandıkları söylenemez.
Bir gün gittikleri baloda kuzenlerine yaverlik yaparken sosyetenin en ünlü kadını Francesca onu fark eder ve arkadaş olurlar. Bir anda kuzenlerine yaverlik yaparken bir anda da baloların en çok aranan ve dansa kaldırılan kızı olup çıkar. Bundan memnundur ama zamanı geçtiği için hiçte evlenme gibi bir düşünceye sahip değildir. Tabii aklı öyle dese de kalbi şans eseri tanıştığı ve onun deyimiyle çok büyük iyilik yaptığı Dominic'tedir.
Bu tarz karakterleri seviyorum ve çokta üzülüyorum. Çünkü o zaman gerçekte de mirasın kıza değil de erkek birine kalması o kadar saçma ki, tamam bari belli bir miktar ya da ev kalsın. Babasının mirası direkt tanımadığı adama kalıyor ve o tanınmayan adamda direkt üstüne atlıyor falan filan. Avrupa ne kadar medeni olsa da geçmişten beri çok fazla saçmalıkları var. 
Neyseeee
Amcası ve yengesinin yaptıklarına çok kızdım ama Constance'in sonradan şakır şakır cevap vermesini ayakta alkışladım, bu tarz insanlarla anca böyle başa çıkılır ;)
Karakter olarak sevdim ama klasik son ve mantıksız hareketler sonucunun verdiği saçmalıklarla karşılaştık yine. Son sayfalar kalmış, kız böyle böyle yapıyor. Bu ne dedim, bu neeeee!
Buna rağmen sevdim kendisini^^


Dominic'ten önce yardımcı karakterimiz Francesca'dan bahsetmek istiyorum.
Seride kendisinin bir kitabı var ve şu anlık en merak ettiğim kitap o. Yine de bekleyeceğim, çünkü o kitaba gelene kadar kim bilir neler olacak neler.
Çok tatlı bir karakterdi, o kadar anlayışlı ve yardım severdi ki o yüzden kitabını merak ediyorum. Tabii bir de yaşadıklarını okumak isterim, eski aşklara zaafım var aa dostlar.

Ve Dominic, ilk olarak kitapta Dominic'in gözünden de okumak isterdim. O yüzden kitap biraz yavan kalmış. Ya da başkasıyla konuşmasını okumak güzel olabilirdi. Tek bir yerde Francesca'yla konuşuyor ki orası da çok iyiydi devam etmesini isterdim.
Sonradan Constance'ye söyledikleri falan tam bir centilmendi. Bayıldım, bayıldımmmm <3
    

Çiftimizin tanışmaları diğer kitaplara göre çok güzeldi. Daha ilk sayfada düşman olunan karakterlere alışmıştık ama burada daha ilk dakikalarda tatlı sözler, bakışmalar havada uçuştu.
Yazarın kalemini bu yüzden sevdim ve devam ettikçe güzelleşeceğini inanıyorum. Zaten akıcı oluşu kitabı üç günden bitirmeme neden oldu, konuda merak edilesi derken şimdilik sevdim. Tabii böyle vay bee bir kitap değildi, bir kaç eksiklikler vardı, tam olarak adını koyamıyorum. Belki Dominic'in hislerinin eksikliği mi bilemiyorum ama aklımı kurcalayan şeyler olduğundan tam anlamıyla bayıldım diyemiyorum, yine de sevdim.
Bu tarz kitaplar hoşunuza gidiyor ve akıcı olsun benim olsun diyorsanız doğru kitabın yorumunu okuyorsunuz demektir. ;)
 


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"İnsan, pek az ortak yönü olan kişilerle mutlu bir hayat sürmeyi bekleyemez..."


*****

    "Sizi geçen geceden önce neden görmediğimi anlayamıyorum," dedi Leighton.
"Şehre yeni mi geldiniz mi?"
"Üç haftadır buradayız."
"Sizi görüp de fark etmemiş olmam mümkün değil."


Alıntıya not: Çiftimizin ilk tanışmasında kavga gürültü olmadığından çok seviştim^^





Bir yorumun daha sonundayız, başka yeni yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^


20 Ocak 2023 Cuma

Sevdiğim Tüm Erkeklere//Jenny Han Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yılın ikinci kitap yorumu ile geldim^^
Bu sefer ki kitabım öyle beklenmedik şekilde alındı ki iyi ki almışım dedim. Hepsi Burada'da indirim olunca hemen aldık, sonra ben seriyi toplamam falan derken Amazon'da da indirim olunca ve İkiz ilk kitabı okuyup beğenince neden almayalım dedik. Şu anlık aldığım için memnunum, umarım ikinci ve üçüncü kitapları filmler gibi olmaz, filmler çok hoşuma gitmedi ne yazık ki. :/


Lara Jean aşk mektuplarını annesinin verdiği bir şapka kutusunda saklıyordu. Bunlar başkasından aldığı mektuplar değil, kendi yazdıklarıydı. Sevdiği her çocuk için bir; toplam beş tane. Yazarak kalbi ile ruhundakileri dışarı dökebiliyor ve gerçek hayatta asla söyleyemeyeceği duyguları mektuba aktarabiliyordu çünkü onları sadece kendisi görecekti. Tabii bu gizli mektuplar postalanınca durum değişti ve böylece Lara Jean’in hayali aşk hayatı birdenbire kontrolden çıktı...

 Konuda da okuduğunuz gibi aslında saklı kalması gereken mektupların bir gün herkese gitmesiyle başlıyor. Beş kişiye giden mektuplardan biri de ablasının sevgilisi, eski arkadaşı Josh'a gider ve ortalık karışır. Diğerleri için sıkıntılı olmasa da Josh'a gitmesi Lara Jean'i çok kötü bir duruma sokar.
Bu sırada mektupların biride eskiden tanıştığı ama yıllar sonra arkadaşlıkları biten Peter'a da gider. Açıklama isteyen Peter'la bir anda sahte ilişki içinde bulurlar kendilerini.
Lara Jean'i sevdim, tatlış bir kız ama Josh hakkındaki düşünceleri çok hoşuma gittiği söylenemez, en azından bazı düşünceleri. Tamam ablasından önce tanıyor Josh'ı ama cidden olmamış. Filmde Josh hakkında ki düşünceleri daha soğuktu.
Ve yeri gelmişken Lara Jean filmde çok iyiydi, çok uyumlu bir oyuncu seçmişler. :)
Filmdeki ve buradaki Lara Jean'ler birebir aynıydı diyeyim. ;)


Gelelim Peter Kavinsky'ye. Filmde o kadar çok soy ismiyle seslendiler ki artık ben de okurken arada Kavinsky diyordum. :D Neyse konuyu dağıtmayalım. :P
İlk olarak Peter'i filmde daha çok sevdiğimi söyleyebilirim, çünkü burada Peter resmen affedersiniz ök*z gibiydi. Yani filmde Lara Jean'e olan duyguları daha ön plandaydı. Gerçi ikinci kitapta bazı şeyler ortaya çıkabilir, film devam etmez diye daha çok duyguları ön plana çekmiş olabilirler. Çünkü kitapta sevdiğimiz Peter bu mu dedim.
 Peter'ın farklı çıkmasını umuyorum ve bekliyorum, o notlar falan filmde daha iyiydi.
Sürekli filmle kıyaslama yapıyorum ama ilk filmleri izlediğim için illa ki bunları yazmak zorundayım. :/

Şu anlık hala filmleri sevdiğimi söyleyebilirim. Dediğim gibi Peter filmde cidden çok tatlıydı. Okuyanlar ve izleyenler bana hak verdi bile. :D Kitapta sevdiğim şey ise akıcı olmasıydı, o kadar akıcıydı ki bir oturuşta yüz sayfa okumuştum resmen. zaten kitap tam bir çerezlik ve okurken baya eğlendim.
Lara Jean'in kardeşi Kitty kitapta eh işteydi, onu da Peter gibi filmde daha çok sevdim. En azından Lare Jean ile olan iletişimi filmde daha güzeldi. Ablası Margot mesela, kitapta çok sertti. Filmde neden bu kadar sakin karakterler yapmışlar merak ettim doğrusu ve bence sevilmelerinin nedeni de bu.
Bir de arkadaşı Christine kitapta daha hoppaydı, ne bileyim filmde de hoppalık vardı ama kitapta doğru düzgün ortada bile göremiyorduk ki ortaya çıkınca da çok aklı başında olmuyordu.


Filmde bazı şeyler sonuçlanmıştı ama kitapta öyle bir yerde bitti ki hemen ikinci kitabı elime alıp neler olacak diye baktım.
O yüzden daha çok merak ettiğim doğrudur. Bu arada kitapların kapakları sizce de güzel değil mi?
Kitap ve film arasında kıyaslama yapmış olsam da ikisi de kendine göre güzeldi bence. Kitapta ki bir diğer rahatsız olduğum şey ise mektuplar, mektupların yazı fontu o kadar zor okunuyordu ki kitabı yüzüme yaklaştırıp okuduğum doğrudur. :D
Genel olarak yorumum böyle, elinizde varsa ya da uygun fiyata bulursanız okuyabilirsiniz. :) Çerezlik kitapları her zaman en iyisi. ;)



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^


"Küfürlü konuşmaktan nefret ediyorsun. Kek yapmayı seviyorsun. Cuma akşamları evde oturuyorsun. Vay canına, büyükannemle çıkıyorum. İğrenç."


*****


Josh, kalbimi kırıyorsun. Ve yalancısın. Çünkü beni tanıyorsun, beni neredeyse herkesten iyi tanıyorsun ve beni sevmiyorsun.


Dersin ortasında bana not gönderdi. Kağıdın kenarlarına örümcek ağı çizmiş ve yarın zamanında geleceğim, yazmıştı. Okurken gülümsedim. 
Her şey bittiğinde, Peter Kavinsky'nin kız arkadaşı olmanın nasıl olduğunu hatırlayacağım bir şey olsun istiyordum. Sahte olsa bile...





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^