Patricia Scanlan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Patricia Scanlan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2015 Pazar

Seni Bana Getiren Mektup//Patricia Scanlan Kitap Yorumu^^

Bir kitap yorumdan daha merhaba^^
Fantastik kitaplardan sonra ne zamandır gözüme çarpan bu kitabı hemen ellerime aldım ve okuyup, bitirdim. Aile-dram severler için birebir olan kitabı ve yazarı çok sevdim. Konuya bakınca bildiğiniz konu diyebilirsiniz ama kitabın devamın da yanıldığınızı görüyorsunuz ;) Gerek kapağı gerek anlatım tarzı güzel olan kitabı öneririm ;)


Bir mektup her şeyi değiştirir... Seni bana getirir...
Briony küçük kızıyla birlikte, İspanya'da yaşayan annesi Valerie'yi ziyarete gider. Masmavi Akdeniz sularına karşı oturmuş fotoğraf albümüne bakarken sayfaların arasında kendisine yazılmış bir mektup bulur. Mektup, Briony'nin kendisiyle görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessa'dandır.
Briony bu mektupla sadece büyükannesiyle ilgili gerçeği öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda annesi ve kaybettiği babasıyla ilgili sırları da gün yüzüne çıkarır. Briony, Valerie ve Tessa'nın hesaplaşmalarla, aşkla, pişmanlıkla, her şeyden önemlisi sevgiyle örülü hikâyesi hem duygulandırıyor hem de tatlı bir tebessüme dönüşüyor.


Başta dediğim gibi konu pek içeriği yansıtmıyor, asıl olay kitabın daha başından başlıyor. Okurken hem sinir olup hemde vay bee diyeceğiniz kitaplardan biri. Kitap hakkında detaylı yorum yapmak isterim ama ne yazık ki spoi olur diye ağzıma ayy pardon şimdi ağzıma olmaz parmaklarıma bir fermuar çekiyorum :D Her kitapta sevdiğim karakter olur, illa bir illa iki ama burada sevdiğim sadece bir kişi çıktı ve o da baş rol karakteri değil. Haa hak verdiğim oldu mu oldu ama hepsi de sütten çıkmış ak kaşık değil hani. İlk olarak Jeff ve Valerie'ye gelelim. Daha ilk tanışmadan başlıyor hikayeleri. Daha çok Valerie'nin hayatından kesitler sunmuş bize yazar. Gerçi kitapta geçen herkesin gözünden anlatılmış hikaye. Valerie'nin hayatına hem üzüldüm hem sinir oldum hemde keşke dedim yanii. Sinir olmama sebep olan bir diğer kişi ise Jeff. Başta işte benim karakterim diyeceğim sırada ters köşe yaptı bizi. Valerie'nin hayatı daha en baştan beri üzüntülerle dolu. Babasının ona olan davranışı ve annesinin bu zaman kadar susması Valerie'nin hayatına yön veriyor. Jeff'le tanıştıktan sonra hayatı güzel devam etse de aldığı haber sonucu hayatı tepetakla oluyor ve bazı insanların gerçek yüzünü görüyor.



Jeff'den fazla bahsetmeme gerek yok, daha çok anne ve babasından bahsedebilirim. Babası Locan çok iyi biri ve çiftimizi çok seviyor ama kaynana damarı tutmuş Tessa öyle değil. Tamam geçmiş hayatı onun da pek iyi değil ama Valerie'ye yaptıkları da yenilir yutulur cinsten değil. İşte en, en, en sinir olduğum karakter Tessa, sonradan da Jeff gelmekte. Çok mu ağır yazıyorum ama hayır okuyan herkes bana hak verecektir. Tessa ve Jeff'ten daha fazla bahsetmek istemem, hele o sona doğru olanlardan sonra. Konu da bir mektup bulunuyor, bunu bulan Valerie'nin kızı Briony. Gerçekleri öğrendikten sonra verdiği aşırı tepkiyi pek onaylamadım ne yazık ki, birden biri bir insan 360 derece döner mi acaba? Babasının kızı der bir diğer Lizzie karakterine giriş yaparım :) İşte kitapta tek sevdiğim karakter oldu, doğru konuşması ve tavsiye vermesi en sevdiğim yerler oldu. Hele bir de kardeş kadar gerçek dost olması Lizzie'ye olan sevgimi daha arttırdı.


Karakter analizimiz bu kadar, kitapta geçen her bir olay okumaya değerdi, evet kitap kalın bana göre ama olması gerektiği gibi düşünüyorum :) Sonuna kadar olaylar, gerçekler bir bir ortaya çıktı. Belki benim kadar sinir olabilirsiniz, bu nasıl kitap bırakacağım diyebilirsiniz ama devam edip bitirin derim, sona doğru şok ediyor sizi çünkü. Valerie'nin yaşadığı ve düşündüğü şeylerin hepsine hak vermedim ama onun yerinde ben olsaydım dediğim de bazen iyi ki yaptı, hatta bazen değil kitap boyunca iyi ki yaptı dedim. Tessa'nın duyguları da var evet ama Valerie'e için daha çok üzüldüğüm doğrudur. Bir de yazarımızın batıl inancı vardı ki evlere şenlik, kelebek diyeyim siz onu anlayın. Tabii okuyanlar için ;) 



Yazarın dili akıcı ve olaylara hakim oluşu okuma isteğini daha çok arttırıyor. Benim elimde biraz süründü kitap ne yalan, zamanın da okuyamadım çünkü yoksa bir oturuşta 100 sayfa okuyacak tarzdaydı. Aile-dram severlere kesinlikle öneriyorum. Hatta lütfen okuduysanız bana mesaj attında az dedikodusunu yapayım. Herkesin görüşü farklı olduğu için karşı tarafın görüşünü çok merak ediyorum. Şimdi N.Ablama aldırtmayı düşünüyorum, çünkü asıl onun düşüncesini merak ediyorum ;) Uzun lafın kısası aile-dram severler kaçırmayın derim ;)


Kapaktan bahsedecek olursam, harika bir kapak ve kitabı çok güzel yansıtıyor. Orijinal kapakta güzel ama olmamış ben pek sevmedim onu :D 


Not: Yazarın bir başka kitaplarının da çıkmasını isterim ;)




Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^


*****


"Bazen yaşadığın bir olayın hayatta yaşadığın en kötü şey olduğunu düşünürsün ama geriye dönüp baktığında bunların aslında o kadar da kötü olmadığının ve aslında senin için iyi bile olduğunun farkına varırsın,"


*****



*****

".... Hiçbir şey siyah yada beyaz değil. Her şeyin bir nedeni var, özellikle de yaptıklarımızın...."


*****

"....Affedilmek, büyük bir nimettir."



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^