26 Şubat 2016 Cuma

Yaz Rüzgarı//Kristin Hannah Kitap Yorumu^^

Selam^^
Romantik bir kitaptan sonra ne zamandır ihmal ettiğim yazarım Kristin'ın kitabını okudum. Gerçekten uzun zamandır Kristin Hannah kitabı okumuyordum. Hem kitapları yeni çıkıyordu hemde elimizde bir sürü okunmamış kitabı var, en kısa zaman da elimizdekileri okuyup yenileri almak lazım :) Aile-Dram dendi mi akla ilk gelen yazarlardan biri olan Kristin Hannah daha ilk kitapta beni kendine bağlamıştı ve en sadık olduğum yazarlardan biridir :D Sadık derken çıktığı kitabı fazla uzatmadan aldığımı belirtiyorum :) Bu kitabı ise konusunu beğendiğim için 3 kitap arasından seçip okudum :) Kristin yine ve yeniden beni şaşırtmadı ve harika kalemini konuşturdu^^

Kalbini nerede bıraktıysan evin orasıdır… 
Ünlü talk show sunucusu Nora Bridge'in hayatı, basın ve magazin dünyasını alt üst eden bir skandalla cehenneme döner. Kariyerindeki ani çöküşle birlikte meraklı gözlerden kaçan Nora yıllar önce ailesini terk ettiği Summer Adası'ndaki evine dönmek zorunda kalır. Nora'nın, bir komedyen olarak Hollywood'da tutunmaya çalışan küçük kızı Ruby ise annesini yıllardır affetmemiştir ve yaşanan skandalın ardından Nora'nın gizemli hayat hikâyesini yazması için ünlü bir dergiden servet değerinde bir teklif alır. Fakat bu yazıyı yazmak o kadar kolay bir iş değildir. Annesine yardımcı olma bahanesiyle adadaki eski evlerine gelen ve burada hem acı dolu hem de keyifli hatıraların gün yüzüne çıktığı dopdolu bir hafta geçiren Ruby'nin intikam ve öfke dolu hisleri yavaş yavaş durulmaya başlar. Çünkü bir anne ve kızı birbirine kenetleyen bağlar, ne kadar büyük bir felaketle yıpranmış olursa olsun asla kopmayacak kadar güçlüdür…


Konumuzdan anlaşıldığı üzere anne-kız arasında geçen bir hikayeyi konu alıyor kitabımız. Nora kariyeri için ailesini terk eden ve şimdi ise ünlü bir Talk Show sunucusudur(Radyo Program sunucusu). Her ünlünün sırrı vardır ve Nora'yıda çok acı bir sırrı kariyerini altüst eder. Geçmiş bir bir yüzeye çıktıkça çıkmaza giren Nora yaptığı bir hata nedeniyle kaza yapar ve terk ettiği yazlık evinde dinlenme kararı alır. Tabii tek başına yapamayacağı için sürpriz bir kişiden, sürpriz bir teklif alır. Yıllar önce çok kırdığı ve halen daha ona soğuk davranan küçük kızı Ruby ona bakmayı kabul eder. Başta her şey çok zor olsa da geçmişte yaşanan gerçekler ortaya çıktıkça anne kız gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. Nora sevdiğim bir karakter oldu, konudan kaynaklanan bazı sebeplerden ötürü gıcık olacağınızı düşünebilirsiniz ama tam tersi oluyor, geçmişte yaşadığı sıkıntıları okudukça Nora için üzülüyorsunuz.


Holywood'da komedyen olabilmeyi hayal eden Ruby ne kadar zor zamanlar yaşasa da ümidini hiçbir zaman kaybetmez. Bir gün harika bir teklif alır ama yapacağı iş çok zordur. Annesinin yıllar önce onları hiçbir şey söylemeden terk etmesi ise Ruby'yi içine kapanık bir hale getirir ve annesini hiçbir zaman affetmeyeceğine inanır ama geçmişte yaşananlara kulaklarını kapatan Ruby aslında gerçeklerle yüzleşmek istemediğini öğrenince yaşantısını ve yıllar önce kırdığı insanlarla arasını düzeltmenin yollarını arayacaktır. Ruby'yi de sevdim, hatta yaptıklarına da hak verdim, sizlerde okuyunca her iki karaktere de hak vereceksiniz. İkisi de kendine göre haklı yönleri de vardı ama Ruby'ye kızdığım tek sebep Dean'e yaptıklarıydı. Çok üzdü bizim tatlı oğlanı :(

Hazır Dean demişken kendisinden biraz bahsedeyim. Çok ünlü bir şirketin Ceo'su olan Dean yıllar önce abisi Eric ile yazlarını Nora'ların kaldığı Summer Adasında geçirirler. Bu sebeple Nora ve Ruby ile çok iyi anlaşıp, her şeyi beraber yaparlar. Ne yazık ki bu yıllar iki kardeşi de üzmüş, araya ayrılık girmiştir ama hayatın acı gerçekleri iki kardeşi yan yana getirip geçmişi unutmaya zorlar. Bu iki kardeşi de sevdim ve hallerine çok üzüldüm. Hele Eric :( Neyse okuyun öğrenin :(


Kitabın konusu, yazarımın her zaman ki gibi akıcı dili ve bize yaşattığı duygu karmaşası yine ve yeniden harikaydı. Aile-Dram severler için yine tercih edilecek bir kitap, gerçi aile-dram sevmeyenler de bu kitabı okuyabilir. Ateşböceği Yolu ve Gece Yolu gibi değil. Bunu da buraya not edeyim :D Yazarımın en az bir kitabı okuyun derim, zaten sizlere hitap etmiyorsa bırakırsınız ama tek bir şans vermenizi canı gönülden isterim ;) Ama bazı olumsuz yorum da eklemek istiyorum. Ne yalan kalemi harika olsa da son zamanlar da çıkan kitapları beni pek tatmin etmiyordu, ta ki bu kitabına kadar. Evet bu kitabı Ateşböceği Yolu ve Gece Yolu gibi olamaz ama güzeldi. Lakin bundan önce okuduğum son 2 kitabını pek sevemedim, çok eskiden yazılmış kitaplar bunlar ama olsun bu sorun değil bence, yine ve yeniden yazarımın kitapları okunur <3 
Neyse hep iyi, hep iyi olacak değil illa bir, iki tane patlak verir :D


Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap. Aile-Dram severler için öneriyorum, sizde benim gibi Kristin hayranı yada Aile-Dram severseniz kaçırmayın derim. Oturup bir solukta okuyup, kalemine hayran kalacağınız bu kitabı okuyun, okutun :D


Kristin Hannah hakkında yazdığım yazılara ulaşmak için Tık Tık!!
Kitap yorumları da burada mevcuttur^^



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^

"Bir yer ne kadar karanlık olursa olsun, her zaman aydınlık bir an vardır. Ben sana Ve Caroline'a o anları, yani aydınlık anılarımı anlattım."


******

Anılar suluboyadan ibaret ve sağanak bir yağmur hepsini yok edebilir.


******

"Kalbinin etrafına bir duvar örebilirsin ama onu değiştiremezsin..."


******

"Gerçekler her zaman can yakar Ruby. Bu yerçekimi gibi doğanın kanunu."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^

Buralarda da varım^^



25 Şubat 2016 Perşembe

HAFTANIN BLOGU #2 Kore Delisi^^ Yeni Bir Etkinlik^^

Herkese merhaba^^
Geçen hafta Çarşamba günü blogda Haftanın Blogu diye bir etkinlik paylaşmıştım ve her haftada yapmaya çalışacağımı söylemiştim, işte o yazımın devamı şu an sizlerle^^ Dün yazacaktım ama zamanım olmadı. Bugün de hem yorum hemde bu etkinliğimizi yazayım dedim :)



Geçen hafta hangi şanslı blogun olduğunu bahsedip bu hafta ki bloga geçeyim :)
(Geçen hafta ki yazım için Tık Tık!!)
Belki bir çoğunuz biliyordur Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler blogunu, bir de Esra'nın gözümden nasıl bir blogmuş diye merak ediyorsanız yazıma bir bakın derim ;)

Bu hafta ki şanslı blog ise, blog olayını daha yeni öğrendiğim, Kore hayranı olmaya da adım adım yaklaştığım zaman rastladığım ve severek takip ettiğim Kore Delisi blogu^^ Blogger'ımız pek fazla aktif değil. Daha çok yazı yazıp, daha çok aktif olmasını isterim doğrusu^^



Kendisi isminden anlaşıldığı üzere Kore fanıdır ve sadece Kore fanı değil Uzak Doğu severdir de^^ Gerek Japon, gerek Tayvan dizileri olsun hepsini izliyor. Sizde Uzak Doğu dizileri hakkında tavsiyeler istiyorsanız uğrayın derim. Fazla aktif değil ama eski yazılarından da sizlere tavsiye verir ;)



Bu blogu seçmemdeki sebep ise başta dediğim gibi blog ve blogger'larla tanıştığım zamanlar da takip ettiğim ilk bloglardan biri olması ve dizilere yaptığı yorumları sevdiğimden ikinci Haftanın Blogu kendisi^^ Sizleri de bu bloga davet ediyorum ;) 
Kendisi ile şahsi bir tanışıklığım yok, haliyle diğer sosyal medyada nerelerde hesabı var onları da bilmiyorum :) Blogda da öyle bir belirti yok, o yüzden sadece blog linki vereceğim ;)


Kore Delisi Blog Linki İçin Tık Tık!! 


İlk satırlarda dedim ama unutursunuz belkim diye geçen hafta ki Haftanın Blogu yazımın linkini tekrardan ekleyeyim :)


HAFTANIN BLOGU
GEÇEN HAFTA YAZILANLAR;

 Birinci Hafta İçin Tık Tık!!




Bu haftalık bu kadar, başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle alın^^

Buralarda da varım^^


19 Şubat 2016 Cuma

Mim: Yayınevleri^^

Merhabalar^^
12345 Kere yazdığım gibi mim yapmayı aşırı derece de çok seviyorum :D Tabii sorular kolay olduğu müddetçe :D Instagram'da da etkinlikler oluyor ama blog'da olan mim'lerin tadını veremiyor ne yazık ki :D Okuyanlar Kore-Kitap hakkında olan bütün Mim'lere etiketleyebilirsiniz beni :D Tabii ilginç soruları olan Mim'ler de kabulüm :D Uzun lafın kısası son olarak Bir Gencin Kitaplığı beni Yayınevleri adı altında bir Mim'e etiketlemiş, daha sorulara bakmadan sağ olsun Mim sevdiğimi bilen Kore Fenomeni'de etiketlemiş bu Mim'e. Eee hazır bir çok yerden aynı Mim'e etiketleme oldu bunu yapmak da farz bana :D Şaka bir yana etiketlediğiniz için çook teşekkürler :*


Mim ise başlıkta anlayacağınız üzere kitaplar ve kitapların çıkmasına olanak sağlayan Yayınevleri hakkında :) Ve lafı fazla uzatmadan sorulara geçelim :)


1. En sevdiğiniz yayınevi hangisi?
Bir çok yayınevini seviyorum, hepsinin kendine göre sevilecek özellikleri var. Ama sevmediklerim de var, sırf sevdiğim yazar çıkıyor diye aldığım başka da yüzüne bakmadığım :D Sevdiklerim ise Arkadya Yayınları, Martı&Novella, Go Kitap, Artemis Yayınları vs. Eskiden çok sevdiğim Yayınevleri vardı ama son zamanlar da sadece beğendiğim kitaplarını aldıklarım ile kaldılar. Pek sevilecek tarafları kalmadı açıkçası :D



2. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitabı kısaca yorumlayın.
En son Novella Yayınlarından Aşka Son Bir Şans'ı okudum. Yazarın seri kitabının devamı. Her bir kitapta ayrı çiftleri anlattığı, aile, dostluk ve aşkı eğlenceli ve güzel bir şekilde anlatan kitaptı. Bu kitabımız da  ailesini acı bir şekilde kaybeden Sydney ve geçmişte onu terk eden sevgilisini tekrardan kasabaya döndüğünü öğrenen Luke'un hikayesini anlatıyor. Seriyi tavsiye ederim :)



3. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitapta bir söz yazın.
Audrey'yi Bulmak: Eğer ben Aşırı Tepkiler Kraliçesi'ysem annem kesinlikle Aşırı Tepkiler İmparatoriçesi.
Tatlı Hesaplaşma: "Neden korkuyorsun, Kai?"
"Korktuğum tek bir şey var." Mavi gözleri benimkilerle buluştu.
"Seni kaybetmekten."


4.Yazarın başka okuduğunuz veya önerdiğiniz bir kitabı var mı?
Varsa, adı ne?
Tatlı Şeytan serisini kesinlikle öneriyorum :) Fantastik severlerin çoğu okudu ama bende fantastik okumak istiyorum diyorsanız kesinlikle bu seriyle başlayın derim :)



5. Yayınevinden kitap çıkartsanız ve tutmasa ne hissedersiniz?
Tutmazsa tabii ki de üzülürdüm ama kitabımın çıkması, o kitabın üzerin de ismimin yazması bile gurur kaynağı olacağı için sıkıntı olmazdı. Tutmamasının illa bir sebebi vardır, bende bundan yola çıkarak daha iyi geliştiririm kendimi :D 



6. Bu yayınevinden almak istediğiniz bir iki kitap hangisi / hangileri? 

Go Kitap'dan Karanlıkta Buldum Seni, Komik Bir Hikaye. Artemis Yayınlarından Sophie Kinsella kitapları, Cinder serisi, Morgaville serisinin almadığım kitapları vs. :D Daha saysam buradan uzak illere yol olur :P




Bir Mim'in daha sonuna geldik^^ Zorlandığım ama bir o kadar da eğlendiğim bu mim'i herkese paslıyorum^^
 İsteyen yapabilir^^
Ama yapanlar beni bildirirse çok müteşekkir olurum :D
Son olarak Bir Gencin Kitaplığı ve Kore Fenomeni blog sahiplerine çok teşekkür ederim <3


Başka yazılarda buluşmak dileğiyle, dostça kalın^^




Buralarda da varım^^




18 Şubat 2016 Perşembe

Aşkta Son Bir Şans//Marie Force Kitap Yorumu^^

Selam^^
Instagram hesabımı takip edenler(fightingblog) Aşka Son Bir Şans kitabını Kızıl Kraliçe'den sonra başladığımı bilirler. Kitabımızın seri olduğunu bilmeyen de yoktur her halde. Eee seri de yavaş, yavaş tamamlanmaya başlarken bende okuyayım dedim. Bu çiftimizi çok merak ediyordum, yazarımız kitapların da hep bir sonraki kitap hakkında bilgi verip bizi hazırlıyor. Aşka Düşünce kitabında ise Sydney'in acı dolu zamanlarını ve Luke'un aşkından az biraz bahsetti ve bizi bizden aldı. Zaten benim gibi hissedenler ne demek istediğimi anlamıştır, yazar gerçekten işini biliyor :D

Sevginin ne olduğunu öğrendiğim günden beri seni seviyorum, benimle aşka var mısın?
Trajik bir trafik kazasında ailesini kaybeden Sydney, geleceğini yeniden şekillendirmek üzere çocukken yaz aylarını geçirdiği Gansett Adası'na dönüyor ve on yedi yıl önce hiçbir şey 
söylemeden terk ettiği ilk aşkı Luke'la karşılıyor.
Tüm yaşadıklarının ardından şüphe, pişmanlık, suçluluk duygusu ve içinde canlanan yeni ama tanıdık hislerle boğuşan Sydney,aşka son bir şans verip mutluluğu bulabilecek mi, yoksa kendi yalnızlığını mı seçecek?
Gansett Adası büyülü, romantik ve ateşli aşklara yelken açmak isteyenleri bekliyor.


Konu da yazdığı gibi Sydney ailesini elim bir kaza da kaybediyor ve çok zaman sonra hayata tutunmaya başlıyor. Yıllar önce okumak için ayrıldığı kasabaya acısını hafifletmek ve kafasını dağıtmak için geldiğin de ise ilk aşkı Luke ile karşılaşıyor. Yıllar önce hiç bir sebep belirtmeden Luke'dan ayrılan Sydney Luke'un ona olan iyi ve sevecen tavırları ile kafası karışır ve gelecekte neler yapacağı hakkında ne yapacağını bilemez.
Yukarı da dediğim gibi Aşka Düşünce kitabında çiftimiz hakkında küçük bir bölüm vardı, o kısmı okuyunca Sydney'e çok üzüldüm ama burada bambaşka bir Sydney bizi karşılıyor. Acısını kalbine gömüp yaşamaya çalışan Sydney yıllar önce aşık olduğu ve halen daha unutamadı Luke ile aralarını düzeltmeye başlar. Sydney karakterini sevdim, tabii sona doğru Luke için düşündükleri beni birazcık hayal kırıklığına uğrattı, sen halen daha Luke'u tanımadım mı dedirtti ama devamın da her şey açığa çıkıyor. 

Yıllar önce annesinin rahatsızlığı nedeniyle okuluna devam edemeyen Luke bir de Sydney'in onu hiç bir şey söylemeden bırakıp gitmesiyle her şey tepe taklak olur ama zaman onu da iyileştirir ve hayatına devam etmesini sağlar ta kii ailesini acı bir şekilde kaybeden Sydney'in geri döndüğünü öğrenene kadar. Üzerinden yıllar geçse de ilk aşkını unutamayan Luke bir anda kendini Sydney'in yanında onu affedebileceğini düşünürken bulur ama o kadar da kolay olmayacak bir şeydir. Luke'u çok sevdim, bir kere aşkına sadık kalıyor, ailesini önemsiyor, bilinçli düşünüyor ve tam bir sır abidesi. Birde o son bölümler de yaptıkları yok mu, bir alkışı hak ediyor kendisi^^

Kitabımız da geçmiş kitaplar da ve gelecek kitaplar da olan karakterlerimizden de bahsediyor. Mesela ilk kitapta olan Mac ve Maddie, ikinci kitapta olan Janey ve Joe karakterimiz de kendilerini unutturmuyorlar. Diğer kitapta geçecek olan Grant ve Stephanie'de var. Bu çiftimiz de çok merak edilesi. Zaten konusunu okuyanlar diğer kitaplar gibi bunu da merak edecektir.


Yazarımızın kalemine ilk kitapları okuyanlar iyice alışmıştır. Aile, arkadaşlık ve aşkın ön planda olduğunu, geçmişte ne yaşanırsa yaşansın geleceğin bize her daim sürprizler yaptığını eğlenceli ve güzel bir dille anlatan yazarımız seriye hız kesmeden devam ediyor. Tavsiye kısmına gelecek olursam, zaten serinin ilk iki kitabını okuyanlar bunu da merak edip devam edeceklerini düşünüyorum :) Okumayanlar için ise çabuk bitecek, eğlenceli bir kitap istiyorsanız tavsiye ederim :) 


Kitaba puanım 5/4
(Puan kırmakta ki sebebim ise Sydney'in dengesiz davranışları oldu, okuyunca anlayacaksınız^^)


Alıntılar^^


Kimi kandırıyordu? Nefes almadan nasıl yapamazsa, Sydney olmadan da yapamazdı.

*****

Pişmanlıklara sığınmanın bir yararı olmadığını öğrenmemiş miydi? Sahip olduğumuz tek şeyin şu an olduğunu? Yine de, bunu bilmek suçunu hafifletmeye yetmiyordu.



Serinin diğer kitaplarına yaptığım yorumlar;

Bir Aşk Çarpıntısı yorumu için Tık Tık!
Aşka Düşünce yorumu için Tık Tık!

Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^


17 Şubat 2016 Çarşamba

HAFTANIN BLOGU #1 Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler^^ Yeni Bir Etkinlik^^

Herkese Merhaba^^
Normal de kitap yorumum ve mimler dururken daha yeni gördüğüm bu etkinliğe zaman dolmadan katılmak istedim^^ Etkinlik hem eğlenceli hemde sizlere takip etmekten her zaman zevk aldığımız blogları tanıtıyoruz. Doğrusu özellikle açıp şu blog bugün ne yazmış bakayım dediğim bir blog yok, haa bu hiçbir blogu takip etmediğim anlamına gelmesin. Facebook'da Instagram'da ve blog sayfasında yeni yazıları gördüğüm an merak ettiklerime hemen bakıyorum ve yorum bırakıyorum ;) 
Gelelim bu etkinliği nereden gördüğüme :) 

Mim sorularına bakmak için Kore Fenomeni'nin bloguna ziyarette bulunurken gördüm, iyi ki de görmüşüm :D Etkinlikte yapacaklarımız ise sizin seçtiğiniz veya kura ile çektiğiniz bir blogun tanıtımını yapacaksınız :) 



Bir çok blogu severek takip ediyorum ve aklımda bir kaç tane var ama ilk olarak yazıları ve seçtiği konuları okumaktan her zaman zevk aldığım Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler'in blogunu tanıtacağım :)



Her konudan bahsediyor. Gerek kitap gerek gündeme dair bir çok ilgimizi çekecek konular konuk bu blog da. Mesela kitap yorumlarına bayılıyorum. Çok sevdiği George Clooney için yazdıkları ve dedikodu kısmı ise favorim. :)


Harika fotoğraflar çektiğini de şuraya iliştirmek isterim^^ Instagaram'a yüklediği fotoğraflara da bayılıyorum :) Ayrıca kendisi video da çekmeye başladı^^ En son çektiği videoları yeni gördüm, hemen Youtube'da 'Bildirim al' seçeneğini tıklayayım da izlemekte geç kalmayayım :)
 Not: Bunların hepsinin linklerini sizlerle paylaşacağım :)


Kitap ilk sırada, Kore ise ondan sonra geliyor :) Kitap&Kore sever biridir kendisi. Aynı benim gibi. Ne kadar ortak yönümüz var yaa :D Bu arada sadece Kore değil, film tavsiyesi de almak istiyorsanız blogu ziyaret edin derim :)

Ziyaret edilmesini hak eden blog hakkında daha ne yazsam bilemedim :) Blog da yok yok, takip ettiğiniz de anlayacaksınız :)


Gelelim takip edeceğiniz linklere :

Blog için Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler
Youtube İçin Tık Tık!!
Instagram için the_syhn

Diğer bütün sosyal medya hesaplarına blogdan ulaşabilirsiniz :)


Bir daha ki haftaya hangi blog olur düşünmem gerek :) Ama her çarşamba yapmaya çalışacağım :) Bu etkinliğe bütün bloglar davetlidir :) Bir nevi Mim olarak düşünün ;) 
Benim için eğlenceli olan bu etkinliğe herkesi beklerim :)


Not: Etkinlik için daha fazla bilgi almak isterseniz Kore Fenomeni blogunu ziyaret ediniz :)



Başka yazılarda görüşmek üzere :)


Buralarda da varım^^


12 Şubat 2016 Cuma

Oradan, Buradan, Şuradan^^

Herkese merhaba^^

Başlığı okuyunca farklı bir yazı anlayabilirsiniz ama ben son zamanlar da her telden müzik dinliyorum ve o yüzden öyle bir başlık atmak istedim. Kısacası şu an son zamanlar da dinlediğim şarkıları sizlerle paylaşacağım ;)


İlk olarak kendi T-Pop'umuzdan başlayayım :D


Gökhan Tepe, sevdiğim  sanatçılardan biri ve her şarkısı olay. Bu şarkıyı da çok severim ve çok anlamlı sözleri var^^



Ve şimdide K-Pop'a yani Kore'ye bi uzanalım :D




Son zamanlar da yeni bir grup, şarkıcı ve Ost'u dinlemedim ama geçen sene izlediğim Fated To You Love'da geçen bu şarkıyı çok seviyor ve enerjik buluyorum :D
Aslında 1980 yada 90'ların şarkısı ama Minho ve kız çok güzel söylemiş ve dans etmişler :D Aç, kafan dağılsın diye izle^^



Son olarak çook uzaklardan ABD :D



Bu grubu seviyorum,şarkıları çok güzel ve bu şarkıdaki tempo harika^^ Klipte güzel ama şarkı daha bir güzel. Bas'ı yüksek olan şarkıları severim^^




Son zamanlar da bir çok eski şarkıyı dinliyorum ama bunlar en tazecikler^^ Sizler de seversiniz belki ;)
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, müzikli günler :D



Buralarda da varım^^






11 Şubat 2016 Perşembe

Kızıl Kraliçe//Victoria Aveyard Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bu sıralar blogumu yine boşluyorum ama en kısa zaman da dolu dolu ki şu an aklımda bir fikir yok ama geri döneceğim :) Daha olması gerek mimlerim, yazılması gereken K-Pop Aşkına yazım var :D Onu hemen yazmak istemedim, zamana bıraktım ama en kısa zaman da inşAllah^^
Kitabımıza gelirsek, Dünyaca ünlü bir kitap diyebiliriz. Instagram'daki bütün yabancı Bookstagram'ların sayfalarını süslüyor. Pegasus Yayınları da haklarını aldığı zaman ise kitabı merak etmeye başladım, hatta ve hatta çıktığı anda ne kadar güzel bir kitap falan diyordum ve hemen okumak istiyordum.  Lakin gelen bazı yorumlar ile hevesimin kırıldığı söyleyebilirim. Yorumlar gelmeden önce sevgili ablalarımız&K.mm bize Tüyap'tan aldılar, hemde özel kutulu ^_^ Harika değil mi? <3 Yorumları okudukça kitabı her seferin de sonra okurum diyordum ve sonun da fikrim değişti ve kitaba başladım. Kitap nasıl mıydı? İşte o yorumun devamında ama ilk önce konu ;)

İnsanların Kana Göre Sınıflara Ayrıldığı, Bir Düzen… Büyülü, Tanrısal Yetenekleriyle Diğerlerine Hükmeden Gümüşler, Onların Gölgesinde Hayatta Kalmaya Çalışan, Sıradan Kızıllar… İktidar Tehlikeli Bir Oyundur. Peki, Kazanmak İçin Ne Kadar Kan Kaybetmek Gerekir? Kanla Bölünmüş Bir Dünyada, Kazananı Belirsiz Bir Varoluş Mücadelesi…

Mare Barrow'un dünyasında kanın rengi, varoluşun biçimini belirlemektedir. Doğaüstü yeteneklerle donatılmış Gümüşler, köle gibi çalıştırdıkları ve savaşta ölüme gönderdikleri Kızıllara hükmetmektedir. 

Yoksul bir Kızıl kasabasında yaşayan on yedi yaşındaki Mare, talihsiz olaylar sonucu bir Gümüş sarayında çalışmaya başlar. Ancak Kızılların başkaldırı hareketini örgütleyen Kırmızı Muhafızlar'ın davasını ateşleyecek kıvılcımın kendi parmaklarının ucunda olduğunu fark edince bambaşka bir oyunun ortasında kalır. Yalanlar üzerine kurulu bir düzende Kızılların Gümüşlere, bir prensin diğer prense ve Mare'nin kendi kalbine karşı mücadele ettiği bu tehlikeli oyunda tek mutlak gerçek, ihanettir.


İKTİDAR TEHLİKELİ BİR OYUNDUR. 
Diye başlıyor kitabımız. Kitabı okurken gerçekten böyle olduğunu görüyoruz. Çok değişik bir kitaptı. İlk olarak karakterlere değinecek olursam kitabımızın üç önemli karakter var. Kızıl olan Mare ve Gümüş olan Prensler Cal ve Maven. Mare ayrımcılık ve haksızlığın her seferinde acımasızca karşısına çıktığı bu hayattan artık bıkmış ve dik kafalı oluşu ile bir çok belayı üzerine çekmiştir. Bir gün çaresizlik içinde yaptığı bir olay sayesin de Kraliyet sarayın da işe başlar ve daha ilk günden sabah uyandığı hayattan umutsuzca koparılır. Ne yaptığını kendi bile bilemeyen Mare Kraliçe ve Kral'ın emri ile bambaşka ve çok tehlikeli bir hayat yaşamaya başlar. Her an tetikte olan Mare'nin karşısına ise daha önceden ilgisini çeken Kızıl Muhafızları çıkar ve yardım ister. Bu dakikadan sonra sürekli seçim yapan Mare'yi çok büyük sürprizler bekler. Mare karakterin sevdim mi, hımmm ne desem bilemedim. Evet yeteneklerine falan hayran kaldım ama sürekli bir şeyleri tekrar etmesi sınırlarımı zorladı. Sürekli ne dediğini demeyeceğim ama anladık daha, sürekli tekrar etmesi laf kalabalığı olmuş. Ve şu asabi hali ve duygusuz oluşu, işte bunlar sevmeme engel oldu. Bir çok Distopya ve Fantastik kitapların kız karakterini sevmiyoruz o yüzden Mare'de beni hayal kırıklığına uğratmadı, aynı türün kitap karakterlerinin çoğu aynı yani :P


Cal ve Maven ikisi de tatlı, ikisi de prens ve ikisi de çok yetenekli.(Kitabı okuyanlar belki şok olabilirsiniz ama az biraz spoi verdiğim zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız ;) ) Şahsen ikisini de çok sevdim, belki birine kızmış olabilirim ama şahse umudumu kaybetmiyorum ve sırf bu nedenle ikinci kitabı çok merak ediyorum. Öyle ki kitap çıkınca spoi yemeye bile razıyım :D

Kitapta sevmediğim karakter çoktu. Mesela Kral ve Kraliçe. Saçma egosu olan Evangeline en sevmediğim karakterler oldu ama bence sizde benim gibi düşünüyorsunuz değili mi? Hele o Evangeline -_-


-SPOİLER BAŞLANGICI-

Evet biraz önce hem Cal'i hemde Maven'i sevdiğimi söyledim. Evet ikisinin arasında ayrım yapamıyorum. Bence ikisi de aynı sevilesi kişiler ama o sonda Maven'in yaptıkları tabii ki de affedilir gibi değil. Ama ben inanmıyorum. Koskoca bir krallık ve onu kötü emellerine alet etmek isteyen Kraliçe. İlla bunda bir oyun vardır. Şahsen ben Maven'a inanıyorum. Haa Team Maven mi? Hayır %50 %50 seviyorum ikisini de^^ Cal'in de (Bu nasıl isim yaaa, şu yabancılar karaktere isim koyunca az bizi de düşünse yaa :P) çok sevdiğim davranışları ve yaptığı şeyler oldu ama karakter analiz sonucunu ikinci kitapta göreceğiz artık, bakalım yazar bizi o kitapta ne kadar şok edecek ;)



-SPOİLER SONU-


Kitabın konusu, kurgusu gerçekten çok güzel. En çok beğendiğim şeyler ise kanların ikiye ayrılması. Gümüş ve Kızıl olarak ayırt edilmesi falan gerçekten güzeldi. Hele o güçler en sevdiğim şeyler oldu. Ateşi, suyu, havayı, zihni ve hastalıkları kontrol etme yetisi var gümüşlerde, tabii hepsinde değil. Hem fantastik hemde distopya, nasıl sevmeyeyim ama işte sevmediğim yönü de çok oldu. İlk olarak acayip duygu eksikliği vardı. Sadece Mare için değil bütün karakterler için geçerli. Şahsen bir kitapta duyguya çok önem veririm. İkinci şey bazı yerler de kafam çok karıştı, yazar tam olarak bazı şeyleri otutturamamış kitapta ve çok fazla detaya girmemiş. Evet fazla detaya girmek insanı sıkıyor ama bu kitapta bazı yerler de keşke biraz daha detaya girseydi dedim. Spoi'yi okumayanlar için bazı nedenlerden dolayı kitabı devam ettirmeyi düşünüyorum, hatta ve hatta çok merak ediyorum. Biraz yabancı okurların yorumlarına göz atabilirim o kadar merak ediyorum düşünün :D Ama bu kadar övülecek bir kitapta değildi. Devam kitaplar da ne olur bilinmez ama bu kitapta umduğumu gerçekten bulamadım ve sonuç olarak hayal kırıklığı. 



Tavsiye kısmına da hemen geçiş yapayım bari. Ben çok merak ediyorum, Pegasus bunu boşu boşuna çıkarmaz diyenler varsa okusun derim. Ama ikinci çıksın öyle okuyun, belki sizde benim gibi o sonu çok merak edeceksiniz ;) Ama distopya, fantastik karışık severler için bir şey diyemem eğer dikkatinizi çekiyorsa okuyun en azından nasıl bir konuymuş, kitapmış onu öğrenirsiniz. Şahsen çok merak ettiğim şey olmasaydı ikinci kitabı almayı düşünmezdi bunu da buraya ekleyip puan ve alıntılara geçeyim ;)

Not: Hazır ikinci kitap demişken, şu an ikinci kitap yurt dışında yeni çıktı ama öncesinden de vardı gibi. Ben Pegasus'un yalacısıyım valla :D Neyse Pegasus en kısa zaman da çıkaracakmış. Bakalım bu en kısa zaman ne zaman :) 

Dipnot: Kitabı bize ulaştıran tatlışlara da çoook ama çoook teşekkür ediyorum <3 Seviliyorsunuz^^



Kitaba puanım 5/3.5



Alıntılar^^

Yani her zamankinden hızlı, her zamankinden akıllı ve en kötüsü de her zamankinden şanslı olmalıyım.


*****


Masallarda, fakir kız prenses olduğunda gülümserdi. Bense bir daha gülümseyebileceğimi sanmıyorum.


*****

Tüm o acımasız tavırları ve güçlerine rağmen hala sadece korkaklardan oluşan bir sürüydüler.




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^





Menekşeler Açarken//Nagihan Gedik Kitap Tanıtımı^^

Herkese merhaba^^

Son zamanlar da Instagram ve bir çok sosyal medya da bohçalı bir kitap görüyorsunuzdur. Martı Yayınlarının yepyeni kitabı ve gerek sunumu, gerek kitap,konusu ve gerekte harika sürpriziyle bizleri çok sevindirdi. Daha ilk seferde ellerine ulaşan birçok kişi beğendi ve hemen okuyan bile oldu. Benim de ilk elime ulaştığında nasıl sevindim anlatamam. O sıra biraz rahatsızdım hemen açıp bakamadım ama sevinci başkaydı^^ O zaman fazla bir şey yazmadan kitabımızın tanıtımına geçelim ;)



Seçimlerimiz mi kaderimizi belirler, yoksa zaten kaderimizde olduğundan mı o seçimleri yaparız? Londra'da yaşayan Menekşe'nin iki hayali vardır. İlki, eğitimini aldığı oyunculukta ilerlemek, ikincisiyse hayatının aşkını bulmak, fakat kaderin Menekşe'yle ilgili başka planları vardır. Sevmediği bir adamla evlenmek zorunda kalmasıyla başlar kaderi yazılmaya. Evlenip kocasıyla beraber Ankara'ya taşınır. Evliliğin onuncu gününde kocasından kaçarak Ankara'da tanımadığı bir adamın evinde çalışmaya başlayarak saklanmaya başlar. Bu evin beyi Sarp'sa hayatını daha da fazla altüst edecektir. Âşık olmuştur ve hayalleri her zamankinden daha güçlü bir şekilde benliğini kuşatmaya başlar. Kaderi ona aşkı mı getirecektir, yalnızlığı mı? Yoksa çok daha fazlasını mı?


Kitabımızın çok güzel bir konusu var ve kısacık, ince bir kitap^^ Okumak için sabırsızlanıyorum. Gerçi My Twin hemen başladı^^


Kitabımız bohçalı kitap olarak geçiyor bir nevi, ama şunun sunumuna bakar mısınız?? Harika bir el emeği ve hazırlanma süreci var^^ Hepsi çok tatlıydı.

Vee kitabımız^^




Kitabımız da sadece bohça size sürpriz yapmıyor, ayraç ve çok güzel olan anne duası da içinde yer almış^^

Hepsi çok güzel, tekrardan Martı Yayınlarına ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim^^
Ayrıca My Twinle bana ayrı ayrı gelmiş, bu incelik için ise daha çok teşekkür ediyorum^^


Kitabımızı en kısa zamanda okumayı düşünüyorum, güzel bir aşk hikayesi bizi karşılıyor gibi :) 



Başka yazılarda görüşmek üzere^^
Bol kitaplı günler^^



Buralarda da varım^^




6 Şubat 2016 Cumartesi

Olmadı Baştan Alalım//Jemma Forte Kitap Yorumu^^

Herkese selam^^

Şu sıralar kitap okuma serüvenim çok olaylı :P İlk olarak beni Instagram'da takip edenler Yandaş'a başladığımı görmüştür ama ne yazık ki yediğim spoi yüzünden kitabı devam ettiremedim ki kitap değil seri benim için çok önemli ve çok sevdiğimdi. Ama yediğim spoiler yüzünden bıraktım ve filmini bekleyeceğim. Tabii seri devamı değil de sadece Dört'ü anlatan kitabı da almama kararı aldım :) Neyse Yandaş serüvenim böyle. Yandaş'ı okumayı bıraktığım an daha yeni elime ulaşan, Martı Yayınlarının yeni kitabı Olmadı Baştan Alalım'a başladım. Gerçekten Yandaş'tan sonra iyi giden bir kitap oldu. Daha ilk dakika da olaylar sizi kaptırıp götürüyor. Zaten konusu ilgi çekici, birde ilk sayfa da olaylar başlayınca bırakmak zor oluyor.

Yıllardır kocası ve çocukları için yaşayan Jennifer kariyerini, hayallerini ve tutkularını bir yana bırakmıştır ve hayatını yeniden sorgulamaya başlar. Jennifer için soru sormanın bedeli, kocası için hazırlandığı gece onun başka bir kadına ilgi duyduğunu öğrenmek olmuştur. O gece trafik kazası geçiren Jennifer günlerce komada kalır.

Komadayken önünde her biri eski erkek arkadaşlarının adını taşıyan üç tünel açılır ve Jennifer onları seçseydi hayatının nasıl olacağını görme fırsatı bulur. Tünelin sonunda ışık mı yoksa karanlık mı olduğunu anlamak için yapacağımız tek şey, onunla bu yolculuğa, yani aslında kendi hayatlarımıza doğru yola çıkmak. Hayatımızda bir şeyler ters gidiyorsa onu baştan almak, yeniden başlamak.


Evet konuyu okuduğunuz gibi Jennifer büyük bir kaza geçiriyor ve komaya giriyor. Koma sırasın da kocasıyla evlenmeden önce birlikte olduğu sevgilileriyle yoluna devam etseydi neler olacağını görüyor. Gerçekten sıra dışı bir kitaptı. Böylesini ilk defa okudum ve beğendim. Jennifer karakterini sevdiğimi söyleyemem ama. Çok değişik bir karakterdi. Çoğu düşüncesi, davranışı beni çileden çıkardı ama yine de kitabın baş karakteri olarak sevdiğim yönleri de oldu. Komadayken diğerleri seçse acaba neler olacak düşüncesini hem o merak etti hem biz. İlk olarak konu da dendiği gibi kocasının başka kadına duyduğu ilgi ve ondan önce yaşadıkları onu hep acabalara sürüklemiştir. Bu da olaylı gecede yaşadığı kaza nedeniyle önüne çıkan acabalara cevap bulma yöntemidir. Her bir eski sevgilileri için olan tünele girdiğinde hem şok olup hemde doğruyu yapıp yapmadığı sorgular. 


Tüneller de nelerle karşılaşmıyor ki. Biz bile okurken aferin Jennifer iyi seçim yada kötü seçimdi deyip duruyoruz. Mesela bir tünel vardı ki gerçekten insanı verem eden tarzda bir şeydi. Tabii Jennifer da iyi ki diyor ama aklında yine hep soru işaretleri mevcut. Doğrusu kitabın içeri hakkında daha çok bilgi veremeyeceğim gibi. Ben daha çok yazarın kalemine değineyim. İçeriği hakkında alıp okuyun derim, sizler bile böyle tarz kesin okumadınız ;)

Yazarın dili ve kalemi en önemlisi ise hayal gücünü beğendim. Bölüm bölüm farklı konulara, hayata ve tünellere adım atıyoruz ama zerre kafa karışıklığı olmadı. Bu yönden takdir etmek lazım. Çok zor bir işe el atmış yazar ve başarmış. Diğer hayattan kopmadan bir diğerini okuyoruz ve gerçekten birbirine karışan ne bir olay ne bir hayat nede tünel var :D Çok karmaşık geldi size değil mi? Bence bunlara fazla takılmadan okuyun derim;) Tabii çok iyi yönleri olabilir ama tam tersi sevmediğimiz tarafı da var. Bir kere yazarın karakterleri tam dayaklık bir kaç tanesi dışında. Mesela Jennifer'ın kocası -_- Sonra başta dediğim gibi Jennifer'ın bazı davranışları ve diğer tünel kahramanları :P Ama arkadaşlarını çok sevdim, Karen ise favorim^^


Ve daha fazla detaya girmeden tavsiye kısmına geçelim. Farklı bir tarz ve kalem okumak istiyorsanız öneririm ;) Jennifer kendi hayatını sorgularken onunla birlikte sizler de sorguluyorsunuz ve Jennifer iyi ki böyle yapmış yada yapmamış diyorsunuz ;) Kısacası az bazı yerler sinirimi bozsa da ve çok değişik bir son ile bitse de beğendiğim bir kitap oldu, sizlere de tavsiye ederim ;)




Yurt dışında çıkan kapaklar ve bizim ki^^ Hepsi de çok güzel, ayrım yapamadım doğrusu^^ :)


Kitaba Puanım 5/4



Alıntılar^^


"Herkesin alacağı günlük nefes sınırlıdır,"demişti. Bu nedenle, eğer nefesini ve stres seviyeni yavaşlatırsan daha uzun yaşarsın.


*****

"Biliyorum," dedi Jennifer kederli bir şekilde. "Bazen seçme hakkım olmasaydı daha kolay olurdu diyorum, o zaman hayatın istediği yönde ilerlerdim. Şimdi kararı ben vereceğim ve verdiğim karar doğru olmayabilir."




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^

Buralarda da varım^^